Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

CHP’de ‘Tasfiye Taburları’

Prusyalı General ve entelektüel Carl von Clausewitz, "Savaş siyasetin başka araçlarla (şiddet araçlarıyla) devamıdır" der. Aslında siyaset de bir çeşit savaştır. Siyaset alanında sert ideolojik mücadelelerin yaşandığı, strateji ve taktiklerin havada uçuştuğu, bazen zorun devreye sokulduğu, her yolun mübah sayılarak rakiplerin ortadan kaldırıldığı bilinen bir gerçek.
Bu siyasi savaşlar da farklı partiler ve ideolojiler arasında olduğu gibi aynı parti içinde de yaşanabiliyor. CHP tarihi bu açıdan çok zengin. Çoğu kez fikir yarışlarının yapıldığı kongrelerin, kurultayların zaman zaman "savaş alanı"na döndüğü gerçeği de herkesin malumu.
Bugün işte onlardan biri, CHP'nin 38'inci Olağanüstü Kurultayı gerçekleşiyor. Gerilim yaşanacağına ilişkin düşük düzeyde bir kaygı olsa da kurultay öncesi Ankara kulislerindeki hava çok pozitif görünüyor... Bunun nedeni de herhalde her iki tarafın da kazanma hesabı yapması.
Kalacağım otelin önünde karşılaştığı bir grup Kılıçdaroğlu taraftarına beklentilerini soruyorum.
"Başa baş görünüyor ama biz bir adım öndeyiz."
Araya girip, "Başa baş görünüyorsanız işiniz zor" deyince tecrübeli bir CHP'li şöyle diyor:
"Siyasi açıdan öyle olması çok daha değerli."
Kılıçdaroğlu'nu destekleyenler bu ruh hâlinde ve az farkla da olsa kazanacakları iddiasında. Ancak ortada bir belirsizlik de var. Bu yüzden iki taraf da "delege avı"na bütün güçleriyle asılıyor. Hangi delegenin kime imza verdiği, imza verse bile sözünde durup durmayacağı bilinmiyor. Bu da belirsizliğe yol açıyor.
Uzun yıllardır CHP kurultaylarını izleyen biri olarak ilk kez bu kadar paranın, mevkinin, pozisyonun pazarlık konusu yapıldığına tanık oluyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olanakları da, bir bankanın yönetim kurulu üyeliği de delege avının araçları olarak devrede. Kimin kaç delegesi olduğu bu yüzden bilinmiyor.
Bu tabloda muhalefet cephesinin şansı daha yüksek. Hem maddi olanakları güçlü hem de siyasi zemin onlardan yana. İçi doldurulmasa da Özgür Özel gibi geçmişin bütün günahlarına ortak biri aday da olsa toplumda bir "değişim" arzusu var ve bu gerçek delegeyi de etkiliyor.
Değişimci bir delege şöyle diyor: "Artık yeter, ben Doğu'dan geliyorum. Bütün iller değişim diyor. Zaten yönetim değişmese CHP yüzde 15'lere iner."
Optimar Araştırma'nın son anketinde, "Sizce Kemal Kılıçdaroğlu devam mı etmeli yoksa yerine başka bir kişi mi gelmeli?" sorusuna verilen cevaplar da bu tespitleri doğruluyor.
"Devam etmeli" diyenlerin oranı yüzde 24"Devam etmemeli, yerine başka bir kişi gelmeli" diyenlerin oranı ise yüzde 65.7... Fikri olmayanların oranı da yüzde 10.3...
Özgür Özel ve arkasındaki Ekrem İmamoğlu siyaseten yeni bir şey söylemeseler de bu rüzgâr şimdilik onlara yetiyor. Ama daha çarpıcı bir tespiti tecrübeli bir siyasetçi yapıyor:
"Muhalefet tutarsız da olsa, ortaya yeni bir siyaset koyamasa da yıpranmış bir parti yönetiminin olduğu süreçlerde delegeyi farklı yöntemlerle elde tutmak çok zor. O bildiğini okur. Parti nereye gider, uçuruma mı sürüklenir bakmaz, değişmesini ister. Bu tür zamanların delegelerine biz 'Tasfiye Taburları' diyoruz. CHP'de böyle bir durum var ve bu durdurulamaz görünüyor. Durdurulursa sürpriz olur."

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar