Küresel kuşatma sürüyor. Bir türlü diz çöktüremedikleri Türkiye'nin geleceğine kilit vurabilmenin şer çabası, her yolu, her yöntemi, her cenahı kullanabilmenin arayışında.
Gençlere, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine, üniversitelere, vakıflara, dini cemaatlere, terör örgütlerine yönelerek sızabilecekleri, kontrol edebilecekleri her yapıyı kullanarak, Türkiye'nin bağımsızlığını zayıflatıp, geleceğine hükmedebilecekleri kirli planlarını hayata geçirmenin yoğun çabasındalar.
Raporlar hazırlıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alıyorlar. Cumhur ittifakının varlığından rahatsızlık duyuyorlar. PKK/PYD-YPG terör örgütü ve onun siyasi kolu, kanadı HDP'yi yeni roller vererek, sahaya sürüyorlar.
Terör örgütleriyle Türkiye'yi yıldırmanın şer ısrarını sürdürüyorlar. Suriye'yi, Irak'ı parçalayarak, İsrail'e kardeş onun gibi bir garnizon devletçiğinin inşası için Türkiye engelini aşmanın yoğun gayretindeler.
ABD'nin CIA uzantılı kuruluşları, peş peşe Türkiye raporları hazırlıyorlar. Raporların ortak noktası; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmenin, hükümetini yıkmanın arayışında olmaları.
Son olarak yayınlanan ABD'nin Brooking Ensititüsü'nün raporunda da aynı çaba sergilenmiş.
Raporda deniyor ki;
"Türk hükümeti Amerika Birleşik Devletleri'ni bir müttefik olmaktan çok stratejik bir tehdit olarak görüyor ve Washington'da artan çoğunluk Türkiye'ye aynı şekilde bakıyor...
Risk şu ki, Türkiye çevresinde çalışmak, Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki 'oyunbozan' rolünü oynama çabalarını yoğunlaştıracak.
Washington, bu olasılığı ortadan kaldırmak için, Türkiye'nin yeni dış politikasından endişe duyan artan sayıda ülkeyle daha etkin çalışabilir.
Doğru yapılırsa, böyle bir strateji hem Ankara üzerindeki baskıyı güçlendirirken aynı zamanda diğer aktörlere güven verir hem de artan gerilimin tehlikelerini en aza indirir."
Bakar mısınız dertlerine. Türkiye'nin bağımsız politikalarının rahatsızlığıyla kıvranıyorlar. Çözüm olarak da, Türkiye'yi çevreden kuşatmayı, Türkiye karşıtlarıyla işbirliği yapılmasını istiyorlar.
Raporda ABD Başkanı Biden'ın hükümete karşı muhalefetin desteklenmesine yönelik açıklamalarının zemini de belirlenmiş. Deniliyor ki;
"Nihayetinde, Türkiye'nin Batı ile bağlarının yeniden kurulmasından fayda sağlayacağına karar vermek demokratik olarak seçilmiş bir Türk hükümetine kalacak. O zamana kadar Washington'un karşısındaki zorluk, bu durumu ikili ilişkileri düşmanca hale getirmeden görünür kılmak için yeterli baskıyı sürdürmek olacaktır."
Hedeflerini açıkça ifade etmişler. 2023 seçiminde beklentileri, yeni bir hükümetin işbaşına gelerek, ABD çıkarlarını harfiyen uygulamasıdır.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, Türkiye'yi hedef alan bu raporun ifadelerine hak ettikleri cevapları verdi. Dedi ki;
"Türkiye'nin batı ile bağlarının yeniden kurulmasının yeni bir hükümete kalacağı iddiası seslendirilmiştir. Sözde siyasi mahkumların serbest bırakılmasının, Türkiye-ABD ilişkilerinde iyileşme yaşanması için ön şart olduğu vurgulanmıştır. Yani tehdit ve dayatma diz boyu- dur.
Türkiye'mize ve meşru hükümetimize alçakça parmak sallanmaktadır. Brooking Enstitüsü Türkiye'yi adeta sömürge ülkesi gibi servis etmiştir. Gözümüzden kaçmayan bir başka husus da şudur: Kemal Derviş, Brooking Enstitüsü'nde yöneticidir. Bu durum kuşku vericidir.
CHP'nin Brooking Enstitüsü'yle irtibatı, Derviş-Kılıçdaroğlu bağlantıları, dahası CHP'nin ABD'nin yeni hükümetine düşünce kuruluşları vasıtasıyla muhbirlik yapıp yapmadığı milli vicdan tarafından sorgulanmaktadır. Yazılan karanlık senaryonun iç yüzü aydınlanmaya başlamıştır.
Biz oyunu görüyoruz. Cumhur İttifakı'nın tarihi varlığının çok güçlü şekilde devamına inanıyoruz. Zalimlere karşı biriz, emperyalizme karşı tek yüreğiz. Biz Türkiye'yiz, Türk milletiyiz. Okyanus ötesinden ülkemize istikamet çizdirmeyiz, müdahale ettirmeyiz.
19 Şubat 2001 tarihli MGK Toplantısı'ndan sonra baş gösteren siyasal ve ekonomik sorunlar tekrar etmeyecektir. Merhum İsmail Cem'le yola çıkıp, sonra onu ilk durakta satan, Türkiye'yi karıştırıp ardından da kaçan Derviş'in maskesi çoktan düşmüştür.
Küresel güçlerin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır, Türk milletinin yapacakları görülecektir. Eğilmez başımızla, teslim olmaz irademizle, milli şuurumuzla, muazzam dayanışmamızla Emperyalizm'i ve fitne komiserlerini her cephede karşılamaya sonuna kadar hazırız."
Davamız İstiklal davasıdır...
Yorum Yazın