Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

AK Parti’nin kazanma, muhalefetin kaybetme sırrı

AK Parti döneminde sadece CHP değil muhalefette yer alan hiçbir parti etkili olamadı. Hiçbiri de dönüp kendi eksiğiyle yüzleşmedi ve hep bahane üretti. Kimi suçu medyaya attı, kimi de din ve etnik eksenli siyaseti öne sürüp kendi eksiğini gizledi. Oysa karşılarında toplumun yüzde 50'sinin oyunu almış bir AK Parti vardı ve her kesime dokunan siyaset izliyordu. Bunu doğru analiz etmeyen muhalefet umut olamadığı gibi ülkenin başına bela olan siyasi kutuplaşmayı da derinleştirdi.
Muhalefet partileri bu gerçeği görmediği gibi AK Parti'nin Türkiye'yi cumhuriyet ve Osmanlı'yla barıştırma ve doğal olarak normalleştirme siyasetine de karşı durdu. Bugün CHP ve birlikte olduğu 6 artı 1'li ittifak bunu çok daha sert ve tehlikeli biçimde yapıyor.
Peki, izledikleri bu siyaset toplumda bir karşılık buluyor mu?
Bulmadığı oy oranlarının yerinde saydığından belli. CHP, Deniz Baykal döneminde ulaşılan yüzde 25 bandını aşmış değil. Bu başarılamayınca, önce HDP'nin yüzde 10 barajı geçme, sonra da MHP'den "İyi" bir parça koparma projesi devreye sokuldu.
Bir anlamda proje başarılı olsa da tek tek partiler başarılı olamadı. HDP'nin PKK'yla ilişkisi sürdü, İyi Parti de "merkeze" oturma başarısı gösteremedi.
Eğer CHP olmasaydı bugün bu iki partinin de esamisi okunmazdı.
Ama en hazin olanı, yine büyük umutlarla AK Parti'yi çökertecekleri varsayılan DEVA ve Gelecek partilerinin başına geldi. Kısa sürede iki parti de siyaset mühendislerine büyük hayal kırıklıkları yaşattı. Öyle ki, "Bilge Adam" ilan edilen Temel Karamollaoğlu şaşkınlığını bile gizleyemedi: "Bu arkadaşların AK Parti tabanında yüzde 20-30 çözülmeye neden olacağını düşünmüştüm. Öyle olmadı."
Geçmişte de AK Parti'yi içeriden ve dışarıdan çökertmek için birçok girişim oldu ama hiçbiri başaramadı. Hem de dalga geçilen "üst aklın" desteğine, darbe ve ekonomik saldırılarına rağmen.
Bugün de bütün sıkıntılara, küresel ekonomik krize, Ukrayna-Rusya Savaşı'na, terör saldırılarına rağmen AK Parti hâlâ birinci parti. CHP ile arasındaki oy farkı hâlâ yüzde 10'un üzerinde.
Peki, muhalefet neden başaramıyor?
Birincisi, AK Parti'yi yanlış analiz ediyorlar. İkincisi, Türkiye'nin değişim dinamiğini doğru okuyup ona göre siyaset üretemiyorlar. Bu hepsi için geçerli... Gerisini anlatmaya gerek bile yok. Böyle olduğu için bugün en güçlü günlerini yaşadığı söylenen CHP'de hâlâ iç kaos ve kargaşa bitmiş değil. Ülkeye demokrasi ve hukuk vaat ediliyor ama parti içinde ne demokrasi var ne de hukuk. Meclis'teki grup başkanvekilleri de, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerin il başkanları da atamayla geliyor. Birçok il kayyumla yönetiliyor.

CHP'DEN BÜYÜK ÜYE İSTİFALARI NE ANLAMA GELİYOR?
Bu yüzden son üç yılda CHP'den binlerce üyenin istifa ettiği, istifa rakamlarının İstanbul'da 50 bini, İzmir'de ise 45 bini geçtiği söyleniyor.
Garip bir durum var: CHP'ye Doğu ve Güneydoğu'dan yeni katılımlar olurken, Batı'da da istifalardan geçilmiyor. Diğer muhalefet partilerinin durumu da farklı değil. Bu çöküşü, 6'lı masa projesi dahil engelleyecek ve durduracak hiçbir siyasi çaba da görülmüyor. Bu durum AK Parti'nin şansı gibi görünse de ülke demokrasisi için ciddi bir şanssızlık. Muhalefetin bu başarısızlığı doğal olarak agresifliğe, siyaset dışı davranışlara yol açıyor. Boşuna "Ergen muhalefet" denmiyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar