Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Dolandırıcıların yeni hedefi güneş enerjisi!

Sürekli taktik ve yöntem değiştiren dolandırıcıların hızına yetişmek çok zor.
Şimdi de 'yenilenebilir enerji' konseptli saadet zinciri kurmuşlar, iyi mi?
Türkiye'nin dört bir yanından arsa satın alan dolandırıcılar, binlerce kişiye bu arsaları daha pahalıya satıp üzerine güneş panelleri kurup, ürettikleri elektrikleri devlete satacaklarını ve arsa sahiplerine de kira ödeyeceklerini anlatmış.
"Yatırımın mantıklısı, enerji tarlası" sloganıyla sazan avına çıkan dolandırıcılar, Kütahya'da 47 dönümlük araziye sadece 300 güneş paneli yerleştirmişler.



600 MİLYON TL
Tedarik lisansı alan şirketin adı Kainat Toptan ve Perakende Enerji Satış Anonim Şirketi ama insanlara 'Kainat Holding' adıyla projeyi pazarlamışlar.
Ve 600 milyon TL toplayınca hissedarların kirasını ödemeden kaybolmuşlar.
Aslında slogan gerçekçi, fikir çok cazip.
Yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak mantıklı. Elbette kısa yoldan para kazanma hayaline kapılmadan, dolandırıcıların ağına düşmeden yatırım yapılmalı.
Dolandırıcılar gündemi, piyasaları çok iyi takip edip, sürekli yeni dolandırıcılık yöntemleri üretiyorlar!
Ne yazık ki, onların hızına yetişemiyoruz!



SİGARA YASAĞI İŞE YARIYOR MU?
Dünyada sigara yasakları artarak devam ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazırlanan Dünya Sigara Salgını Raporu'na göre, Türkiye, Brezilya, Hollanda ve Morityus ile birlikte sigarayla mücadelede en başarılı ülkelerden birisi.
Türkiye'de tütün ürünleri kullananların oranı yüzde 30,7. Erkeklerde oran yüzde 42,1; kadınlardaysa yüzde 19,2.
Öte yandan bazılarına göre sigara yasakları pek işe yaramıyor.
WHO ise halka açık kapalı alanlarda sigara içilmesini yasaklayan yasaların olduğu ülke sayısının 151'e yükseldiğini açıkladı.
Örneğin İngiltere'de sigara yasaklarının devreye girdiği 2007 yılından sadece bir yıl sonra kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılan kişi sayısı bin 200 kişi azaldı.
İskoçya'da ise sigara yasakları devreye girdikten sonra astım nedeniyle hastaneye giden çocukların sayısı üç yıl boyunca neredeyse beşte bir oranında azaldı.
Özetle yasaklar işe yarıyor. Yasaklardan en kazançlı çıkanlar da sigara içmeyenler.
Sigara yasaklarının dünyadaki her 10 kişiden yaklaşık 7'sini (5,6 milyar insanı) pasif içicilikten koruduğu düşünülüyor.
1950'li yıllarda sigara reklamlarında doktorlar oynatılıyordu.
Bazı ilanlarda sindirim sıkıntısı yaşayan insanların kesinlikle, sigara tüketmesi gerektiği vurgulanıyordu, iyi mi?
Otobüslerde bile sigaranın içildiği yıllardan kim bilir kaç insan daha sonra pasif içicilikten hayatını kaybetti?



YA YANGIN ÇIKSA!
İzmir'in Karabağlar ilçesine bağlı Bozyaka Semti'nde, sürücülerin araçlarını düzensiz bir şekilde park etmesi sonucunda bazı ara sokaklar geceleri trafiğe kapalı kalıyormuş.
İstanbul Beşiktaş'ta da bazen araçların ara sokaklarda geçişi engelleyecek şekilde park edildiklerini görüyorum.
Bunun iki nedeni var: Sorumsuzluk ve oto park yeri azlığı.
İstanbul'da birçok semtte otoparkların günlüğü 200 TL'den başlıyor.
Aylık abonelik fiyatları da 1500- 5000 bin TL arası değişiyor.
İnsanlar da otopark parası vermemek için araçlarını kaldırımlara bazen de sokakları kapatacak şekilde yolun ortasına park ediyorlar.
Otopark belediyelere kazanç kapısı olacak altyapı yatırımı aslında.
Birçok belediye otopark gibi temel sorunları çözmek yerine bağış dağıtmak gibi sosyal medyada ilgi çekecek alanlara bütçe ayırıyorlar!
Peki, İzmir'deki bu sokakların olduğu evlerde yangın çıksa ya da ambulansla insanlar hastaneye götürülmek zorunda olsa ne olacak?
İtfaiye araçları çektirene kadar binalar yanıyor.
Sonra da mahalleli niye geç geldiniz diye itfaiyecilere saldırıyorlar iyi mi?



DERS NOTU
Geçtiğimiz günlerde Almanya'da bir mühendislik öğrencisinin 5 yıl boyunca tuttuğu 35 bin sayfalık ders notlarının görüntüsünü sosyal medyada paylaşması büyük ilgi gördü.
Üniversite yıllarımdan hatırlıyorum. Ders notu aldıkları arkadaşlarının fazla not tutmasına bile kızanlar olurdu.
Tıp, mühendislik, filoloji gibi bazı bölümlerde ders notları çok değerliydi.
Titiz, günü gününe ders notu tutanların değeri vize ve final dönemlerinde artardı!
Sırf ders notu almak için çalışkan öğrencilerle aralarını iyi tutmaya çalışanlar olurdu.
Fotoğraftaki notları tutan öğrenci ise meşhur Alman disiplinini fazla kaçırmışa benziyor.
Arkadaş ders notu tutacağım diye gençliğini yakmış olabilir.



NÜKLEER KIYAMETTEN SONRA...
'The Terror'den (sadece ilk sezon) sonra nihayet Amazon Prime'de keyifle izleyebilecek bir dizi buldum.
Aynı adlı oyun serisinden uyarlanan 'Fallout'dan bahsediyorum.
Distopik öyküleri de sevdiğimden olsa gerek diziyi iki günde bitirdim.
Ve önceki gün dizinin yeni sezonunun çekileceği haberini alınca mutlu oldum.
Nükleer kıyamet sonrası bir gelecekte geçen dizide insanlar yeraltında sığınakta yaşayanlar ile yeryüzünde radyasyona karşı yaşam mücadelesi verenler diye ayrılıyor.
Genç bir kızın sığınaktan kaçırılan babasını bulma serüveni boyunca kasvetli, kaotik bir gelecek portresi çiziliyor.
Dizinin retro futuristik tarzı ve dünyayı yöneten şirketlerin özelinde yapılan kapitalist düzen eleştirisi de başarılı.
Diziyle ile ilgili tek endişem 'Westworld'ün yaratıcıları olan Jonathan Nolan ve Lisa Joy ikilisinin yapımcılığını üstlenmesi.
'Westworld' de iyi başlamıştı ama daha karmaşık konu bir türlü toparlanamamıştı.
Umarım 'Fallout' sona doğru saçmalayan dizilerden biri olmaz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar