Mehmet Aktan

Mehmet Aktan

Mail: aaabbbccchhggf@gmail.com

Düşman Nasıl Teşhis Edilir?

Değerli okuyucu;

İnsan ve toplum hayatında dost ve düşmanı tanıyıp ona göre tavır takınmak takdir edersiniz ki çok önemlidir. Dost ve düşmanı belirlemek için öteden beri bilinen ölçülere göre hareket ederek maddi ve manevi hayatımızın zarar görmesini önleyebiliriz. Aksi takdirde dost bildiğimiz gerçekte ise düşmanımız olan kişilerin verebilecekleri zarar hayatımızı zindan edebilir. 

Bir atasözümüz vardır: Sen dost kazan, düşmanı anan’ da doğurur. 

Demek ki; kardeşimiz bile bize düşmanlık edebilir! O halde, düşmanlığın ırkı, akrabalığı, hısımlığı, cinsi, uzaklarda ya da yakında yaşaması, vatandaşımız olması ya da olmaması vs. hususlar ayırt edici değildir! 

Düşman; boynuzlu, kuyruklu yahut hilkat garibesi olacak da değildir. Herkes gibi insan görünümünde olacaktır! Bu bizi aldatmamalıdır. 

Çok öz bir ifadeyle; Hayat ve kâinata bakış, anlayış ve izah konusunda bizim gibi inanıp düşünmeyen insan bizim düşmanımızdır.

Çünkü insanları birbirinden ayıran şey, inanç, fikir ve ruh yapılarındaki farklılık, birleştiren şey de inanç, fikir ve ruh yapılarındaki ayniyettir.

Tarihteki savaşlar, isyanlar, ihtilaller ve sair toplumsal karışıklıklar bu sözünü ettiğimiz inanç, fikir ve düşünce farklılıkları temeline dayanır. 

İlk bakışta etnik kökenden, ekonomik sebeplerden kaynaklanıyor gibi gözükse de asıl sebep inanç, fikir ve düşünce farklılıkları şeklinde nitelendirdiğimiz ideolojik sebeplerden kaynaklanmıştır. Örneğin; milletlerarası savaşlar ilk bakışta sanki etnik kökene dayanıyormuş gibi algılansa da, asıl sebep milletleri birbirinden asıl farklı kılan kavmiyet değil, din, örf ve adetlerdir. Aynı dine mensup olmakla birlikte birbirleriyle savaşan toplumlar, dini inanç ve yaşayıştaki esaslı sapmalardan ileri gelir. 

Fert ve toplum bazında kimin bize düşman olduğunu nasıl anlarız?

-Bizi mutlu eden bir konu, tanımamıza konu kişi ve toplulukları üzüyorsa,

-Bizim huzurumuz, onları rahatsız ediyorsa,

-Bizim iyiliğimiz onları çileden çıkarıyorsa,

-Bizim başarılarımızı görmezden geliyor, küçümsüyor, hatta başarısızlık olarak nitelendiriyorsa,

-Yaptığımız pek çok doğru işi hiç gündeme getirmeyip, beşer olarak yaptığımız yanlışları cımbızlayıp, yaptığımız tüm işlerin de işte bu yanlış işler gibi yanlış olduğunu propaganda edip beyin yıkamaya çalışıyorsa, 

-Bizi sevmeyenlere, düşmanlarımıza muhabbet besleyip, iş birliği yapıyorsa,

-Bizim refahımızı, maddi imkanlarımızı, hayat standardımızı artıran vakıalar onları rahatsız ediyorsa,

-Bizim başımıza gelen musibetler, felaketler vs. fenalıklar onları ziyadesiyle sevindiriyorsa,

-Bizi sevenlere karşı alerjisi, antipatisi varsa,

-Devlet bazında; 

Yapılan hayırlı iş ve hizmetleri görmezden gelip, velev ki yanlış işler yapıldığında bunları dile dolanıp, ya da yalan yanlış kusur ve kabahatler uyduruluyorsa,

Vatandaş, karamsarlığa itilip, gelecek hakkındaki umutları yok etmeye çalışılıyorsa, Devleti’ ine karşı küstürüp, düşmanlığa sevk etmeye çalışılıyorsa, kışkırtılıyorsa, 

Düşmanla açık-gizli iş birliği yapılıyorsa; BU İNSAN VE İNSAN GRUPLARI AÇIKÇA HAİNDİR, DÜŞMANIMIZDIR.

Yukarıda çizilen şablona uymakla beraber; GERÇEKTE BU TAVIRLARI SERBEST İRADESİNİN MAHSULÜ OLMAYAN, MENFİ DÜŞMAN PROPAGANDASIYLA BEYNİ YIKANMIŞ İNSANLAR İSE GAFİLLERDİR.  

İstiklal harbinde Gazi Mustafa Kemal bir emir yayınlayarak; Her ailenin bir askeri her şeyiyle donatacak şekilde giysi ve çarık vermesini istemiş, Aziz Milletimiz bu emre harfiyen riayet ederek gereğini yapmıştır. Giymemiş, askere giydirmiş; yememiş, askere yedirmiştir. 

İstiklal harbi Milletimizin bu fedakarlığıyla kazanılmıştır!

Şimdi de Milletimiz; İstiklal harbinde olduğu gibi, yedi düvelin, ekonomik, siyasi, kültürel, ahlaki ve sosyal saldırısıyla karşı karşıyadır! Belki bu tür saldırı, askeri saldırıdan daha eşeddir! Çünkü manevi değerlerinden soyutlanmış bir toplum zaten millet olmaktan çıkmış demektir! Düşman millet olarak var olmayan bir toplulukla niye uğraşsın ki?

Çok acıdır ki: Şu günde halkımız, sahip olduğu bunca refaha rağmen, düşman manipülasyonu ve propagandasıyla paramızın değerindeki düşüşü, artan enflasyonu bir felaket gibi algılamakta asıl felaket olan manevi değerlerimizdeki zafiyeti, düşman saldırılarını fark etmemektedir! 

Devletimizin içte ve dıştaki başarıları onların gözünde bir hiç mesabesindedir! Soğan ve patates fiyatlarının artması en büyük felaketimizdir!

Hülasa; Milletimiz üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi!

 

Doğru yanlış karıştı, bağlandı basiretler!

Süflî çıkar selinde yıkıldı cümle setler!

 

Yüce Rab’ bimiz hepimizin basiret gözlerimizi açsın ferasetimizi artırsın İnşaallah. 

Allah’ a emanet olunuz. 22.11.2021

 

Av. Mehmet AKTAN

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar