Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

BİR NOKTA, BİR HARF, BİR KELİME NELERİ DEĞİŞTİRİR?

Öğrenme sadece okulda değil, hayatın her safhasında gerçekleşir. Günlük hayatın içinde, bizi aydınlatan o kadar önemli şeylerle karşılaşırız ki. 
 
Bir gün banliyö treniyle giderken ayaktaki yolcu bir hanımın çantası yanı başında durduğu yaşlı adamın kafasına dokunmuştu. Adam kızgın kızgın konuştu. “Ne taşırlarsa bu hanımlar çantalarında, sanki evrak-ı milliye taşıyor!” dedi. Genç kadın yaşlı adama baktı ve “Cahil adam ne olacak!” dedi. Bu kez yaşlı adam “Sen de cehl-i mikâpsın” dedi. 
 
"Cehl-i mikâbı" ilk defa duyuyordum. Hemen eve gelince araştırdım. Meğer eskiler cehaleti üçe ayırıyorlarmış. Cehl-i basit (Bir şey bilmemek), cehl-i mürekkep (Bir şey bilmemek, bir şey bilmediğini de bilmemek), cehl-i mikâp (Bir şey bilmemek, bir şey bilmediğini de bilmemek, bir de her şeyi biliyorum demek). Banliyö treninde geçen o kısa tartışma bile, benim cehalet hakkında aydınlanmamı sağlamıştı. 
 
Bu kısa girizgâhtan sonra; “Bir nokta, bir harf, insan hayatını nasıl değiştirir, yaşatabilir, öldürebilir ve bir kelime dünyanın kaderini nasıl değiştirebilir?” Birer örnek vererek açıklamak istiyorum. 
Bir nokta bir insanın hayatta kalmasını sağlayabilir: 
 
Yıl 1979, yargılama sonucunda M. Nalsı isimli şahsa idam cezası verilir. Karar avukatınca temyiz edilir. Yargıtay “sanığın soy isminin ‘Naslı mı? Nasli mı?’ olduğunun araştırıldıktan sonra hüküm tesisi gerekir” gerekçesiyle kararı bozar. 
 
Büyüteçle yapılan incelemede, Nasli deki "ı" harfinin üzerindeki noktanın, karasinek pisliği olduğu anlaşılır. 
 
Mahkemenin ısrar kararı üzerine, çeşitli nedenlerle karar 6 defa bozulur. Sonra idam, müebbet hapse çevrilir. O sıralarda yeni çıkan infaz yasasına göre sanık salıverilir. Yani sanık bir sinek pisliğiyle önce idamdan kurtulur, sonrada cezadan. (Dosya no Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi 1979/316) (1) 
 
Bir Harf Bir hayatın yok olmasına yol açabilir. 
 
Rivayet edilir ki Üçüncü Selim Şanizade Ataullah Efendi’yi sadrazam hakkında dedikodu çıkardığı gerekçesiyle sürgüne gönderir, sonra da affeder. 
 
Padişah buyruğunu götüren görevli, itlakınıza (affınıza) dair fermanı getirdiğim diyeceği yerde itlafınıza (idamınıza) dair fermanı getirdim deyince Ataullah Efendi fenalaşır ve ölür. 
 
Bazen bir kelime dünyanın kaderini değiştirir. 
 
“İkinci dünya savaşı sonuna doğru; 1945 yılında ABD tarafından Japonya’ya teslim olma çağrısında bulunan bir nota verilmişti. Batı düşüncesinin temelindeki ikilikli düzene göre, Japonya bu notayı ya kabul edebilirdi ya da reddebilirdi; başka olasılık bulunmazdı. Doğu kültüründeki Japonlar için her şey bu kadar kesin olarak ikiye ayrılmamış olduğu için, onların cevap notasında (mokusatsu) sözcüğü kullanılmıştı. Bu sözcük şu iki anlama birlikte gelmekteydi: “Danışmada bulunmak üzere, cevabı şimdilik askıya almak” ve “Boş vermek, aldırmamak, kabul etmemek, reddetmek”. İngilizceye yapılan çeviride bu Japonca sözcüğün ince anlam ayrılığı kaybolunca, verilen cevap ‘olumsuz’ yani ‘red’ olarak yorumlanmış; bunun sonucunda da, iki atom bombası Hiroşima ve Nagazaki üzerinde patlatılmıştı.” (2)
 
Balzac’ da “Bir kelimenin insan hayatını değiştirdiği çok görülmüştür” der. Onun için hayatta bazen çok küçük gibi görülen ayrıntıların büyük sonuçları vardır. Nokta deyip harf deyip kelime deyip geçmeyin. 
 
1- Dedeoğlu Ömer, Ağır Cezalık Anılar; Ankara, 2004. 
2- Özcan Başkan Bildirişim, Altın Kitaplar Yayınevi; İstanbul, 1998.
 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar