Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Avrupa aşılamada Türkiye'nin gerisinde

Türkiye'nin dünyanın en güçlü üçüncü ülkesi Almanya'dan iki kat daha hızlı aşılama yaptığını yazmıştım. Diğer Avrupa ülkelerinde durum daha vahim!



Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkede koronavirüse karşı aşılama çalışmalarının ilk ayında sadece 9 milyon doz aşı yapılabildi.





Belçika 174 bin doz, Finlandiya 110 bin doz, Yunanistan 177 bin doz, Macaristan 156 bin doz, İsveç 146 bin doz, Hollanda 135 bin doz, Bulgaristan 26 bin doz, Portekiz 255 bin doz, Danimarka 209 bin doz, Polonya 707 bin doz, Hırvatistan 69 bin doz aşı yapabilmiş. Gerçekten çok düşük rakamlar.



Evet, Pfizer-Biontech aşısı eksi 70 derecelik bir soğuk zincir ve aşı altyapısı gerektirdiği için aşılama daha zahmetli süreç gerektiriyor. Ancak bu durum AB'ye üye 27 ülkenin birden aşılamada sınıfta kalmasını açıklamaya yetmez.



Tıpkı Almanya'da olduğu gibi birçok Avrupa ülkesinin sağlık sisteminin Covid-19 salgınından kötü etkilenmesi, aşı takvimlerinin yanlış yapılması, aşılama çalışmalarındaki bürokratik süreç ve her ülkede, her eyalette uygulamaların farklı olması, aşı karşıtı kampanyalar vs. birçok faktör aşılamayı yavaşlatıyor.



Salgından en çok etkilenen, aşılamaya birçok ülkeden daha fazla ihtiyaç duyan İtalya (1.42 milyon doz) ve İspanya (1.09 milyon doz) bile bir aylık aşılama sürecinde Türkiye'nin gerisinde kaldılar. Ülkemizde 17 günde 1.980.467 (dün saat 14.06 verilerine göre) doz aşı yapıldı.



Avrupa ülkeleri en kaliteli aşı Pfizer-Biontech'i fazla alıp stokladılar, birçok ülkeyi aşısız bıraktılar ama aşılamada sınıfta kaldılar. Aşılama bugünkü hızla devam ederse yetişkin Avrupa nüfusunun yüzde 70'ini aşılama hedefini tutturmanın 3 yıl süreceği tahmin ediliyor. GÜNDE 500 BIN KIŞI
Pandemi sürecinin tüm olanaksızlıklarına ve aşı tedariğindeki zorluklara rağmen Türkiye bulduğu aşıyı en hızlı yapan ülkelerin başında geliyor.



Bugün günde en az ortalama 500 bin kişiye rahatlıkla aşı yapabilecek potansiyele sahip olmamız; muhalefet tarafından "Ne gerek vardı?" diye eleştirilen sağlık sistemine yapılan dev yatırımlar sayesinde oldu.


SELİM DEDE ŞANSLI

 

Almanya'da yaşlıların Sağlık Bakanı Jens Spahn'a "Sana yalvarıyoruz aşılarımızı vurun" diye feryat etmesini Bild gazetesi manşet yapmıştı. Avrupalılar sağlık sistemindeki yetersizliklerden aşı vurmayı beceremiyorlar. Bizim filyasyon ekipleri gibi her eve gidip yaşlıları da aşılayamıyorlar. Amerika'daki, İngiltere'deki aşı merkezlerinde kuyruğa giren yaşlıların görüntüleri yürek burkuyor. Türkiye'de sağlık sisteminin ne kadar gelişmiş olduğunu anlamak için filyasyon ekiplerinin geçtiğimiz hafta Kırklareli'nde karlarla kaplı Dereköy'deki evinde CoronaVac aşısı yaptıkları 90 yaşındaki Selim Böcükler'i dinlemek lazım. Selim dede aşı olunca sevinç gözyaşlarıyla şöyle diyordu: "Geçmişte çok zorluklar çekmiştim. Şimdi sağlık ekipleri evime hizmet getirince mahcubiyet duyarak gözyaşlarıma hakim olamadım. Tedavim için uğraşan sağlık ekibine teşekkür ederim. Allah devletimizden razı olsun."

YOK ARTIK!

Covid-19 salgınının başlarında "Koronavirüsün Türkiye'ye gelmesi durumunda hızlı bir yayılım beklemiyorum. Burada gen farkı çok önemli. İki tane makale var bununla ilgili" diyen, tuzlu su ile gargara yapmaktan bahsederek insanları yanıltan, salgınla ilgili yanlış bilgiler veren Doç. Dr. Oytun Erbaş daha sonra alay konusu olmuştu. Hatta diğer 'gargaracı', 'kelle paça çorbacı' ekolüne üye uzmanlar gibi bir süre ekranlara çıkarılmamıştı. Sıktığı palavralar hâlâ akıllarda olan Erbaş, yakında Kanal D'de başlayacak olan 'Yüzleşme' isimli programda moderatörlük yapacakmış, iyi mi? 'Türkiye'de her şey olursun ama rezil olmazsın' sözünü haklı çıkaran bir gelişme bu. Erbaş'ın kötü popülaritesinden mi reyting çıkarmanın hesabı yapılıyor yani! Milyonlarca insana yanlış bilgiler veren Erbaş'ın moderatörlüğünü yapacağı program da insan sağlığıyla ilgiliymiş. Erbaş "Sizin genler sağlam, bir şey olmaz" der yine!

 



YILLAR SONRADAN SÖZ TARTIŞMASI

İbo Show'da oryantal Didem'in sahnede olduğu sırada kafasını çevirip bakmayan ünlü şarkıcı Bülent Serttaş sosyal medyayı salladı. Serttaş'ın bu komik haliyle ilgili "Diyetteyken dönercinin önünden geçiyormuş gibi", "Metrobüste oturmuşken ayakta yaşlı bir teyze görmüş gibi", "Markette şifre isteyen kasiyermiş gibi" şeklinde benzetmeler, espriler yapıldı. Serttaş muhafazakâr rolü mü yapıyor, yoksa eşinden mi korkuyor diye tartışan bile oldu. Dansözün kıyafetini kapalı bulanlar da vardı. Özetle İbrahim Tatlıses, yıllar sonra ülkede 'dansöz tartışması' başlatmayı başardı. Tatlıses'in programı iyi gidiyor. Umarım Tatlıses'in dönüşüyle şov programları tekrar trend olur. Her kanalda dizi var, sıkıldık artık.



EN KÖTÜ ANI ONLAR İÇİN EĞLENCEYDİ

George Clooney, 2018'de İtalya'nın Sardunya Adası'nda geçirdiği motosiklet kazasında hastaneye kaldırılmıştı. Oscar'lı oyuncu geçenlerde bir dergiye verdiği röportajda geçirdiği kazayla ilgili şu ilginç açıklamayı yaptı: "Umursamaz değilim ama o anı daima hatırlayacağım çünkü kimse yardım çağırmak veya yardım etmek için hamle yapmıyordu." Kaza sırasında olay yerinde bulunan yapımcı Grant Heslov da Clooney'i doğruladı: "Yerde yüzükoyun yatıyordu. Tek düşünebildiğim şey şuydu: 'Aman Tanrım, öldü mü?' Sonra insanlar resim çekmeye başladı. Bu beni sinirlendirdi." Yardıma muhtaç insanlara sürekli yardım etmesiyle tanınan Clooney kaza sırasında yaşadığı hayal kırıklığını gerçekten çarpıcı özetlemiş: "Hayatımın en kötü anı, onlar için eğlenceydi." Ee boşuna dememişler 'Düşenin dostu olmaz!' diye... Şimdi düşeni bi de kameraya çekip sosyal medyada paylaşıyorlar, dalga geçiyorlar.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar