Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Başkan Erdoğan eli yükseltti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç'e NATO onayı için AB üyelik kartını masaya sürdü:
"50 yılı aşkın zamandır AB kapısında bekletilen Türkiye var. Türkiye'yi bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum. Türkiye'nin AB'de önünü açın. Finlandiya'nın önünü nasıl açtıysak İsveç'in de önünü açalım. Milletimiz bizden beklentisi var, 50 yılı aştı. Biz Türkiye'yiz, çat kapı ülkesi değiliz..."
Bazıları ABD, F-16'ları verir bu mesele kapanır diyordu. Reis pazarlık masasında eli yükseltti. ABD ve Avrupa'nın anlayacağı dilden konuştu.
Kolay lokma olmadığımızı hatırlattı!
★★★
Kimileri bu kadar göçmene ev sahipliği yapıyorken, bazılarına vatandaşlık veriyorken ve sanatçılar bile Schengen vizesi alamıyorken bizi Avrupa Birliği'ne almazlar diyor.



Ama eskiden göçmen sorunu yokken, AB uyum yasalarını uygulamaya başlamışken de bizi AB'ye almadılar!
Sürekli oyaladılar. Ve bu ilişkide Türkiye her zaman AB'nin faydasına hamleler yaptı.
Şu an AB için en sağlam duvarız.
Bir büyük göçmen akınıyla AB diye bir şey kalmayabilir!
Bizi istemeyenlerin zihniyetinde bir değişiklik yok. Lakin dünyanın değiştiğini, Türkiye'nin mevcut desteği olmasa bile AB'nin büyük yara alacağını göstermeliyiz!
★★★
Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan son açıklamasıyla stratejik bir hamle yaptı. Bu hamlenin karşılığında ne olur, bekleyip göreceğiz.
Şu an Türkiye'nin elinde tarihi bir fırsat var! En azından F-16'larla yetinilmeyeceği ortaya çıktı.
Pazarlık masasında ülkemiz adına en iyi sonucu alana kadar farklı stratejik kararlar da alınabilir.
Olması gereken de bu. Tüm uyarılarımıza rağmen terör örgütleri ve uzantılarına yardım etmeye devam eden İsveç bu haliyle NATO'ya girmeyi hak etmiyor!

***


YALNIZLARIN BEYNİ FARKLI ÇALIŞIYOR
ABD'deki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada 66 gence müzik kliplerinden spor müsabakalarına kadar farklı videolar izlettirilip beyinleri görüntüleme teknikleriyle analiz edildi.
Ardından bu gençlere kapsamlı anketler yapıldı.
Ve yalnız hissetmeyen kişilerin beyin tarama görüntüleri eşleşirken, yalnızlık çeken ve çevresindekiler tarafından anlaşılamadığını düşünenlerin sonuçları ne diğerlerine ne de birbirlerine benzediği ortaya çıktı.



Yalnız insanların beyin tarama görüntülerinin bile birbirine benzemesi enteresan.
Ancak bilim insanları, beynin işleyişindeki bu farklılığın, yalnızlığın nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu henüz bulamadı.
Yani bilim insanları yalnız insanlarda bir tuhaflığın olduğunu, beyinlerinin farklı çalıştığını bulmuşlar ama nedeni açıklayamıyorlar.
Bari iyi mi, yoksa kötü yönde mi farklı çalışıyormuş onu öğrenseydik.
Düz mantıktan gidersek yalnız insanın beyni de yalnız olur ve o da kafasına göre çalışır.
Bu araştırmayı kötüye yoracak bir veri de yok.
Belki de yalnız insanların sevgili, eş dırdırı yüzünden arıza vermemiş, çocuğun okuluydu, servisiydi diye dertlerle yoğunlaşmamış ve evliliğin metal yorgunluğunu yaşamamış, dertsiz tasasız pırıl pırıl beyinleri vardır.

***


POPOVICH FARKI!
NBA'de San Antonio Spurs takımı, baş antrenörü Gregg Popovich ile 5 yıllık yeni sözleşme imzaladı.
Popovich'in 80 milyon dolar karşılığında imza attığı iddia ediliyor. Bu da onu NBA'in en çok kazanan antrenörü yapar.
Spurs'ın başına 1999 yılında geçen Popovich, takımını; 1999, 2003, 2005, 2007 ve 2014'te olmak üzere toplamda beş NBA şampiyonluğuna taşıdı.
Ama takımını 10 yıldır şampiyon yapamayan 74 yaşındaki bir koça en yüksek maaşı verip beş yıllık sözleşme yapmak enteresan bir durum.



Spurs ise Popovich gelene kadar hiç şampiyon olmamıştı.
Bütün şampiyonluklarını onunla elde etti.
Popovich 1366 normal sezon galibiyetiyle NBA'de en fazla maç kazanan baş antrenör rekorunu da elinde bulunduruyor.
Eğer 80 yaşına kadar görevinde kalırsa büyük ihtimalle bu rekoru kıran çıkmaz.
İstikrara yatırım yapmak böyle bir şey işte. NBA'de kurulduğu günden beri şampiyon olamayan takımlar var!
Bu arada Popovich'in askerlik nedeniyle 1 yılı aşkın bir süre Diyarbakır'da yaşadığını ve depremde maddi yardımda bulunup, bağış çağrısı yaptığını hatırlatalım.
Adam gibi adam yani!

***


BABANIZ 15 MİLYON EURO KAZANSIN İSTEMEZ MİSİNİZ?
Sabah Spor müdürü Murat Özbostan'ın Fenerbahçe'nin efsane ismi Selim Soydan ile yaptığı sohbetleri keyifle takip ediyorum.
Soydan son söyleşide Arda Güler'le ilgili şu yorumu yaptı:
"Bu çocuğa Ali Koç çok emek verdi, herkesten fazla inandı, adeta babalık yaptı. Bu sezon ilk 11'de oynasın diye Jesus'la bile kavga etti... F.Bahçe için en faydalı seçenek olarak gördüğü Barcelona ile anlaştı. Bana sorarsanız söz hakkı onda olmalıydı.



Ama Arda'nın babası, kendisi 15 milyon Euro komisyon alacak diye gitti, Real Madrid'i seçti. Bu anlattığım hikâyenin hiçbir yerinde F.Bahçelilik yok maalesef. Fırsatları değerlendiren bir baba ve yetenekli oğlu var..." Evet, Koç'un Arda üzerinde büyük emeği var ama sözleşmedeki "17,5 milyon Euro serbest kalır" maddesinin altına o da imza attı.
Barcelona'nın teklifini kabul etse Arda bir yıl daha Fenerbahçe'de kalabilirdi.
Lakin Real Madrid fırsatı bir kez kapınızı çalar.
Seneye sakatlansa ya da beklenen gelişmeyi sağlayamazsa ne olacaktı?
Soydan, Arda'nın babasını fırsatçılıkla suçlayarak haksızlık etmiş.
Jorge Mendes gibi menajerler bazen bir futbolcudan 40 milyon Euro komisyon almasın, para aile içinde kalsın diye Messi, Neymar gibi yıldızların menajerliğini babaları yapıyor.
Arda'nın yerinde olsanız babanızın 15 milyon Euro kazanmasını istemez miydiniz?
Real Madrid de parayı bastırıp istediği futbolcuyu aldığı için Barcelona'nın önünde!

***


Altyazı
"Eski hayatımız yok olmuş olabilir. Ama insanlığımızı kaybetmek, bizim seçimimizdir." (The Walking Dead)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar