Yıldıray Çiçek

Yıldıray Çiçek

Mail: yildiraycicek@turkgun.com

Emperyalizm Sol'ucanı oldular!

EMPERYALİZM SOL’UCANI OLDULAR!

İnsanlığını tamamen kaybetmiş İsrail, Filistinli mazlumlar üzerindeki vahşetlerine tüm hızıyla devam ediyor. Dünyadaki vicdan sahibi herkes, İsrail’in vahşetlerine, hukuksuzluklarına, işgallerine tepkisini bir yolla gösteriyor. Kimileri protesto yürüyüşüyle, kimileri evinin balkonuna astığı bir pankartla, kimileri spor müsabakalarında tribünlerde açtığı pankart yahut attığı sloganlarla, kimi sporcular Filistinli mazlumları anımsatan sembolleri üzerinde bulundurarak, yüzlerine yara sembolü çizerek, kimi sanatçılar konserlerinde ve ödül törenlerinde, kimi siyasetçiler kendi meclislerinde yaptığı konuşmalarla, kimi sivil toplum kuruluşları düzenledikleri programlarda, kimileri İsrail’e ait malları boykot ederek, kimileri sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla velhasıl çok çeşitli protestolarla İsrail’in katliamlarına karşı bir duruş sergiliyor.

Dünya genelinde dini, dili, ırkı, ideolojisi, inancı, yaşantısı birbirinden farklı insanlar, vicdanın ortak paydasında buluşarak İsrail’in alçaklıklarına öfke kusuyor.

Böyle bir süreçte Türkiye’deki bazı kesimler çok dikkatimi çekiyor. Özellikle de sol kesim. İsrail’in mazlumlara vahşeti karşısında adeta ölü taklidi yapıyorlar. Sanki bu vahşet hiç yaşanmamış ve bunlar da bu vahşeti görmemiş gibi, duymamış gibi yapıyorlar.

Burada şaşılacak olan ise Sol’un Filistin ile tarihsel bağlarının olmasıdır. Sol, Filistin’in ekmeğini yemiş, suyunu içmiştir ama dostlar alışverişte görsün misali bile olsa Filistinli mazlumları asla ağızlarına almamaktadırlar.

Türkiye Komünist Partisi (Birlik) (TKP(B)), Türkiye Komünist Emek Partisi (TKEP), Kurtuluş, Acilciler, Marksist-Leninist Silahlı Propaganda Birliği (MLSPB), Dev-Sol gibi sol terör örgütlerinin birçok mensubu Filistin kampında askeri eğitim almıştır. Sol’un sembolleştirdiği Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve daha birçok isim Filistin kamplarında bulunmuştur. Çoğu da o kamplardaki eğitim tecrübelerini Türkiye’deki terör olaylarında uygulamıştır.

THKP-C davası sanıklarından Ömer Erim Süerkan, Filistin’e gitme olayını özetle şöyle anlatmıştı:

O sıralar Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’nin (doğru ismi Filistin’in Kurtuluşu İçin Demokratik Cephe’dir-F.B.) Türkiye devrimci gençliğiyle ilişki kurma girişimleri ve Filistin’e davet olanağı vardı. Filistin’e öğrenci hareketi içinden ilk gidenler biz olduk. Ben, Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi Kıbrıslı Fadıl Hasan, Suriye uyruklu Süleyman isimli bir arkadaş, Monşer takma isimli diğer bir Kıbrıs uyruklu İstanbul Üniversitesi Dişçilik Fakültesi öğrencisi ve Kıbrıs Türk Ulusal Öğrenci Federasyonu (KTUÖF) İkinci Başkanı Kuydul Turan ve FKF Genel Başkanı Hasan Yusuf Küpeli birlikte gittik.

***

Bir iddiaya göre Filistin kamplarında eğitim görmek için gidenlerin sayısı 3 bin civarındaydı. Nerde bu 3 bin insanın hayatta olanları? Hiç mi Filistin’in ekmeğini yemenin, suyunu içmenin vefası yok bunlarda? “Solcular anti-emperyalist düşüncelerle Filistin’e mücadeleye gitti” diyenler, şimdi emperyalizm bitti mi ki, Filistin-İsrail mücadelesinde kısa bir zamanda bu kadar insanın öldürülmesine rağmen anti-emperyalist duruş sergilemiyorlar?

Yoksa bunun sebebi hem terörist İsrail’in hem de bu sol örgütlerin devamı olan PKK/YPG’nin silahını Amerika’nın vermesi mi? Evet! Tam da bu…

17 bin Filistinli mazlum, İsrail vahşetinde öldürüldü ve halen katliam devam ediyor. Sol’un yazarı, yorumcusu, sanatçısı, sporcusu, siyasetçisi, televizyonu, gazetesi, radyosu, dergisi, sendikası, sivil toplum kuruluşu, sosyal medyası bu vahşet karşısında üç maymunu oynuyor. Ölen Filistinli mazlumların, çocukların acısını yüreklerinde hissettiklerine dair bir toz zerresi kadar tepki dahi vermiyorlar. Bunu yapmadıkları gibi bir de o mazlumlara sahip çıkanlarla dalga geçiyorlar, yapılan eylemleri, ortaya konan söylemleri sürekli alaya alıyorlar.

Anti-emperyalist nutuklarıyla bol bol slogan atan, nutuk savuran sol, şimdi bizzat emperyalizm kucağında ideolojik yolculuk yapmaktadır. ABD beslemesi terör örgütü YPG’yi “vatansever oluşum” diye pazarlayan, “Sınırımızda devlet kursun” diye pohpohlayan Türkiye’deki aşağılık Sol’dur.

Devrimci ve komünist artıkları, bu solcular niçin susuyor?

Çünkü dediğim gibi Gazze’de vahşet yapan İsrail’in silahı da Amerika’dan, solun savunduğu YPG’nin silahı da Amerika’dan

“İt iti ısırmaz” deyiminin anlamı da bu gibi hallerde anlaşılıyor sanırım.

Siz hiç solun bir sanatçısının, yazarının, sporcusunun, siyasetçisinin, trollerinin İsrail’in vahşetlerine dair bir görüntü paylaşıp kınadığını, lanetlediğini gördünüz mü?

AK Parti ve MHP bu konuda duyarlılık gösterdiğinden onlarla aynı safta olmamak için gönülleri İsrail’e bile kaymaktadır.

Sol, kendi terör örgütlerini ABD’nin koruduğunu, beslediğini bildiği için İsrail konusunda zerre tavır göstermiyor. CHP, HEDEP ve meclis dışındaki sol partilere bakın hep bu ince noktayı koruyor.

Sol insanlık erdemi olarak bu rezil haldeyken, bir de "Rabbim İsrail ordusuna güç kuvvet versin" diyen maskeli milliyetçiler/Türkçüler peydah oldu. Mossad’ın ve CIA’nın planlarına hep umut olmuş adamlar, Allah’tan korkmadan, vahşetin ortasında ki o mazlumlardan utanmadan “Filistin davası Türk milletinin davası değildir” açıklaması ile solun rezilliğine yardımcı figüranlık yapıyorlar. Zaten bunların da seçimlerde sol ile birlikte HD(P)KK’lı ittifakta buluşmaları da aynı merkezin hizmetkârları olduklarını göstermişti.

Aşağılık Sol’un Filistin ile tarihsel bağı, teröristlerini eğitim kamplarında yetiştirmesiyle; Türk milliyetçilerinin Filistin ile tarihsel bağı da ecdat yadigârı olması, din kardeşimiz olması ve şimdi insanlık elinin çığlıklarla orada bekleniyor olmasıyla muhataplığı vardır. Bizler Hamas ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yöneticilerinin geçmişteki yanlış eylem ve söylemlerinden dolayı yerden yere vurmuş bir düşüncenin sahibiyiz. Fakat bugün kutsalımıza, mazlum kardeşlerimize, tarihimize saldırılar varken, bu vahşete ABD ve İsrail gözüyle bakacak alçaklık bizde olmaz.

Dün, Filistin’in ekmeğini yiyen, suyunu içen Sol’un hormonlu “Anti-Emperyalist” hikayesi tamamen çökmüştür. Terörist örgütü PKK’nın kuyruğu olmuş Sol’dan, Siyonist teröristlere tavır bekleme hayali kimde varsa gerçekleri görsün artık… Sol artık emperyalizmin Sol’ucanı oldu. Onları artık mazlumların yanında değil, emperyalizm tarlalarında gübre olurken görebilirsiniz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar