Nuran Çakmakçı

Nuran Çakmakçı

Mail: fdfjdlkg@hotmail.com

En çok öğrencisi olan öğretmen

Doğan Cüceloğlu annesiz kalmasının acısını anlatırken “Annen yok, kimsen yok” sözleri ile herkesi ağlatmıştı. İçindeki çocuğa rağmen en çok öğrencisi olan öğretmendi o... Binlerce aile çocuklarıyla iletişim kurmayı onun kitaplarıyla, söyleşileriyle öğrendi, onun yol göstermesiyle yetiştirdi.

"Annen yok, kimsen yok” sözleri ile herkesi ağlatmış, “Mükemmel değil, merhametli insan yetiştirin” sözleri ile de anne babaların rehberi olmuştu Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu. Ömrünü insanı insana anlatmakla geçirdi. Ülkemiz için çok özel biriydi. Kullandığı sevgi dili ayrıştırmanın, ötekileştirmenin çok uzağındaydı. İnsanları öylesine kucaklıyordu ki onu bir defa dinleyen, kitaplarından birini bir defa eline alan sözlerinin, düşüncelerinin etrafında birleşiveriyordu. Öldüğü haberi duyulunca sadece ailesinde değil, birçok evde onun kaybının üzüntüsü yaşandı, yüzlerce kişi duygularını sosyal medyada paylaştı. İçindeki çocuğa rağmen en çok öğrencisi olan öğretmendi. Binlerce aile çocuklarıyla iletişim kurmayı onun kitaplarıyla, söyleşileriyle öğrendi, onun yol göstermesiyle yetiştirdi. Doğan Cüceloğlu annesiz kalmasının acısını anlatırken hiç tanımadığı binlerce insan onunla birlikte bir ablayı, bir dostu, bir anneyi, babayı, bir öğretmeni kısaca bir yakınını kaybetmiş gibi hissetti. O söyledikleriyle, yazdıklarıyla her eve, her yüreğe dokundu. İşte o nedenledir ki bizden, aileden birini kaybetmiş gibiyim, gibiyiz.

TEK DERDİ VARDI: İNSAN SEVGİSİ

Her bir araya geldiğimizde, toplantılarda o yumuşak, ruhumuzu okşayan, sakin ve gönlümüzde yer edinen cümlelerini dinledikçe onun tevazuunu hayranlıkla izlemiştim. Doğan Hoca’nın tek derdi vardı “insan sevgisi.” İşte bu nedenle binlerce kişinin yüreğine dokundu, konferanslarıyla, kitaplarıyla, söyleşileri ve televizyon programlarıyla iz bıraktı, bırakmaya da devam edecek.

Gülümseyen yüzü, babacan, herkesi kapsayan tatlı tatlı konuşması bizi rahatlattı, bakış açımızı değiştirdi. Aile içinde çocuğumuza, eşimize, kardeşimize, arkadaşlarımıza bakarken başka bir gözle onları görmemizi sağladı. Farkındalıklarla yaşamayı ve insanları hatalarına rağmen sevmeyi bize öğretti. 

Ailesi de ona veda ederken, “Babamız, insanların kim olduğuna, nasıl göründüğüne bakmaz, kalplerinin derinliğini anlamaya çalışırdı. Her insanın içindeki derin ve gizli potansiyele inanan, onun ortaya çıkmasına destek olmayı, güçlendirmeyi amaçlayan biriydi. Her insanın hata yapabileceğini ama esas önemli olanın hatalardan ders çıkarmak olduğunu düşünür, böyle davranırdı. Tüm yaşamını inandığı değerler ve en önemlisi sevgiyle yaşadı” derken onun yazdıkları, söyledikleri, fikirlerinin ne kadar değerli bir kaynak olduğunu aktarıyor.

En çok öğrencisi olan öğretmen


O GÜLEN YÜZÜ HEP AKLIMIZDA

- Onunla tanışmayan, onu dinlemeyen, kitabını okumayan eğitimci yoktur diye düşünüyorum. Çoğu insan onun kitaplarıyla çocuklarını büyüttü. İnsan olmak adına ve insan yetiştirmek adına senden çok şey öğrendik Anadolu bilgesi koca yürekli adam. Ailesine olduğu kadar bizlere de cömertlik, merhamet, bilgi ve sevgiden oluşan çok büyük bir miras bıraktı. 

O gülen yüzün hep aklımızda, kalbimizde olacak.

Bu dünyadan güzel bir insan geçti, her yere ışığını saçtı, nur içinde uyu Doğan Hocam.

OKUL SEÇİMİNDE TEKNOLOJİ İLK SIRADA

Her
 ne kadar pandemi varsa da, hayat devam ediyor. Her yıl tam da bu dönemlerde çocukları ilk defa okula başlayacak olan aileler en iyi okulu ve en başarılı öğretmeni bulmak için araştırmaya başlar. Seçeneklerle imkanlar asasında denge kurulmaya çalışılır ve genellikle kafalar biraz karışır. Ancak, çocuğu bu yıl okula başlayacak ailelerin kafası şimdi daha da karışık. Devlet okullarına gidecekler için durum biraz daha net, çünkü çocuklarının hangi okula gidecekleri zaten e-Devlet’te belirleniyor. Seçimi özel okuldan yana kullanacaklar ise kararsız. Çünkü, okul seçimi çocuğun geleceği için çok önemli. Çocuğunun iyi bir eğitim alması için servet dökecek olan aileler yanlış bir okul seçimi yapmak istemiyor.

BAZI OKULLARIN KARNESİ ZAYIF

Önceden, okulun fiziki yapısına, kampüsüne bakan veliler pandemi nedeniyle bu kez teknolojik alt yapısına, veli ile iletişimine öncelik tanıyor. Bu dönemde bazı okullar uzaktan eğitim sürecine hızla uyum sağlayıp, teknolojik alt yapılarını geliştirirken bazılarının bu konudaki karnesi maalesef zayıflarla dolu oldu.

Çocuğun geleceğini şekillendirecek bu seçimi yaparken bu aralar en çok dikkat edilen konuların başında okulun teknoloji imkanları, yani alt yapısı geliyor. Seçim yaparken pandemi nedeniyle neredeyse bir yıldır uzaktan eğitim yapan okulların bu konudaki karneleri iyi incelenmeli. Öğretmenleri bu konuda donanımlı mı, okulun alt yapısını en son ne zaman yenilenmiş, eski veliler okuldan memnun mu? Bu soruların cevapları mutlaka araştırılmalı. Önerim yöneticilere okulun teknolojik alt yapısını sorun, laboratuvarların ve uzaktan eğitim imkanlarının çağın gereklerine uygun tasarlanıp tasarlanmadığını araştırın. Çünkü, şu son dönem yaşadıklarımız gösterdi ki teknolojik destekli eğitim çalışmaları çok önemli hale geldi.

EĞİTİM ARTIK DÖRT DUVARDAN ÇIKTI

Öğretmenlerin ve yöneticilerin bu konudaki donanımları ve hazır olup olmadıkları çocukların eğitim yolculuğunu yakından ilgilendiriyor. Gelecek yıllara çocukları hazırlamak için öncelikler artık bu yönde değişti. Eğitim, öngörülen zamanın çok öncesinde dört duvar arasından çıktı. Diz üstü bilgisayara, tablete, telefona bağlandı. Daha önce bilgisayar başına oturduğu için azarladığımız, şikayet ettiğimiz çocukları bu kez anne baba ve öğretmenler olarak bizler zorla oturtmaya başladık. Şimdilik tek öğrenme merkezi bu alanlar oldu. Çocuklar Türkiye’nin en büyük eğitim platformu olan EBA’ya bile tablet, televizyon ya da cep telefonu olmadan ulaşamıyor. Kısacası teknolojinin eğitimde yeri arttı, hatta en üst sıraya çıktı. Çocuğa dokunarak, gözünün içine bakarak öğretmenin yerini ona ekrandan ulaşabilmek aldı. Eğitimde yeni paradigmalar konuşulur oldu. Öğretmenler teknolojiyi sınıflarına, öğrencilerine başarılı bir şekilde entegre edebilirse onların neyi ne kadar öğrendiğini anlayabilecek ve nasıl ilerleme kaydettiğine yönelik verileri kullanabilecek, onlara belki daha rahat ulaşabilecek. Yapay zekanın eğitimdeki rolü arttı. Artık, okul kararı verirken, bir yıl öncesi son sıralara attığımız eğitimde teknoloji kullanımı en üst sıradaki yerini aldı. Araştırmalarınızı buna göre yapmanızı öneririm.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar