Uçak belli bir fitte bulutların arasından uçuyor. Yaşlı kadın hep aynı bulut manzarasını görünce hem de uçakta hız farklılaşması olmayınca hostesi çağırıyor. “Bu uçak uçmuyor, havada öyle duruyor.” Hostes “hayır” diyor “Uçak havada öyle durmaz şu an uçuyoruz.” Hostes ne dese yaşlı kadını ikna edemiyor.
Hostes hemen pilota gidiyor, uçuşla ilgili anons yapmasını bilgi vermesini istiyor. Pilot uçuşla ilgili anons yapıyor. “Bayanlar ve baylar, lütfen dikkat, kaptanınız konuşuyor. Sayın yolcularımız, uçağımız 9000 feet yükseklikte 900 km hızla yolmaktadır, dışarıda hava -54 derecedir.”
Yaşlı kadın tekrar hostesi çağırıyor. “Pilot bu anonsu yaparken bilerek mi konuştu yoksa siyasetçilerin önüne konan yazıları okuduğu gibi bir yerden mi okudu.”
**
Güvensizlik deyince akla siyasetçilerin sözleri geliyor. Siyaset kurumu o kadar kirlenmiş ki en muteber adam siyasete girse, bir anda sözlerine itibar edilmez kişi haline geliyor. Tabiri caizse, “Umumhanede bakire kalınmaz.” derler ya, öyle bir şey. Yaşlı kadının “Siyasetçilerin önüne konulan yazıları okuduğu” gibi demesi güven duyulmaz anlamındadır. Fıkra bana bir anımı hatırlattı. Ders anlatırken öğrencilerden biri bana, “Siyasetçiler her gün yalan söylüyorlar. Ama başlarını yastığa koyduklarında nasıl uyuyorlar?” diye soru sormuştu. “Önlerine hazırlanıp gelen kağıtları okuyorlar. Okuduklarına kendileri de inanmıyorlar. Onun için rahat uyurlar, sorun olmaz.” demiştim.
Yorum Yazın