Yıldıray Çiçek

Yıldıray Çiçek

Mail: yildiraycicek@turkgun.com

Âsım'ın nesli kaymakam ve ona karşı çenileyenler

ÂSIM’IN NESLİ KAYMAKAM VE ONA KARŞI ÇENİLEYENLER

Diyarbakır/ Kulp ilçesinde bir sözde imam geçtiğimiz cuma günü Diyanet’in hazırladığı merkezi hutbe metninden şehitlerimizi anan ve onlara sahip çıkılmasını ifade eden “Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvî değerleri yaşamak ve yaşatmaktır.” şeklindeki ve benzeri birçok cümleyi çıkararak hutbeyi tamamlamış ve bunun üzerine de Kulp ilçesinin kaymakamı Burak Akeller hutbe metnin tamamını bildiği için imamın hadsizliğine tepkisini göstermişti. Bu hadisenin duyulmasıyla birlikte Türkiye’nin gündeminde bu olay kaç gündür tartışılmaktadır.

Türk milletinin birliğini, bütünlüğünü ve geleceğini korumak için canıyla, kanıyla ve bedeniyle bedel ödemiş şehitlerimize, gazilerimize saygısı olan her Türk vatandaşı, sözde imamın bu davranışını lanetlemiş, onun hadsizliğine milli bir tavır gösteren kaymakamı da desteklemiştir.

Böyle bir olay karşısında etnik kökeni ne olursa olsun kendini Türk milletinin şerefli bir mensubu hisseden herkes zaten şehitlerimize hassasiyet gösteren kaymakama sahip çıkar ve sözde imamın şehitlerimizi anmaktan dolayı duyduğu rahatsızlığı ve hutbe metnindeki “Vatanımıza göz diken, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e düşmanlık besleyen…” şeklindeki ifadeleri sansürlemesini de lanetler…

Fakat şehitlerimize bu saygısızlığı normal gören ve “Vatanımıza göz diken” hainleri meşrulaştırmaya çalışan bir tayfa yine ittifak oluşturarak Kulp ilçesinin kaymakamı Burak Akeller’i hedef göstermeye çalışan ve sözde imama sahip çıkan açıklamalar yapmaktadır.

Bunu ilk başlatan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve yönetimi oldu. Çünkü şehitlerimize saygısızlık yapan bu sözde imam bu sendikanın üyesiymiş!

Daha sonra ise PKK unsurlarına yakınlığıyla meşhur CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve ihanet konularında her “Hıyarım” diyene tuz alıp koşan Gelecek ve Deva isimli partilerin yöneticileri de sıraya girdi.

Bu türler sıraya geçmişken, kambersiz düğün olur mu?

Terör örgütü PKK’nın kanlı DEM’liği de “İmamı kendi memuru olarak gören ve asgari bürokratik kuralları dahi yok sayan Kaymakam Burak Akeller’in yetkililer tarafından derhal görevden alınmasını ve tüm kamuoyundan özür dilemesini bekliyoruz.” açıklamasında bulunmuş… Cami basmış, yakmış ve imam şehit etmiş, Kandil’deki tiyatro soytarılıklarında ezanla, namazla dalga geçmiş ve ateizm temelinde kurulmuş terör örgütü PKK’ya hizmet eden DEM bile şehitleri anmaktan imtina eden sözde imama sahip çıkıp, kaymakamın görevden alınmasını istiyor.

Zaten şu imam ittifakını yapan ekibe baktığınızda neden Kulp kaymakamına sahip çıkılması gerektiğini hemen anlıyorsunuz.

Bu ittifakın çok dikkat çeken bir yönü de ABD güdümündeki terör örgütü PKK ve FETÖ ‘ye yakınlıkları bilinen kişilerin imama sahip çıkıp, Kulp kaymakamını hedef haline getirmesi olmuştur.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen sendikasındaki yönetim kadrosunda kime dokunsan FETÖ övücülüğü, Türklük, Cumhuriyet, Atatürk alerjisi olan tipler çıkmaktadır. Gelecek ve Deva partisinden bu konuyla ilgili konuşan, imam savunuculuğu ve kaymakam düşmanlığı yapanlarda keza aynı bu şekildedir.

Konunun özünde hutbede şehitlerimizle ilgili kısmı sansürleyen bir imam ve ona tepki gösteren bir kaymakam varken, onlar için şehitlerimiz bir şey ifade etmediği için, direkt şehitlerimize sahip çıkan kaymakamı hedef alıyorlar. Kaymakama “Kabadayı mısın?” diye soranlar, imama “Şehitlerden niye rahatsızsın?” diye soramıyorlar.

FETÖ’nün kapatılan gazetesi Taraf’ta yazarak ortaya çıkan ve şimdi Davutoğlu-Babacan tayfasının ortaklaşa kullandığı Karar gazetesinde yazarlık yapan Yıldıray Oğur da sözde imamı haklı çıkarmak için “Diyarbakır Kulp her iki kişiden birinin HDP’li olduğu bir ilçe. Bu ilçede görev yapan bir imamın terör saldırısıyla ilgili Manisa’daki bir imamla aynı dili kullanmaması, mesela “hain terör saldırısı” demek istememesi hoşunuza gitse de gitmese de bir Türkiye realitesidir. Bu dili tasvip etmediği için de söylememiş olabilir, güvenliği için de.” cümlelerini kurmuş…

Açık açık bu ilçede PKK’lı çok olduğundan onların diline uymak için yahut PKK’dan korktuğu için şehitlerle sahip çıkan ve terör örgütünü kınayan hutbeyi sansürlediğini söylüyor. Terör örgütü PKK’ya uyum adına ya da korkusundan sözde bir imamın Türk milleti için şehit olanları yok saymasını makul gören bu zihniyete soralım? Türk devletinin şerefli bir kaymakamı, sözde PKK’lının çok olduğu yerde yiğitçe Türk milletinin şehitlerine sahip çıkmasını mı suç olarak görüyorlar? Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Nerede yaşadığınızı ve adımlarınızı kimin toprağında atıyor olduğunuzu iyi belleyin!

İmam da Türk devletinin bir personeli, kaymakam da…

İmam, Türk devletinden maaşını aldığı halde PKK atmosferine uyum sağlamak adına Diyanet’in resmi hutbe metnini sansürleyecek ve üstüne ilçenin en üst düzey amiri konumundaki kaymakamı da devletin işlevinin önündeki hainlik örülü davranışa müdahale ettiği için hedef haline getirilecek öyle mi?

Efendiler yok öyle yağma!

Bizim gözümüzde, gönlümüzde şehitlerimizden yanadır. Şehitlerimize sahip çıkandan yana olamayanlar, bu ülkeye karşı külfet birer soysuzdurlar.

Kulp ilçesinin kaymakamı Burak Akeller de şehitlerimize sahip çıkmıştır. Şehitlerin yüceliğini bilen herkes de ona sahip çıkmaktadır.

Kaymakam Burak Akeller, yüreğiyle, duruşuyla Mehmet Akif Ersoy’un Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.”
 duruşunu sergilemiştir. Birçok Vali, vali yardımcısı ve kaymakam da bu duruşa destek vererek Âsım’ın nesli olduğunu göstermiştir.

PKK’lılar, FETÖ’cüler; Atatürk, Cumhuriyet, Türklük düşmanları bu duruşa, bu desteğe adeta çıldırmıştır.

2018 öncesi terör örgütü PKK’ya ve siyasi uzantılarına karşı mücadele eden ama sonradan veba saçan DEVA’ya geçerek tüm terör örgütlerinin avukatlığına soyunan DEVA Milletvekili Mustafa Yeneroğlu isimli ihanete yelken açan hadsiz ise “Kaymakam beyler özel seçilmişler olmalı. Torna tezgâhından çıkmış gibiler. Tarzları, kullandıkları sözler, olaya yaklaşım biçimleri bir devlet adamı vakar ve ciddiyetinden çok tehdit ve aşağılamayı ilke edinmiş bir siyasi partinin trollerine benziyor. Millete hizmete layık olamadıkları açık.” açıklamasında bulunmuş… Şehitlere sahip çıkmak ve terör örgütlerine karşı dimdik durmak bu türlere göre rahatsız edici, trollük bir tavır. Milli duruş gösteren kaymakamlar da bu gibi teröristlere “özgürlük, demokrasi, insan hakları” kavramlarıyla sahip çıksa idi ne tarzları ne vakarları ne de kullandıkları sözler tartışılırdı.

“Hutbe metnindeki şehitlerin önemini belirten ve şehitlerimize sahip çıkmayı öğütleyen kısmını niçin atladın?” diyerek imama tepkisini gösteren kaymakama karşı kim çeniliyorsa onlara iyi bakın zira Türkiye Cumhuriyeti ve onu korumak isteyenlere karşı bir dertleri vardır.

Soru şu olmalı: Kulp kaymakamı Müslüman Türk’e yakışır bir tavırla şehitlerimize sahip çıkmışken, ateist terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM, sözde imama sahip çıkıp niçin kaymakamın görevden alınmasını istiyor?

Cevabı sorunun içinde değil mi?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar