Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

DİJİTAL MİNİMALİZM

Son günlerde Watsapp, ın yeni bir sözleşme ile bilgilerimizi istediği gibi kullanma konusunda sözleşme göndermesi, imzalamayanlara hizmet verilmeyeceğinin bildirilmesi en ana gündemimiz oldu.

Artık ekmek kadar su kadar hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen sosyal medya ile ilgili endişeler insanları huzursuz etti. Bence bir yandan da dijital dünyanın hayatımızı nasıl dönüştürdüğü ve kendine bağımlı kıldığı konusunda düşünmemizi sağladı.  Ücretsiz sunulan hizmetlerle ilgili olarak, “Ürüne para vermiyorsanız ürün sizsiniz” mottosu günümüzün atasözü haline geldi. Ama artık öyle bağımlıydık ki ürün olmayı gönüllü istiyorduk.

Hayatı sadeleştirmenin mutluluğumuzda önemli bir unsur olduğunu biliriz.  Öyle ise aynı kapsamda hayatımızı çepeçevre kuşatan sosyal medyayı azaltmak gerekir diye düşünüyorum. Dijital minimalizm hayatımızı sadeleştirek bizim rahat nefes almamızı sağlayacaktır.

Çoğu zaman çeşitli şekillerde oluşan watsapp gruplarına sosyal nezaket gereği üye oluyorsunuz, bir süre sonra o dijital çöplüğün cüruflarına maruz kalıyorsunuz. Kimseye faydası olmayan gereksiz iletiler farkında olmadan zamanınızı çalıyor yani hayatınızı çalıyor. Geri getiremediğiniz, boş yere öldürdüğümüz paradan değerli zamanımız yok oluyor.

Sosyal medya bize bir yandan iletişim özgürlüğü veriyor gibi görünse de diğer taraftan tüm iletişimimiz gözetim ve denetim altına alınıyor. Özgürlüğümüz kısıtlanıyor. Paylaştığımız bir bilgiyle bizi nasıl maniple edeceklerini bilmiyoruz.

Sosyal medya farkında olmadan seni kendine bağımlı hale getiriyor. Sürekli takipçilerin, aldığın beğenilerin ve esiri haline geliyorsun. Çünkü sosyal medyada tıklanma sayısı, beğenilme sayısı ve yorumlanma sayısına göre sen kendini onaylanmış, değerli hissetmeye başlıyorsun. Oysa bunun bir gerçekçiliği yok. Örneğin benim facebookta 3000’  ne yakın  takipçim var. Yazılarıma büyük ölçüde beğeni ve olumlu yorumlar alırım. Kitabım çıktığında 300’ e yakın beğeni alırım. Ama facebooktaki takipçilerden kitabımı alanların sayısı 20’ yi bile bulmaz. Oradaki beğeni ve yorumlar bir davranışa dönüşmediği için samimiyeti yoktur. Sanallıkla sahtelik yan yana giderken gerçeğin de içi boşaltmış oluyor.

Bugün facebookumu açtığımda aynı saatte dört ayrı canlı yayın vardı. İzlediğinizde hem şifahen hem de yazı olarak abone olmayı unutmayın tavsiye ve telkinle karşılaşıyorsunuz. Eğer dijital minimalizmi hayata geçirmezseniz dijital hayat sizi ele geçiriyor. Artık gözleriniz ekrana bağlandığından gerçek hayata karşı körleşmiş hale  gelmeniz kaçınılmaz oluyor.

Sosyal medyadan koptuğunda acaba bir şeyleri kaçırıyor muyum duygusu kaygı uyandırıyor. Diğer yandan filtre baloncuğu ya da yankı odaları adı verilen aynı türdeki iletilerle sana dar bir ufuk çiziliyor. Düşünce ve sosyal yapı anlamında seni tecrit edip başkalarına yabancılaştırıyor. İşin garip tarafı sen bunu hiç fark edemiyorsun.

Sosyal medya insanın dünyasını doldurunca bizim için çok önemli olan tefekkürden de ayırmış oluyor. Farkında olmadan sosyal medyanın algoritmasıyla biçimlenen bir düşünceye sahip oluyoruz. Oysa zihnimizi gereksiz ileti taarruzundan kurtarıp hayat ve dünya üzerine düşünmemiz, insani duyarlılıklarımızı geliştirmemiz için yalnızlığa ve sadeliğe ihtiyacımız var.

Bunları neden yazdım? Nezaketimden dolayı ayrılamadığım watsapp gruplarından telegram, signal gibi gruplara taşınmalar olunca ben olduğum yerde kalıyorum böylelikle gruptan sorunsuzca ayrılmış oluyorum.

Dijital minimalizm şart. Sosyal medyayı biz istediğimiz gibi kullanmalıyız. Sosyal medya bizi kullanmamalı. Yoksa dijital alem bütün kirlilikleriyle hayatımızı bulandırıyor. Durulmamız, sadeleşmemiz, rafine olmamız böylelikle hayatı daha anlamlı ve yaşanılır kılmamız gerekir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar