3 BİN 100 LİRA: Memnuniyetsizlik artı moral bozukluğunun tetiklenmesi sonucu doğabilecek bir tepkiselliğe yol açar.
- 3 BİN 900 LİRA: Psikolojik sınır olarak beliren dört bin liranın altında kalacağı için bir tatminsizlik hissine yol açar.
*
- 4 BİN LİRA: Sürprizsiz, beklentiye uygun ve şaşırtmayan bir sonuç olacağı için halay çektirmez, düğün bayram ettirmez.
*
- 4 BİN LİRANIN ÜSTÜ: Yüzleri güldürür, memnuniyet katsayısını arttırır, moralleri düzeltir, tatmin olmuşluk duygusu yaratır.
ÖYLE SIKILDIM Kİ
İÇİNDE Millet İttifakı, adaylık, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, Yavaş, Gül, Akşener geçen köşe yazıları, artık neredeyse fotokopi yazılar haline gelmiş durumda.
*
Öyle sıkıldım ki bu yazılardan.
Şöyle bir bakıyorum.
Sonra da okumadan geçiyorum.
KRİZ GEÇİREN PSİKOPAT TEHLİKESİNE DİKKAT
KRİZ geçiren bir psikopat, İstanbul Kadıköy’de samuray kılıcıyla bir kadını öldürdü.
*
Kriz geçiren bir başka psikopat, çalıştığı öğrenci yurdunda bir delikanlıyı katletti.
*
Devletin acilen “kriz geçiren psikopatlar” konusuna eğilmesi ve bu tehlikeyi önleyecek kararlar alması şarttır.
BENİ GÜLDÜRMEYEN ŞEYLER
- Küfrederek güldürmeye çalışana asla gülmem.
*
- Düşene kesinlikle gülmem.
*
- Vodvil komedisine pek gülmem.
*
- Yerinde anlatılmayan fıkraya katiyen gülmem.
*
- Tekrar edilerek suyu çıkarılmış espriye hiç gülmem.
*
- Zorlama ve başarısız şive taklidine zerre kadar gülmem.
NESPRESSO
KAHVE sorunumu Nespresso olayıyla çözmüştüm. İçimi güzel, yapımı pratik, standardı değişmeyen bir kahveydi benim açımdan. Fakat “Alüminyum var, zararlı” sözlerini duyunca soğumuş, bunu da yazmıştım.
*
Nespresso yetkilileriyle bir buluşma gerçekleştirdim.
En ince ayrıntılarına kadar sordum. Alüminyum olayını sorguladım. Geri dönüşüm meselesine el attım. Anlatılanları dinledim. Sorularımı sordum.
*
Neticede geldiğim nokta şudur:
*
Anlatılanları dinledikten ve bilhassa da Dünya Sağlık Örgütü ile sağlık otoritelerinden alınan “Sağlığa zararlı bir tarafı yoktur” raporlarını gördükten sonra...
Nespresso olayına yeniden ısınmış bulunmaktayım.
O AÇILIMIN KRALI 30 YIL ÖNCE YAPILDI
ALİ Babacan, arkadaşlarıyla gezerken bir gece kulübüne rastlamış. Gece kulübünün kapısından içeriye gülümseyerek bakmış.
*
Bu olayı...
“Ali Babacan’dan gece kulübü açılımı” diye haber yapmışlar.
*
1990’lar.
Refah Partililer, İstanbul’da genelevlere gidip oy istediler.
*
Yani o açılımın kralı, 30 yıl önce yapıldı.
NE ZAMAN YURTDIŞINA ÇIKMAK İSTESEM
UZUNCA bir süredir ara sıra yurtdışına çıkmak için planlar yapıyorum.
Her şeyi tamamlayıp tam yola çıkmak üzereyken şu iki şeyden biri oluyor:
*
- Ya pandemi nedeniyle gitmek istediğim ülke kapısını kapatıyor.
*
- Ya da kurda olağanüstü bir dalgalanma söz konusu oluyor.
*
Bazen de bu ikisi birden oluyor.
*
Son günlerde yine bir hevesim var ve endişe içinde şöyle diyorum: Dur bakalım ne olacak?
İÇİNDE SILA GEÇİYORSA
FARKINDA mısınız?
*
Yaşadığımız onca deneyim in ardından...
İçinde Sıla geçen aşk mesajlarına karşı...
Milletçe sonsuz bir kayıtsızlık sergilemekteyiz.
KATAR NEFRETİ
BELÇİKA’yla yapacağımız herhangi bir ticari anlaşma karşısında gurur duyacak tipler, Katar’la yaptığımız herhangi bir ticari anlaşma karşısında küplere biniyorlar.
Niye?
Niye olacak, Arap nefreti yüzünden.
*
Denemesi bedava:
Katar kelimesini cümleden çıkarın, yerine Belçika ya da Fransa yazın.
Bakın nasıl yüzleri gülüyor.
*
İnsan Hakları Günü’nde pek güzel insan hakları mesajları döktürenler bile bu durumda.
Araplara karşı ırkçılık yapmayı, ırkçılık olarak bile görmüyorlar. Arap diyerek işledikleri nefret suçunu bile nefret suçu olarak saymıyorlar.
*
Bir ırka karşı geliştirilen nefret karşısında katiyen utandırılamamak...
Nefret suçunun gelebileceği en üst nokta burasıdır.
Yorum Yazın