Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

ALGIMIZI DEĞİŞTİRİRLER YANILGIMIZI BİLEMEYİZ

İletişim çağındayız. Her türlü bilgiye ulaşıyoruz. İletişim teknolojisi gelişti. Dünyanın öbür ucundaki bir kişiyle  zaman ve mekan sınırlarını aşarak iletişime geçebiliyoruz.

İletişim araçlarının bu derece yaygın olması, bilgiye rahatlıkla ulaşmamız, acaba doğru bilgilenmemizi garantiliyor mu? Yoksa iletişim çağında iletişimsizlik yaşayıp mizansen bilgilerle yanılgıların bir süjesi mi oluyoruz?

Haberleri genelde televizyondan öğreniyoruz. Diğer medya araçlarına göre hızlı ve görsel olması bize inandırıcı geliyor. Görmek, duymak ve okumaktan daha ikna edici geliyor. Hani gerçekliği ifade etmek için “Gözlerimle gördüm” “Gözüm sana mı inanayım kızım sana mı inanayım?” “Göz var, izah var” sözleri inanma açısından görmeyi öne çıkarıyor.

Peki televizyonda gördüğümüz ne kadar gerçek? Yoksa çeşitli manipülasyonlarla bizi yanıltıyorlar mı?

Algımızı nasıl değiştiriyorlar?

1-Bazen ideolojiye, siyasete göre kullanılan dil değişir. Kişiler değişmediği halde onlara yüklenen anlam ve etiket  değiştirilebilir. “Eylemci” “terörist” “provakatör” “özgürlük savaşçısı”

 Bazen küresel çıkarlara ve  döneme göre kullanılan dil değişebilir. Bir zaman kahraman olarak gösterilen ve adına Afgan Mücahitleri adı verilen grup daha sonra küresel çıkarlar değişince terörist Taliban hareketi olmuştur. Yine bir zaman kahraman Çeçen Savaşçıları olarak kutsanan kişiler daha sonra kökten dinci terörist olarak lanse edilmiştir.

2-Bazen medya perdeleme yapar, asıl görülmesi gerekeni göstermez. Örneğin bankalar hortumlanırken, özelleştirme adı altında stratejik kurumlar yabancılara satılırken, bizler sürekli “tinerci vahşeti” “kapkaç çetesi” ve “benimle evlenir misin?” “ programlarını eğlencelik korku ve zevk filmleri gibi izleyebiliriz. 
Gerçek sorunu ve gerçekleri göremeyiz.

3-Medya bize bazen hiç gerçek olmayan bir haberi gerçekmiş gibi sunabilir. 1991 Körfez savaşında bize savaş mağduru diye televizyon ekranından sürekli petrole bulanmış bir karabatağın görüntüsünü verdiler. (Oysa çok önceleri Fransa sahillerinde çekilmiş bir görüntüydü)

Bazen de çok kötü bir olayı bize eğlenceymiş gibi sunarlar. Bağdat’ın bombalandığı gün CNN muhabiri bu anı bütün dünyaya naklen duyururken “havai fişek” gösterisine benzetmişti. Bizler evlerimizde koltuklarımıza gömülmüş, “havai fişek” gösterisi izliyorduk. Oysa orada çocuklar ölüyor, öksüz ve yetim kalıyor. Kollar, bacaklar parçalanıyor. İnsanlık trajedisi yaşanıyordu. Ama biz onu görmüyorduk.

4-Medyada reyting kaygısı ön plandadır. Önemliyle önemsizi yer değiştirir. Örneğin bir yerde dört yaşlı adam trafik kazasında ölse, bir de manken gibi güzel bir kız trafik kazasında ölse. Dört adamın ölümü haber olmaz, ya da küçük puntolarla resimsiz olarak bir köşeye sıkıştırılır. Ama genç ve güzel kızın büyük fotoğrafını koyup “hayatının baharındaydı” diye bir de başlık atıp bize gösterirler.
(devam edecek)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar