Eskiden Ulus civarında sık rastlanırdı, ya “bul karayı, al parayı” ya da “bol boruyu al parayı”
Bu işi yapanlara üç kağıtçı denir. Üçkâğıtçı ve avenesi seyyar katlanabilir bir sehpa ya (zabıta ve polis görünce anında katlayıp kaçmaya elverişli) üç küçük plastik boru koyar sonra bir boruyu alıp sallar içinde saçma sesi gelir. Diğer boruları sallar ses çıkmaz güya borunun birinde saçma var, diğer ikisinde yok. Saçma sesi gelen boruyu diğer iki borunun yanına koyarak “bul boruyu, al parayı der.” Gözünle iyi takip edersin, ses gelen boruyu gösterirsin. Üçkağıtçı boruyu eline alır sallar, ses gelmez. Ve gider bir 20 TL. Bu arada kazananlar varsa da onlar üçkâğıtçının avenesidir. Aslında hangi boruyu seçerseniz seçiniz, kazanamazsınız. Çünkü o üç boru da boştur. Üç kâğıtçı içinde saçma sesi olarak gösterdiği boruyu sol eliyle tutar sallar. Sol elinde gömleğin altında bulunan içinde saçma olan bir plastik boru vardır. Onu göremezsiniz sesin üçkağıtçının elinde salladığı borudan geldiğini zannedersiniz. Üç borudan hangisini seçerseniz seçin içi boştur. Ve üçkâğıtçı seçtiğiniz boruyu sağ eliyle sallar ses çıkmaz.
"Bul boruyu al parayı" oyununda hep üçkâğıtçı ve avenesi kazanır.
Ben bu üç boru ve saçma oyununu niye anlattım. Bilmem ki son günlerde aklıma takıldı.
Yorum Yazın