Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Aynısını Fenerbahçe, Galatasaray yapsa!

Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool'u 1-0 mağlup eden İspanya'nın Real Madrid takımı, şampiyonluğu hem taraftarlarıyla hem de dini ve siyasi liderlerle birlikte kutladı.
Real Madrid, altı saatten fazla süren kupa kutlamalarında ilk olarak Almudena Kilisesi'ne giderek şampiyonluğu şehrin azizesine armağan etti
Takım elbiseyle kiliseye gelen Real Madrid kafilesini Madrid Başpiskoposu Carlos Osoro karşıladı.
20. yüzyıldan kalma bir gelenek olan şampiyon takımların kupalarını bulundukları şehrin aziz-azizelerine atfetmeleri günümüzde de devam ediyor.
Aynı ziyaretin Türkiye'de yaşandığını düşünün. Fenerbahçe ya da Galatasaray, Şampiyonlar Ligi şampiyonu oluyorlar ve Ayasofya Camii'ni ziyaret ediyorlar.



Takımı kafilesini Diyanet İşleri Başkanı ve din adamları karşılıyor! Takım kaptanı kupayı Diyanet İşleri Başkanı'na teslim ediyor, hayır duasını alıyor. Fotoğraflar çekiliyor.
Sonra da takım otobüsü şehir turuna çıkıyor. Çılgınca eğleniyor taraftarlar.
Böyle bir şey bizde olsa o takım sosyal medyada linç edilir miydi? Laiklik elden gidiyor diye paylaşımlar, haberler çıkar mıydı? Yoksa gayet normal mi karşılanırdı?
Bu arada İspanya da laik bir devlet!

***


İSTANBUL SÜPER LİGİ GELİYOR
Bir ay önce "Gelecek sezon Süper Lig'de sekiz İstanbul takımı olabilir" diye yazmıştım. Ümraniyespor Süper Lig'e çıktı. İstanbulspor da TFF 1. Lig playoff'unda BB Erzurumspor'u eleyerek finale yükseldi. Eğer İstanbulspor finali de alırsa tahminim tutacak.
Elbette hak eden, başarılı olan takımlar Süper Lig'e çıkıyor. Benim itirazım Süper Lig'in İstanbul ligine dönüşmesine!



Ligde sekiz İstanbul takımı olması öncelikle üç büyüklerin işine gelecek, daha az Anadolu deplasmanına çıkacaklar! Rakipleriyle boş tribünlerde maçlar yapacaklar.
Taraftarı olan Anadolu takımları sürekli ligde inip çıkarken üç büyüklerin haricinde taraftarı, reytingi olmayan İstanbul takımları, ligin Türkiye'deki bölgesel kapsama alanını daraltıyor!
Taraftarı olmayan takımlar, ligin hem tribün hem de yayın gelirini de düşürüyorlar.
Daha önce de yazdım; Örneğin uzun yılardır Trakya'dan bir takım Süper Lig'e çıkamadı. Güneydoğu çok az temsil edildi. Ege takımları asansör takım oldular.
Bunun nedeni de Türkiye'de real bir futbol endüstrisinin olmaması!

***


BU MODEL DENENDİ OLMUYOR!
Gaziantep Futbol Kulübü'nün eski başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığı'na aday olduğunu bildirdi.
Başka güçlü bir aday çıkmazsa Büyükekşi'ye seçimi kazanacağı gözüyle bakılıyor.
Büyükekşi'yi tanımıyorum, planlarını projelerini daha açıklamadı. Kazanırsa belki başarılı da olabilir.
Benim itirazım yine futbolun dışından iş insanı ekolünden bir başkan adayımız olması. Büyükekşi'nin rakibi de büyük ihtimalle bir iş insanı olabilir.
Bu model defalarca denendi!



Şirketlerini çok iyi yöneten, büyük karlar elde eden Türkiye'nin en başarılı iş insanları, futbolu yönetemediler! Futbolumuz hem milli takımlar hem de kulüpler düzeyinde geriye gitti. Futbolun camiasının içinden, spor yöneticiliği bölümünden mezun, futbol sektöründe tecrübesi olan, iş insan olmayan, kulüplerin etkisi altında kalmayacak bağımsız bir TFF başkanı seçmeliyiz!
Spora yapılan devasa yatırımların başarıya dönüşmesi için bu şart!

***


MUHALEFETE GOLLÜK PASLAR BUNLAR
Eskişehir'de Dede Korkut Parkı'nda yoga yapan kadınlar görevlilerin engellemeleriyle karşılaştı. Görevliler, yoga yapanlara CİMER'e şikayet edildiklerini söyledi.
Türk Dünyası Kültür Vakfı'na ait olan parkla ilgili yetkililerden "Park içerisindeki toplu etkinliklerde önceden izin alınması gerekmektedir. Hâlihazırda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü parkımızda planlı sportif faaliyetler yürütmektedir. Diğer kurum ve kuruluşların parkımızda sportif faaliyet talepleri de değerlendirilmektedir" diye bir açıklama geldi.



Haliyle kadınların yoga yapamaması sosyal medyada tepkiyle karşılandı.
Böylece parkta 15 kişinin birlikte yoga yapabilmesi için izin alınması gerektiğini öğrenmiş olduk!
Son dönemde bazı festival ve konserlerin yasaklanması, belediyelerin anlaştığı sanatçıları sahneye çıkarmaktan vazgeçmesi gibi olaylarla karşılaşıyoruz.
Belediyeler o sanatçıyı çağırmasalar ortada bir sorun olmayacak. Sanatçıyla anlaşıldıktan sonra konserin iptal edilmesi saçma!
Bu güzel havalarda uğraştığımız şeyler bunlar mı? Belediyeler, valiler bin kere düşünüp bir kere hareket etmeliler. Bu tür iptal ve yasaklamalar toplum anlamsız bir şekilde kutuplaşıyor.

***


4 ARABA ALINCA NE OLUYOR?
Opel Türkiye Genel Müdürü Alpagut Girgin, ihtiyaç amaçlı otomobil alımlarının yüzde 70'in altına düştüğünü ifade ederek, "Yatırım amaçlı otomobil alan müşteri oranımız artıyor. Bu amaçla 4 otomobil birden alan var" dedi.



Bunan yatırım değil otomobil stokçuluğu denir! Böyle olunca ikinci el otomobillerin de fiyatı yükseliyor.
Sabah gazetesinde otomobil stoklayanların haberleri yapıldı. AVM'lerin otoparklarının sıfır model otomobillerle olduğu belgelendi.
Otomobil stokçuluğunun önüne geçmek için yasal düzenlemeler devreye girmeli.

***


KOKOREÇ NİYE YOK?
Dijital mecralarda uluslararası tanıtımını yapan bir firma, Türkiye'nin en popüler 10 sokak lezzetini seçmiş.
Liste şöyle: Simit, balık ekmek, kestane, tantuni, midye dolma, kumpir, tavuklu pilav, çiğ köfte dürüm, buzlu badem ve şalgam.
Sokak lezzetleri denince bu 10 ürün mutlaka akla gelir.



Öte yandan bu tarz listeler her zaman tartışmaya açıktır. Kişiden kişiye de değişir.
Örneğin ben listeye kokoreçi de eklerdim!
Türk mutfağı gerçekten çok zengin. Bizim sokak lezzetleri, birçok ülkenin genel mutfak menülerinden bile daha zengindir!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar