Metin Çınar

Metin Çınar

Mail: cinarmetin06@hotmail.com

ALTILI MASA ADAYI: KILIÇDAROĞLU VEYA ŞENER

İktidar tarafından benzemez oldukları sıklıkla eleştiri konusu yapılan ve kendilerini “Altılı Masa” olarak tanımlayan, büyük bir başarıya imza atmış siyasi ittifak, 2023 yılı ilk toplantısını, geniş bir bildiri yayınlayarak kamuoyuyla paylaştı. Zaten benzemezlikler ayrı ayrı siyasi parti olma nedenidir. Seçim öncesi, aday tespit çalışmaları, verimliliği üst seviyede olacak bölgesel seçim stratejileri ve seçim güvenliği konuları başta olmak üzere, seçilecek Cumhurbaşkanının yol haritası üzerinde geniş bir mutabakat metni hazırlanmış. “Geçiş Süreci Yol Haritasını ve Ortak Politikalar Metnini” 30 Ocak’ta yapılacak ortak bir lansman toplantısı ile kamuoyu bilgisine sunulacak. Akabinde Cumhurbaşkanı adaylarını açıklayacakları ve geniş bir katılımla ve Türkiye Siyasi tarihinde ilk defa yapılacak bir “Aday Tanıtım Toplantısı ve mutabakat protokol imza töreni” yapılacaktır. Önce cumhurbaşkanı adayının imzalayacağı metni takiben ittifak parti liderleri de imzalayacaktır. Miting şeklinde hazırlanacak törene iki milyon üzerinde katılımcı hedeflenmektedir.

 

ADAY BELİRLEME ŞEKLİ

Aday niteliği iki seçenekli düşünülmektedir. Birinci şekilde altılı masa içerisindeki liderlerden birinin cumhurbaşkanı adayı olarak tespiti halinde diğer liderlerin her biri cumhurbaşkanı yardımcıları olarak düşünülmektedir. İkinci seçenekte ise aday liderler haricinde tespiti halinde yardımcılıklarına partilerin liderler haricinde verecekleri birer kişi ile temsil edilecektir.

 

BİRİNCİ YÖNTEMDE ADAY: KEMAL KILIÇDAROĞLU

Muhtemel birinci şekildeki adayın CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olabileceği artık herkesçe kabul görmüş haldedir. Ancak gözlemlerim ve izlenimlerim sonucu bu işin Kılıçdaroğlu tarafından gerçekleştirilmeyeceği. Bunun bir şaşırtma ve eleştirileri kendi üzerinde toplayarak, asıl ilan edilecek adayın yıpratılmaması üzerine kurgulanmış taktik bir siyasi manevra olduğunu düşünmekteyim.

İKİNCİ YÖNTEMDE ADAY: ABDULLATİF ŞENER

İttifak parti kurmaylarınca ikili ilişkilerde sıklıkla dile getirilen aday tespit şekli liderler haricinde, her kesimden rahatça oy alabilecek, itirazların en aza indirgenildiği bir aday tespiti üzerindedir. MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sıklıkla dile getirdiği ve Cumhur İttifakı Adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında prim yapabilecek, oyun kurgularını rahatça bozabilecek, nitelikli, yıpranmamış, karşılığı olan, akçeli ve suistimale hiçbir zaman adı karışmamış, başarı hikayesi olan ve rakibini en iyi tanıyan birinin aday olması istikametindeki söylemleridir. Devlet tecrübesi olan, uzlaştırıcı, sakin, konusuna hakim ve kariyer sahibi olan, bu seçimde beklenen başarı hikayesini yazacak kişinin Abdullatif ŞENER olduğu yönündedir. Parti kurmayları Abdullatif ŞENER ismini son günlerde sıklıkla ve rahatlıkla kullanıyor olmaları, Altılı Masa’nın muhtemel ve en güçlü adayının bu olduğu yönündedir. Geçiş dönemini uyum içinde sağlayacak ideal bir isim olduğu siyasi kulislerde de ağırlık kazanmış durumda.

 

ERDOĞAN’DAN DÖNÜŞLER

Yanlıştan, yöntem değişikliğinden, şartların oluşması veya oluşmasının imkansızlığı hallerinden, kamusal ve milli çıkarlar istikametinde atılan adımlardaki dönüşleri olumsuz anlamda nitelendirilecek türden dönüşler olarak düşünmemekteyim. Ancak siyasette bazen iddialı sözler sarfedilmekte söyleyeni bağlayabilmektedir. Genellikle de Erdoğan’dan bu dik duruş olarak nitelendirilip, tersi hamlede hiç söylenmemiş edasıyla unutturulmaya çalışılmaktadır. Sıklıkla AK Parti Genel Başkanı Erdoğan “dik duracağız ama diklenmeyeceğiz” sözünü bir zamanlar sıklıkla kullanmaktaydı. Bu dönüşleri kısaca hatırlamaya çalışırsak; İsrail’e karşı “one minute”, Rahip Brunson için ”bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız”, Gazeteci Can Yücel’in Almanya’ya iadesi için “hiçbir surette olmayacak, ben bu makamda olduğum sürece asla” demişti, 15 Temmuz hain kalkışmasının finansörü BAE, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti faili Suudi Arabistan, Finlandiya ve İsveç’in Nato’ya girişlerine müsaade etmeyeceğiz, Mursi’yi hapse atan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’ye “darbeci Sisi, Tiran, Katil Sisi” ve yakında da “Dostum, Kardeşim Esad”,

 

BAŞIMIZA EYT’Yİ DOLAYANLAR BEDELİNİ ÖDEYECEKLER

Erdoğan’ın EYT- Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili söylemleri;"Niçin erken emeklilik? Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler. SGK sistemimizin çökmesini istemelerinin tek sebebi kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır. Biz bunu yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum. Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor

 

KAFAYA TAKMAYIN

İdris tıp fakültesinden doktor olarak mezun olur ve köyüne döner. Henüz doktorluk yapacağı yere ataması olmamıştır. Ancak, İdris’e mezun olurken “ilk hastaya teşhisi doğru koymanız çok önemli. Ömür buyunca koyduğunuz teşhisin doğruluğu veya yanlışlığı yakanızı bırakmayacaktır. İsabet ettirmişseniz meslek hayatınız buna göre devam edecektir” diye inandırmışlardı. Köyündeki ilk günde hastalanan komşusu Dursun’u muayene eder ve sorar, Dursun Amca neyin var? Dursun kötü bir ishale yakalandığını söyler. İlk hastasına doğru teşhisi koyma rahatlığı yaşayan İdris, reçeteyi yazarken ilacı bir türlü hatırlayamaz ve tek aklına gelen ilaç zanaks (xanax) yazar. Ancak ilk hastası olan Dursun’a yazdığı reçetede ishal ilacı yerine, kafa ilacı yazmıştır.

Üç gün sonra köy kahvesine uğrayan İdris, Dursun’un bir masada okey oynadığını görür ve merakla yanına yanaşarak sorar,

Dursun Amca, ilaç nasıl, iyi geldi mi, iyileştin mi?

Dursun cevap verir, “Doktor İdris oğlum, b..k içinde yüzeyrüm ama nedense hiç kafama takmayrum” der.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar