Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Avrupa’ya giden doktorlar neden pişman?

Almanya'ya yerleşen Doktor Hakan Bahadır, Twitter'da şu iki tweet'i paylaştı:
 "Dün spontane bir şekilde yaklaşık 20 doktorla Hamburg'da buluşup, yemek yedik. Herkesin ortak fikri Almanya'da da olsanız doktorluk çekilecek dert değil. Hem maddi hem de manevi anlamda verdiğiniz emeğin karşılığını asla alamıyorsunuz."
 "Dubai ve İngiltere'de doktorlukla ilgili de benzer düşünenler varmış. Yok, mu artıran? Sanırım sorun ülkelerde değil, tahmin ettiğimiz gibi doktorluğun tam kendisinde."



Galiba Dr. Bahadır'ın amacı dertleşmekti ama tweet'leri büyük paylaşım aldı.
Resmi rakamlar da yurt dışına giden doktorların mutsuz olduğunu gösteriyor. Sağlık Bakanlığı doktorlar için 'istifa sonrası dönüş' izni çıkardıktan sonra Türkiye'deki görevinden istifa edip yurt dışına giden yaklaşık 7 bin hekim ülkemizdeki kamu hastanelerine dönüş için başvuru yaptı.
Dr. Bahadır'ın da belirttiği gibi sorun ülkelerde değil! Son dörtbeş yıla kadar başarılı öğrenciler için en prestijli meslek doktorluktu. Ama dünyada hem iş trendleri değişti hem de pandeminin de etkisiyle doktorluk maddi ve manevi açıdan tatmin etmeyen bir meslek haline geldi.
Sorun sadece doktorlukla da alakalı değil. Gurbetçiler ve yurt dışında belli bir süre yaşayanlar bilir; özellikle Avrupa'da yabancılar için sınıf atlamak çok zor!



Sınıf atlamayı geçtim, mesleğinde ne kadar başarılı olsan da hep yabancı kabul ediliyorsun ve her maça 1-0 yenik başlıyorsun!
Daha fazla demokrasi için Avrupa'ya gidenler bile daha beterleriyle; ırkçılık, ayrımcılık ve ötekileştirmeyle karşılaşıyor.




'SÜREKLİ NÖBET KİLİTLİYORLAR'!
Avrupa'da denklik alamayan doktorların sorunu daha büyük! Hemşire ve yardımcı hemşire görevleri veriliyor. Örneğin bir doktor "Asistan muamelesi görüyoruz, sürekli nöbet kilitliyorlar" diye yakınmış.
Tamam, Almanya medeni modern bir ülke, her yer yeşil, alım gücüne göre marketler, arabalar vs. ucuz ama dışarıdan gelen doktor, maaşıyla Berlin'de anca 60 m2 ev kiralayabilir. Aile kurup, çocuk yaptığınızda işiniz daha zor! Kazandığınız; faturalara, kiraya vs. gider.
Avrupa'daki sistem orta sınıfa makul, huzurlu bir hayat sunarken, birikim yapmayı zorlaştırıyor. Belki eski gurbetçiler gibi tüm aile bireyleri çalışır ve az harcarsanız birikim yaparsınız!
Bir de sosyal hayat, toplumda kabul görme, aile hasreti var. Yaptığınız espriye gülecek insan ararsınız!
Diyeceksiniz ki; Türkiye'de şartlar iyi mi ki? Değil elbette. Alım gücü düştü, fiyatlar sürekli yükseliyor vs. Herkes sorunları biliyor, anlatmaya gerek yok!
Temel sorun birçok ülkede orta sınıfın yaşam standartlarının düşmesi. Çok iyi eğitim almak, önemli mesleklerde çalışmak bile artık fayda etmiyor! İşte asıl tehlike bu! Bireyler çok çalışarak yükselemezse toplumda umut kalmaz! Orta sınıf para harcayamadığında ise birçok sektör bundan etkileniyor.
Pandemiyle birlikte dünyanın ayarı bozuldu. Birçok ülkede orta sınıfın sermayesi zenginlere kaydı!
Yurt dışına gidenlerin bazıları daha hırslıdır, şanslı da olabilir ama genel anlamda özelikle eğitimli ve meslek sahibi insanlar için kendi vatanında yaşamak, yeni bir ülkede sıfırdan başlamaktan daha avantajlı!
Sadece doktorlar değil birçok meslekten insanlar, Türkiye'yi terk ettikleri için pişman.
Konuyla ilgili bir yorumda da belirtildiği gibi "Uzak yerin somununu överler, varınca tokmakla döverler!"

***


PRENS WİLLİAM YÜREK YEMİŞ!
Galler Prensi William, Gloucestershire'da eski sevgilisi Rose Farquhar'ın düğününe katıldı. William düğüne eşi olmadan gitti!
Eton Koleji döneminden eski sevgilisi ile bir ara basına çok poz vermişti. William resmen yürek yemiş!



Kate Middleton bu duruma kızmış mıdır?
Yoksa önce sessiz kalıp "Tamam sen git sonra hesabını sorarım" mı demiştir içinden.
Akla Ümit Besen'in 'Nikâh Masası' şarkısı geliyor ama orası İngiltere ve kahramanlarımız da peri masalında yaşayan soylular!

***


KADINLARA FIRSAT EŞİTLİĞİ
Yeni yıl yaklaşırken başarılı insanlar ödüllendiriliyor.
Kadın çalışanlara ödül verilmesini anlamlı bulduğum için Yıldız Holding Kadın Platformu'nun düzenlediği 'Senenin Yıldız Kadınları' etkinliğine katıldım.
Cemiyet ve iş hayatından birçok önemli kadının katıldığı etkinlikte grup şirketlerinde sene boyunca kadınların gelişimine ve fırsat eşitliğine yönelik projeleri hayata geçiren kadın çalışanlara ödüller verildi.



Kadın emekçiler birçok iş kolunda başarıyla çalışıyorlar lakin yine de eskiden gelen erkek hakimiyeti henüz kırılmış değil.
Etkinlikte kadınların güçlenmesine yönelik örnek uygulamaların paylaşılacağı Shine Together (Birlikte Parlayalım) sosyal ağının da tanıtımı yapıldı.
Holdingin kadın platformu elçisi Begüm Mutuş, bu platform aracılığıyla holdingin 30 bine yakın kadın çalışanının bir araya gelerek iş hayatına ilişkin deneyimlerini paylaşmasını hedeflediklerini açıkladı.
Mutuş ayrıca şirketlerinin yönetim kurulunda kadın üye oranının bir yıl içinde yüzde 18'den yüzde 22'ye çıktığını ve terfi alan kadınların oranının yüzde 45'e yükseldiğini söyledi.
Aslında her şirket kendi bünyesindeki başarılı kadın çalışanlarına ödül verse, kadınlar için 'fırsat eşitliği' daha çok yaygınlaşır diye düşünüyorum.

***


KALP KRİZİ GEÇİRMEK YARADI!
Antonio Banderas, 2017'de geçirdiği kalp krizi için "Kalp krizi geçirmek belki de başıma gelen iyi şeylerden biriydi çünkü önemsiz şeyleri kafaya takmanın ne kadar anlamsız olduğunu fark ettim" dedi.



62 yaşındaki ünlü aktörün yaşadığı bir aydınlanma aslında.
Hepimiz "Önce sağlık" deriz ama bir dakika sonra dünya meselelerine dalıp gideriz. Bu kısır döngüyü kırmak için büyük şoklar yaşamak gerekiyor.
'Amerikan Güzeli' filminde sevdiğim replikteki gibi "Bugün geri kalan hayatının ilk günü" deyip yaşamak gerekiyor ama olmuyor işte!

***


Altyazı
"Sürekli şüphe içinde ve telaşlıyız. Durup düşünmeye zamanımız yok." (Ayna)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar