ABD'li ressam, film yapımcısı ve yayıncı Andy Warhol (D.1928-Ö.1987) 1960 yıllarda “Birgün herkes 15 dakikalığına ünlü olacaktır” demiş.
Canlı yayın esnasında spikerin arkasında durup kameraya el salllayan kişinin bir anda popüler olmasının bu söze ilham kaynağı olduğu söylenir. Kameraya el sallayan kişi ertesi gün işe gittiğinde arkadaşları dün seni televizyonda gördük, süperdin demiş onu ilgi odağı haline getirmişlerdi. O kişi bir güne mahsus olmak üzere ünlü olmanın gururunu yaşamış, ama ertesi gün hikayesi bitmişti.
Sosyal medya sürekli kameraya el sallayan kişi gibi bizi görünür yapıyor. İşin kötüsü hoşnutluğumuzu artık orası besliyor. Beğenilerle görünür olmanın iltifatını almak istiyoruz. Sosyal medyadaki Hoşnutluğumuz artık kendi elimizde değil, başkalarının inisiyatifinde. Sanki sosyal medyada görünmesek, varlığımız hissedilmeyecek. Sosyal olmanın yolu sanki sosyal medyadan geçiyor. Gerçek hayatımızı unutup, sanal alemde bizi görsünler, bizi beğensinler, yorum yapsınlar, bizim söylediklerimizi paylaşsınlar istiyoruz. Sosyal olmayı, varlığımızı hissetmeyi, önemli olmayı, ünlü olmayı başkalarından alacağımız yankıya bağlıyoruz. Bu durum gerçekten sosyal olmayı, dünyada varolmayı sağlamıyor. Yalancı meme gibi bizleri avutuyor, ama gerçekten doyurmuyor. Ruhsal bir boşluk yaşıyoruz.
Sosyal medyada mükkellef sofralar, güzel yerde geziler, önemli kişilerle fotoğrafları paylaşıyoruz. “Bakın ben neler yiyorum, bakın ben en güzel yerlerde geziyorum, bakın ben önemli adamlarla görüşüyorum” diye görüntü vererek kendimize prestij sağlamaya çalışıyoruz. Oysa bunlar hayatımızın anlık görüntüleri, imgeleri, cilalarıdır. Görüntü gerçeği tam yansıtmamaktadır. Bir vesileyle görüştüğünüz önemli kişilerle çektirdiğiniz fotoğraf sizin gerçeğiniz değil. Çünkü o önemli kişi sizin gerçekten arkadaşınız değil, seninle çektirdiği fotoğrafı O paylaşmıyor. Ama sen onu bir nüfuz ticareti, kendi önemliliğini sağlamak için bir reklam ve pazarlama aracı olarak kullanıyorsun.
Yapılan bir araştırma sonucu ülkemizde bir gün içinde akıllı telefonlarına bakma sayısı ortalama 78 ile Avrupa ortalamasının (48) 1.5 katını aşıyor. Ortalama her 13 dakikada bir cep telefonuna bakıyoruz. Sosyal medya bizi farkında olmadan küresel pazarların aracı haline getirebiliyor. Bizi bağımlı yapıyor. Dikkat dağınıklığı yaşıyoruz.
Diğer yandan sosyal medya yerinde, zamanında, dozunda ve doğru amaçlar için kullanıldığında faydalıdır. Kişiler birbirlerinden haberdar olurlar. Anında hızlı bir iletişim sağlayabilirler. Bilgi paylaşabilirler. Birbirlerinin manevi gücünü artıracak, moral motivasyon tarzında paylaşım yapabilirler.
Ben sosyal medyayı doğru amaçlar için kullanmaya çalışıyorum. Ama zaman zaman kendimi onun sakıncalı yönlerinden tamamen rafine olmuş görmüyorum. Bu nedenle zaman zaman da sosyal medya diyeti yapmak istiyorum. Bağımlı olmamak, onun aracı haline gelmemek, gerçek hayatta dostluklara, sohbete, tiyatroya, sinemaya, müziğe, edebiyata, gezmeye daha çok yer vermek istiyorum.
Bu vesileyle bir kaç gün sosyal medya diyeti yapacağım. Dostlara selam olsun.
Yorum Yazın