Yaşlı hâkim ölmek üzereydi. Stajyerliği henüz yeni bitmekte olan hâkim adayı delikanlıya:
-Ben artık ölüyorum. Muhtemelen benden sonra seni görevlendirirler. İşleri bundan sonra sen yapacaksın.
-Ama ben bu işlerde çok yeniyim. Bu işi nasıl yapabilirim ki!
-Bak, dedi. Bir akıllı bir deli gelirse, akıllıyı dinler ona göre karar verirsin. Eğer iki deli gelirse onları mübaşire havale et, mübaşir onların işini halleder!
-Ya iki akıllı gelirse?
-Ben kırk yıllık hâkimim, iki akıllının birden karşıma geldiğini görmedim!
**
Rahmetli babam “Bir yerde kavga varsa iki tarafında bir suçu vardır. Ama birinin az birinin çok olabilir.” Derdi
Günlerdir aşının neden geciktiği ile ilgili haberler dinliyoruz. Muhalefet iktidarı beceriksizlikle, sözünde durmamakla suçluyor. İktidar muhalefeti geçmiş günahlarıyla yargılıyor.
Şöyle bir senaryo düşünsek, muhalefet, yargılamadan, suçlamadan, “Bu aşı meselesinde neden bir aksama oldu? Neticede bu felaketten hepimiz etkileniyoruz. Durumu merak ediyoruz. Bu ortak sorunda bizim de yapacağımız bir şey varsa yapalım.”
İktidar da dese ki “İyi niyetli tutumunuz için teşekkür ediyoruz. Elimizde olmayan sebeplerle gecikti ya da şu durumu öngöremedik. Şu konuda zafiyet gösterdik özür diliyoruz. En kısa zamanda telafi edeceğiz. Milletçe bu sorunu aşacağız.”
Herkes için iyi olmaz mı? Bir yanda ölürken diğer tarafta çekişmelerin payandası olmanın ne anlamı var. Düşmanca çekişmeler kime ne kazandırıyor?
Yorum Yazın