Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Emekliye zam mı bir defalık ikramiye mi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “En düşük memur maaşı için Cumhurbaşkanımız bize talimat verdi, konu hakkında çalışıyoruz” diye açıklama yapınca emekliler yeniden umutlandı.

Çünkü daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emeklilerimizden gelen serzenişlerin farkındayız. İnşallah bu konuda da gereken adımları yıl sonuna kadar atacağız” demişti. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, “Emeklilerle ilgili Cumhurbaşkanımızın talimatlarını aldık, çalışmaya başladık” diye konuşmuştu.

Emeklilerle ilgili düzenlemenin sadece en düşük emekli maaşı alanlarla ilgili olmayacağı, emeklilerin tümünü kapsayacağı söyleniyor. Hem memur emeklileri hem SSK ve Bağ-Kur Emeklileri bundan eşit bir şekilde yararlanacak. Seyyanen bir zam yapılması bekleniyor.

Bunun için bir yasal düzenleme yapılacak.

BİR DEFAYA MAHSUS MU?

Buradaki kritik soru şu, bu bir defalığına mı mahsus olacak yoksa ocak ayına kadar geçerli mi olacak? Kulağıma gelen bilgiler bir defaya mahsus olacağı yönünde. Bunu Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı nedeniyle, “Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılı ikramiyesi” olarak tanımlayanlar da var.

Tekrar ifade ediyorum. Kulağıma gelen bir defaya mahsus olacağı yönünde ama bu tatmin edici olur mu emin değilim.

YETMEZ AMA EVET DEĞİL

Emeklilerimiz zor durumda. Bir defalığına verilecek ikramiye emeklileri tatmin etmez. Çünkü hayat pahalılığı karşısında en çok onlar eziliyor. Bir defaya mahsus değil, yıl sonuna kadar yapılacak bir seyyanen zam onları rahatlatabilir.

MUHALEFET İTTİFAKA KİLİTLENDİ PEKİ İKTİDAR NE YAPACAK

KEMAL
 Kılıçdaroğlu da Millet İttifakı’nın bittiğini ilan etti. Ama muhalif seçmeni asıl ilgilendiren yerel seçimlerde yeni ittifak kurulup kurulmayacağı. Daha çok da İstanbul ve Ankara’da ittifak yapılıp yapılmayacağı.

İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda seçimlere kendi adaylarıyla girme kararı alındı. Ama Mansur Yavaş’ın da dediği gibi, “seçimlere kadar köprülerin altından çok sular akar”.

Meral Akşener, partisinden seçimlere tek başına girme yetkisini alıp cebine koydu. Ama bu kadar mutlak değil. Meral Hanım şimdiye kadar birçok karar alıp tam tersini yaptı.

İYİ Parti’nin seçimlere kendi adaylarıyla girme kararına Meral Akşener’in İstanbul ve Ankara’yı kaybetmeyi göze aldıklarını açıklamasına rağmen, bu iki yerde ittifak yapılacağı beklentisi güçlü.

Herkes İYİ Parti’ye odaklandı ama İstanbul için Yeşil Sol Parti kritik öneme sahip.

Gelinen nokta şurası.

ÇATI DEĞİL YEREL İTTİFAK

CHP ile İYİ Parti ve Yeşil Sol Parti arasında liderler düzeyinde bir ittifak zor görünüyor. Tavan ittifakı yerine yerelde başkanlar ittifakı modeli üzerinde duruluyor.

İstanbul’da İYİ Parti ve Yeşil Sol Parti’nin Ekrem İmamoğlu ile Ankara’da ise İYİ Parti ile Mansur Yavaş’ın ittifak yapması.

Ekrem İmamoğlu bunun formülünü verdi. “Sayın Akşener, İYİ parti ve yöneticileriyle müzakerenin, diyaloğun çok sağlıklı bir şekilde yürütülebileceğini, yönetilebileceğini düşünüyorum. Elbette bunun karşılıklı gerekleri var” dedi.

ŞİFRE BU CÜMLENİN İÇİNDE

Burada şifre, “Bunun karşılıklı gerekleri var” cümlesinde yatıyor.

Karşılıklı gerekleri nedir? Bunun provası Ankara’da Meral Akşener ile Mansur Yavaş arasında yapıldı. Ankara ve İstanbul’daki destek karşılığında İYİ Parti’ye verilecek ilçeler.

İLÇE PAZARLIĞI

Akşener’in İstanbul ve Ankara’da en az üç ilçe istediği biliniyor. Peki Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu bunu verir mi? Ekrem İmamoğlu zaten gereken mesajı verdi. Mansur Yavaş hangi ilçeler olur diye bilgi verdi.

Çatı ittifakı değil yerel ittifak görünüyor. Ama tabanda bu ittifak sağlanabilecek mi? Cumhurbaşkanlığı seçimindeki coşku yok ama bu iktidar açısından yanıltıcı olmasın. Muhalif seçmen bağrına taş basıp sandığa gidecek.

İKTİDARI YANILTMAMALI

O nedenle iktidarın muhalif seçmendeki yılgınlığa ve CHP ile İYİ parti arasındaki tartışmaya bakıp yanlış hesap yapmaması gerekiyor. İmamoğlu ve Yavaş kaybetti diye bir beklentiye girmemesi gerekiyor.

Hele hele muhalefet dağınık seçim cebimizde gibi bir hesap yanlış olur.

Neden? Çünkü muhalif seçmenin gideceği başka bir yeri yok.

O nedenle iktidarın İstanbul ve Ankara’da yanlış hesap yapma lüksü yok. Seçmenin karşısına kazanacak aday çıkarmaktan başka bir seçeneği yok.

ÖZEL’İN AVANTAJ-DEZAVANTAJLARI

ÖZGÜR Özel
 bugün kendisine yakın milletvekillerinin katılımı ile CHP genel başkan adaylığını açıklayacak. Önümüzdeki günlerde Örsan Kunter Öymen’in de adaylığını ilan etmesi bekleniyor. Örsan Kunter Öymen’in aday olmak için yeterli imzayı toplayıp toplamayacağı net değil. Gerçi bu oran yüzde 5’e indirildi ama eksiği olursa yeterli imzayı Kılıçdaroğlu’nun tamamlaması bekleniyor. Çünkü Kılıçdaroğlu çoklu adayla kurultaya gidilmesini istiyor. Bir köyde ne kadar çok muhtar adayı olursa seçimi mevcut muhtar kazanır.

CHP genel başkanlığı için yola çıkan Özgür Özel’in artıları ve eksileri var. Bunlar neden?

Önce avantajları:

1. Seçim yenilgisinin ardından CHP’de artık Kılıçdaroğlu ile seçim kazanmamız mümkün değil duygusu iyice pekişti.

2. Değişim talebi hem tavandan hem tabandan geliyor. CHP’de çok güçlü bir değişim talebi var.

3. Ekrem İmamoğlu’nun güçlü desteğini alıyor.

4. Özgür Özel grup başkanvekili olarak başarılı bir performans ortaya koymuştu. O nedenle partinin evladı olarak biliniyor. Kendi ili olan Manisa’da seçimi kaybetmesine rağmen Ekrem İmamoğlu’nun desteğinin üzerine koyacak bir çaba içinde.

5. İl kongreleri başlamadan adaylığını ilan ederek zamanlamayı doğru yaptı. Çünkü il kongrelerine giderek konuşma yapacak.

DEZAVANTAJLARI NELER?

1. Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi gibi bir profil ortaya koydu. Seçmen emanetçiyi benimsemez.

2. Genel başkan adaylığı parti tabanında bir heyecana yol açmadı. Özgür Özel partinin başına geçerse CHP’yi iktidara taşır duygusunu veremedi.

3. Kılıçdaroğlu’nun önce grup başkanvekili sonra grup başkanı olarak yaptığı her icraatın ortağı oldu. Kılıçdaroğlu’nun politikalarını eleştirdiği zaman neden zamanında itiraz etmedin sen de bu kararların ortağısın itirazı ile karşılanması kaçınılmaz

BOŞ OY

Özgür Özel’in adaylığının netleşmesiyle birlikte CHP’de yeni bir eğilim oluştu. Ne Kılıçdaroğlu ne Özgür Özel diyenler, kurultayda tepki olarak “Boş oy” vermeyi tartışmaya açtı. Kurultay ortamında boş oy taktiği ne kadar etkili olur ondan emin değilim. Ama “Ne Kemal ne Özgür” diye bir eğilimin ortaya çıkması dahi partideki havayı yansıtmaya yetiyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar