Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Çok konuşulmayan önemli gelişme!

Son dönemde teknoloji alanında o kadar güzel gelişmeler yaşanıyor ki, bazıları yeterince gündem olamıyor. Onlardan biri de; Türkiye'nin çip üretimine başlıyor oluşu.
Kısa bir süre önce TÜBİTAK Gebze yerleşkesinde Çip Üretim Tesisi Yatırımı ve 'IDEA Incubation' kuluçka merkezi açılış töreni gerçekleşti.
2000 metrekare temiz alana sahip tesiste bir sene gibi kısa bir sürede Türkiye'de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretimine başlanacak.
Tesiste, çip üretim hattının yanı sıra Ar-Ge ve ürün geliştirme fırsatı da olacak.
Elektronik cihazların beyni olarak tanımlanan yarı iletken çipler, teknolojik ürünlerin kritik unsurları arasında başı çekiyor.



Kovid-19 salgında yaşanan tedarik krizinde bütün modern cihazlarda yer alan çiplerin ne kadar önemli olduğunu gördük.
Başta otomotiv olmak üzere birçok sektörde üretim düştü.
Çip üretiminin yüzde 75'i Doğu Asya'da gerçekleştiriliyor. Tayvan, Güney Kore, Japonya, Çin ve ABD, çip üretiminde öncü ülkeler.
Özellikle gelişmiş çiplerin yüzde 90'ı Tayvan'da üretiliyor.
Tayvan'ın Çin'in işgal tehdidi altında olması şaşırtıcı değil!
Şu an çip küresel pazarının büyüklüğü 600 milyar dolar ama 2030'da 1,5 trilyon dolara çıkacak. Ve bu pazarda artık bizim de bir yerimiz olacak.
Çip üretmeye başlamamızın asıl önemi ise savunma sanayinde kendini gösterecek. Yerli silahlara yerli çipler takılacak!
Yani milli güvenlik açısından da önemli bir adım atıldı. Üretici ülke olacağımız için çip tedarikinde olası krizlerden de az etkileneceğiz.
TOGG araçlarından cep telefonlarına, SİHA ve İHA'lardan bilgisayar teknolojisine kadar çiplerin girmediği alan yok.
Çip teknolojisi gelecek demek!

***

DİŞ MACUNU ARAŞTIRMAYI BIRAKTILAR!

İsveç Uzay Kurumu geçtiğimiz pazartesi bir araştırma roketi fırlattı. Fırlatmanın ikinci aşamasında roketin başlangıç noktasına geri dönmesi bekleniyordu. Ancak bir şeyler ters gitti ve roket tamamen farklı bir yere, komşu ülke Norveç'e düştü.
İsveçli bilim insanları eskiden diş macunu, kireç çözücü gibi alanlarda çalışırlardı! Hangi ara roket denemelerine başladılar?



Ee Rusya, Ukrayna'yı işgal edip, İskandinav ülkelerini de tehdit etmeye başlayınca İskandinav ülkeleri rüyadan uyanmış gibi oldular.
Konforlu, sorunsuz hayatlarında artık savaş riski var.
Gündemin ender değiştiği bu iki ülkeye artık üç ay konuşacak malzeme çıktı!
"Bizi NATO'ya alın" diye kapımıza gelene kadar, İsveç medyası bu haberle oyalanır.

***

YAPAY ZEKA DA YALAN SÖYLÜYOR

Koreli K-pop grubu BTS'in üyelerinden Jimin'e benzemek için 12 kez bıçak altına yatan 22 yaşındaki Kanadalı oyuncunun ölümünün yapay zeka kullanılarak yapılan yalan haber olduğu ortaya çıktı.
Daily Mail, 24 Nisan'da yayınladığı haberin bir yapay zeka şakası olduğunu belirtip internet sitesinden kaldırıldı.
Aslında haberin kaynağı The Hype Company PR adlı bir tanıtım şirketi. Haberi araştırmadan kullananlar yemi yutmuş oldu.
Bu da ileride yapay zeka ürünü birçok yalan haberin internette yapılma tehlikesinin olduğunu gösteriyor.
Gazetecilik eğitimi almamış, iki satır bile yazı yazmamış insanlar, artık yapay zeka sayesinde hatasız haber metinleri hazırlayıp internete yayabilirler.



Yalan haberlerin bir kişi ya da kurum üzerinde yoğunlaştığını düşünsenize!
Araştırmalar yalan bir haberin gerçek habere göre sosyal medyada yüzde 70 daha fazla paylaşıldığını gösteriyor.
İşte bu yüzden manipülasyon ve dezenformasyon sorunları ciddiye alınmalı.
Bu konuda internet ve sosyal medya devleri yalan habere karşı daha etkili mücadele etmeli.
Ve bu konuda alınan her önlem de baskıcı politika diye eleştirilmemeli. Doğru haber ihtiyaçtır. Yukarıdaki gibi her yalan haberi şaka diye geçiştiremeyiz.
Yalan haberler kaosa neden olabilir. Bunun en yakın örneğini son deprem felaketinde yaşadık!
BaBala TV'nin 'baraj patladı' diye paylaştığı asılsız haber Hatay'da kaos yaratmış ve deprem kurtarma çalışmalarının bir süre durdurulmasına neden olmuştu.

***

14. SIRADAYIZ

ElectronicsHub adlı şirket, 45 ülkede yaşayanların uyanık oldukları saatlerde ekran karşısında ne kadar zaman geçirdiklerini ölçtü.
DonanımHaber'in haberine göre araştırmada dünya genelinde insanların günde ortalama 6 saat 37 dakikasını ekran başında geçirdikleri ortaya çıktı.

ENDİŞE VERİCİ
İnsanlar ortalama günde 16-18 saat uyanık kaldığına göre ve günlerinin yüzde 35 ila 40'ından fazlasını ekranlara bakarak geçiriyor demektir.
Bu endişe verici bir oran.
Dünyanın veri tüketimi üç ana unsur etrafında yoğunlaşıyor: Video (yüzde 53,72), sosyal medya (yüzde 12,69) ve oyun (yüzde 9,86). Yani ekran başında geçen sürenin yüzde 75'inden fazlası TikTok, YouTube, Facebook ve video oyunları odaklı. Ekran başında en çok vakit harcayan ülke Güney Afrika. Tam dokuz saat 38 dakikayı ekrana bakarak geçiriyorlar.



İkinci Brezilya (9 saat 32 dakika), üçüncü Filipinler (9 saat 14 dakika), dördüncü Arjantin (9 saat 1 dakika), beşinci Kolombiya (9 saat 1 dakika).
45 ülke arasında en düşük ekran kullanıma sahip ülke ise Japonya.
Teknoloji üretiminde başı çeken Japonların uyanık oldukları saatin sadece yüzde 21,7'sinde ekrana bakıyor olmaları büyük sürpriz.
Çok çalıştıkları için mi acaba?
Araştırma internet tabanlı veriler hesaplanarak yapıldığı için analog televizyon yayınlarının izlenme süresi belirtilmemiş olabilir. Tabii internet üzerinden TV izleyenler de var!

7 SAAT ÇOK UZUN
Ekran bağımlılığının birçok nedeni var. Listede ilk beşte yer alan ülkeler gelişmiş ülkeler değil. Kültürel etkinlikler ve hobiler için bütçe gerektiği için vakit geçirmenin en kolay ve en ucuz yolu ekrana bakmak.
45 ülke arasında Türkiye ise 14. sırada. Halkımız günün 7 saat 24 dakikasını ekrana bakarak geçiriyor.
Bir Akdeniz ülkesi için yüksek bir süre. Bunda genç nüfusumuzun fazla olmasının da etkisi olabilir. Özellikle bizim Z Kuşağı dijital oyun ve sosyal medya tutkunu.

***

Altyazı



"Hayat aklın geçirdiği bir evredir." (Being There)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar