Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Anket mi algı yönetimi mi

Kamuoyu araştırmalarını dikkatle takip ederim. Ne yazık ki son dönemde anket firmaları kamuoyunun nabzını tutmaktan ziyade algı operasyonları yapıyorlar. Böylece kendi inandırıcılıklarına darbe vuruyorlar. Anket firmaları artık kamuoyunun nabzını tutan araştırma şirketleri olarak değil, kamuoyunu manipüle eden firmalar olarak görülmeye başlandı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin en büyük sermayesi inandırıcılıklarıdır.

ANKET BORSASI

Her seçime giderken anket borsası açılıyor. Ama bu kez borsa erken açıldı. Sanki ihaleye çıkılmış gibi. AK Parti’yi en düşük gösteren ihaleyi alacak gibi. Şimdilik yüzde 30’un altına indirdiler. Yakında yüzde 20’nin altına çekeceklerinden eminim. Sanıyorum ihale en fazla verenin üstünde kalacak.

Muhalefeti bir motivasyon içinde görüyorum. Ama bunun boyu nedir, Millet İttifakı birbirinden mi oy alıyor, iktidar ve muhalefet arasında geçişkenlik yaşanıyor mu? Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için bunları görmeliyiz...

AK PARTİ ANKETLER İÇİN NE DİYOR?

Anket firmalarının AK Parti’nin oylarını düşürmek için yarıştıkları bir dönemde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’le konuştum. Şen, araştırmaların yapıldığı AR-GE’den sorumlu. Ayrıca GENAR Araştırma Şirketi’yle AK Parti kurulmadan önce de bu işin içinde olan birisi.

Dikkat edin Mustafa Şen’e oy oranlarını sormadım. Netice itibarıyla o da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı.

MUSTAFA ŞEN’İN SORUSU

Mustafa Şen söze, “Bir kısım, anketler üzerinden algı operasyonu yapıyor. Aynı isimler 24 Haziran 2018 cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan birinci turda kazanamıyor, ikinci tura kalıyor diyorlardı. Ne oldu? Erdoğan ilk turda kazandı” diye başladı.

Günümüze geldik. Anketleri konuştuk. Mustafa Şen, “Şimdi bu arkadaşların hangi sözüne güvenelim, nasıl inanalım? AK Parti yüzde 30’un altına düştü, diyorlar. Peki bunu hangi veriye dayalı olarak yapıyorsun diye sıkıştırdığımızda ise Türkiye’nin toplam nüfusu esas alındığında bu sonuç çıkıyor, diyorlar. Seçmen bazında değil, diyorlar. Biz düzenli olarak anket yaptırıyoruz. Ve bizim anketlerimizde AK Parti yüzde 40’ın altına düşmüyor” diye konuştu.

TEMEL ELEŞTİRİ

Mustafa Şen, 30-35 yıldır kamuoyu araştırmasıyla uğraştığını söyledi. Yani çekirdekten yetişme.

Anketlerle ilgili temel bir itirazda bulundu. “Biz seçimlerde neyi esas alıyoruz? Bir, sandığa giden seçmenleri esas alıyoruz. İki, seçim sonuçları ise geçerli oylar üzerinden ilan ediliyor. Türkiye’nin nüfusu 83 milyon ama örneğin 57 milyon seçmen varsa bunun hepsi de oy kullanmıyor. Yüzde 80-85’i sandığa giriyorsa, yüzde 10-15’i oy kullanmıyor. Seçim sonuçları ise kullanılan oylar değil, geçerli oylar üzerinden hesaplanıyor. Bu durumda toplam nüfus üzerinden anket sonucu açıklamak, manipülasyondur. Ayrıca öyle açıklasalar dahi gerçek öyle değil. Zira toplam nüfusta bile AK Parti’nin oyları hiçbir zaman yüzde 35’in altına düşmüyor” dedi.

ÇAĞRI

Sonra meslektaşlarına bir
çağrı yaptı.

“Ben bu anket firmalarını:

1- Bilimsel uzmanlık ilkelerine uymaya davet ediyorum.

2- Bilimsel etik ilkelerine uymaya davet ediyorum” dedi.

İşin ahlaki boyutu açısından Mustafa Şen’in çağrısını yerinde buluyorum.

AK PARTİ ANKET YAPTIRIYOR MU?

Mustafa Şen, anket yaptırdıklarını belirtiyor. Anketlerde kararsızların ikinci parti çıkması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söylüyor.

“Bizim kısa bir süre önce sonuçlanan ve Türkiye genelinde 5 bin katılımcı ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yaptığımız anket bize bir şeyi daha gösteriyor. Bu arkadaşlar, ‘kararsızların oranı çok yükseldi’ diyorlar. Yüzde 20’ye, yüzde 30’a çıkaranlar oluyor. Bizim anketlerimizde kararsızlar, cevap vermeyenler ve ‘henüz kararımı oluşturmadım’ diyenlerin oranı yüzde 10-12 oranında çıkıyor. Ama gerçeği saptıranlar kararsızların oranı ‘yüzde 20-30 oldu’ diyorlar. Bu işlerini düzgün yapmadıkları anlamına geliyor. Çünkü Türk toplumu, politize bir toplumdur. Bunu her seçimde görmek mümkündür” dedi.

POLİTİZE TOPLUMDA KARARSIZ OLMAK

Mustafa Şen bir noktaya dikkati çekti. Hem toplum kutuplaştı deniliyor hem de kararsızların oranı yüksek çıkarılıyor. Oysa kutuplaşma ile kararsızlık birbirine zıt ve birbirini ortadan kaldıran iki durum.

Mustafa Şen de o noktaya değindi. “Kutuplaşmış toplumlarda kararsız sayısı minimuma iner. Öyle 15’lerde, 20’lerde, 30’larda olmaz. Bu durum arkadaşları yanlışlayan önemli bir veri olarak önümüzde duruyor. Bu anketleri yapanların biraz ofislerinden dışarı çıkıp, seçmenlerin arasında olmaları gerekiyor. Bunu yapanlar bilerek, tasarlayarak ve taammüden gerçekleri öldürüyorlar. Yalan söylüyorlar” diye konuştu.

Anket sonuçlarını tartışmaya devam edeceğiz.

DENİZ GEZMİŞ, KENAN EVREN’İN EVİNDE SAKLANMIŞ

BİRİ devrimci gençlik lideri, diğeri 12 Eylül Darbesi’nin lideri. Kenan Evren’in hayatında saklayacağı en son şey Deniz Gezmiş olurdu herhalde.

12 Eylül’de “Bir sağdan, bir soldan” diye ülkücü ve solcu gençlerin idamına karar vermiş olan Kenan Evren’den söz ediyoruz.

EVREN’İN TANDOĞAN’DAKİ EVİ

Ben de Deniz Gezmiş işini Kenan Evren’in anılarını okurken öğrendim.

Zaten Kenan Evren de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının kendi evinde saklandığından sonradan haberdar olmuş. Önce Kenan Evren’in anılarından o bölümü aktaracağım.

“Bir aralık gazetelerde Ankara Tandoğan meydanındaki bir evde, Deniz Gezmiş denen teröristin misafir edildiğinin anlaşıldığı, evin mühürlendiği ve evdeki kiracı karı kocanın gözaltına alındığı haberini okudum. Gazetedeki adres ve basılan resim, bizim evin adresiydi.”

O sırada Kenan Evren, Trabzon’da 11. Kolordu Komutanlığı yapıyor. Konya’da 2. Ordu Komutanlığı’nda Kurmay Başkanlığı yaparken, Ankara’daki evini askerliğini asteğmen olarak yapıp terhis olan bir doktora kiraya veriyor. Ancak doktorun karısının Deniz Gezmişlerin arkadaşı olduğunu bilmiyor. Kocası nöbetteyken Deniz Gezmişleri evinde sakladığını sonradan öğreniyor. Haberi gazetede okuduktan sonra atlayıp Ankara’ya geliyor. Evi açtırıyor. “Ev berbat olmuştu ama bir odada kilitli olan eşyalarımıza dokunulmamıştı” diyor.

DENİZLERİN İDAMI

Dün Deniz Gezmişlerin idam yıldönümüydü.

Evren’in anılarını aktarırken bir yandan da düşündüm. İnsanların yaş günü olur, evlilik yıldönümü olur. Ama bizim ülkede idam yıldönümleri yaşanıyor. Yazık oldu Denizlere. Gençlere kıydılar.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar