Yaz tatilinde butik bir otelde kalıyorduk. Danışmaya bakan kişi fırsat bulduğunda diğer işlere de bakıyordu. İşlerini bitirdikten sonra kitap okuyordu.
Kitap okuması ilgimi çekmişti. Bir gün sohbet imkânı buldum. Ankara siteler esnafından mobilya ustasıymış. İflas edince bırakmış, bu tatil beldesinde otelde iş bulmuş. Kitap okuma merakını nereden geldiğini sordum. Bana kısaca hayat hikayesini anlattı:
“Babam hasta bakıcıydı. İlkokula gidiyordum. Üçüncü sınıftaydım. Bir gün hastalandım. Babam bana rapor aldı. Rapor sonrası okula gittiğimde öğretmen, ‘Baban hasta bakıcı olduğu için hasta olmadığın halde rapor aldın değil mi’ diye beni dövdü. Ben de ondan sonra okula gitmedim. Babam beni bir mobilyacının yanına çırak verdi. Orada ustalaştım. Ustalaşıncaya kadar durumumuz iyi olmadığı için babam ameliyathanelerde doktorların kullandığı ama giymedikleri giysileri eve getiriyordu. Ben de işyerinde hep bunları giydiğim için herkes bana doktor diyordu. Esnaf arasında ismimi bilmezler. Bana hep doktor derler. Eğer mobilya alacaksınız. Ben adres vereyim. Beni doktor gönderdi deyin yeter gerekli indirimi yaparlar. “Dedi.
Bu hayat hikayesi benim çok ilgimi çekmişti. “Bir yandan mobilya ustası olmak diğer taraftan doktor olarak isimlendirilmek nasıl bir duygu” diye sordum. Buna biraz dramatik bir cevap verdi:
“Doktor gibi giyinsem de çağrılsam da ben kendimin doktor olmadığımı, hatta ilkokul üçten terk biri olduğumu biliyorum. Zirve gibi görünüyorsun oysa çukurdasın. Doktor gibi giyinsem de herkes bana doktor dese de konuştuğum ve bir davranışta bulunduğum zaman doktor olmadığım hemen anlaşılıyor. Şunu anladım ki bir kişinin ne olduğu giysisiyle ya da başkalarının ona verdiği sıfatla değil, sözleri ve davranışlarıyla ortaya çıkıyormuş. Onun şimdi elime ne geçerse okuyorum. Söz ve davranış dış görünüşle ve unvanla değil ancak insanın içini zenginleştirmesiyle doğru seviyeye ulaşıyormuş.”
İsminin başında büyük büyük unvanlar bulunan ama söz ve davranışlarıyla onu boşa çıkaran insanlara saygı duyamıyorsunuz. İsminin başında unvan olmayan ama söz ve davranışlarıyla bilgece tutumları olan insanlar bizde bir saygı duygusu uyandırıyor. Sıradan bir otel çalışanı söz ve davranışlarıyla bende saygı uyandırdı. Bence en büyük unvan da yüreklerde iz bırakan unvanlardır.
Yorum Yazın