Günümüzde gerek dedikodular gerekse medyada asparagas haberler ve komplo teorileri alabildiğince yaygınlaştı.
Yurt dışından yapılan yayınlarda asparagas haberler ve medya müneccimlerinin komplo teorileri değişerek ve dönüşerek sohbet ortamlarında kaotik dedikodulara yol açmaktadır.
Peki bunlar insanların dedikoduya düşkün olmasından mı yoksa şeffaf yönetim, özgür basın olmayınca yani meşru kaynaklar toplumu yeterince aydınlatmayınca, ikna edici olmayınca mı ortaya çıkıyor?
Neticede yönetim, medya toplumun oluşturduğu sosyal aygıtlardır. Eğer dedikodu toplumda genetik bir hastalık gibi yaygınlaşmışsa bu durum makro düzeyde asparagas haber ya da komplo teorileri olarak yansıyacaktır.
Günlük konuşmalarda dedikodulardaki şu klişeleri çok duymuşsunuzdur. “Benden duymuş olma da…” “Şimdi arkasından konuşmak gibi olmasın da…”, “Bizi de gerçi ilgilendirmez ama.”, “Gelsin yüzüne de söylerim”, “Ben bunu yüzüne de söyledim zaten”, “Bak aramızda kalsın”, “Anlatsam mı anlatmasam mı bilemedim”, “Sen yabancı değilsin diye söylüyorum”, “Ben dedikoduyu sevmem ama…”, “Valla ben söyleyenlerin yalancısıyım”, “Senden laf çıkmaz diye anlatıyorum”, “Valla ben duyduklarımı söylüyorum, günahı kendi boynuna artık”, “Aaa senin haberin yok mu! Ben de biliyorsun diye dedim”, “Neyse boşver! Sonra dedikodu yaptı derler” “Günahını almayalım ama…” “Biraz da gıybete giriyor ama…”, “Neyse çok günahını aldık”, “Neyse fazla günaha girmeyelim”
Korkunun, şeffaflığın olmadığı yerde erdem de olmaz. Mertlik sürekli zarar görmekle sonuçlanıyorsa orada namertlik gelişir.
Asparagas haber uydurulmuş dedikodu türü haberdir. Komplo teorileri ise toplumda şeffaflık yoksa olayların gerçek sebebi karanlıkta kalıyorsa onunla ilgili üretilen heyecan ve korku veren yorum senaryolarıdır. Bütün bunlar toplumda çok ilgi gördükçe gelişir ve hayatımız öngörülemez kaotik bir serüvene döner. Bu durum bizdeki kaygı ve stres düzeyini artırır.
Bunların panzehiri nedir? Zekâ ve muhakemeyi geliştiren bir eğitim, adaleti esas alan bir yönetim, halkın gerçek anlamda gözü kulağı, dili olan özgür basın bu tür insani ve toplumsal defolarımızı asgariye indirecektir. İnsanın insana güven duyduğu, devletin halka, halkın devlete güven duyduğu bir ortam ile gelecekten emin olarak huzurlu bir hayat beklentisi hepimizin arzusudur.
Yorum Yazın