Muhalif bazı siyasiler, “yok şöyleydi, yok böyleydi” falan diye TOGG’a muhalefet ediyorlar.
İşi gücü bırakmışlar, TOGG’la uğraşıyorlar.
*
Yeryüzünün en akılsız muhalif tutumları arasında ilk beşe girer bu tutum.
*
TOGG olayına...
- Halkın genel yaklaşımının ne olduğu konusuna zerre kadar kafa yormamışlar.
- Ahalinin duyduğu heyecandan zerre kadar haberdar değiller.
- Devrim arabalarının hikâyesine zerre kadar odaklanmamışlar.
- Muhalif çizgideki vatandaşın bile olumlu bakışının zerre kadar farkında değiller.
*
Öyle dar görüşlüler ki...
TOGG nedeniyle iktidar lehine doğan havayı, ancak TOGG’u örseleyecek çıkışlar yaparak dağıtabileceklerini zannediyorlar.
*
Ve vatandaş da şu iki siyasi çizgiyle baş başa kalıyor:
*
BİR: Bir yanda sınai ve fikri hakları Türkiye’nin olan bir otomobil üretmeye çalışan siyasi çizgi...
*
İKİ: Bu çabaya köstek olmaya çalışan, bu çabanın başarılı olmasını istemiyor gibi görünen siyasi çizgi...
*
Kendini fanatik olmayan, gözü dönmemiş olan, olaylara sağduyuyla yaklaşan bir vatandaşın yerine koy.
Hangi siyasi çizgiye gönlün gider?
*
Oysa yapılması gereken çok ama çok basit bir şey.
*
Çıkacaksın...
“Bu iyi. Bu güzel. Bu şahane. Biz geldiğimizde bunu sürdüreceğiz. Hatta daha iyisini yapacağız” diyeceksin.
Ve ardından da susacaksın.
Sadece susacaksın.
*
Hem böyle adımlar atmıyorlar hem de ağlıyorlar, “Nasıl oldu da biz psikolojik üstünlüğü kaybettik?” falan diye.
*
İyi de siz böyle tutumlar sergilemeye devam ederseniz...
Bırakın psikolojik üstünlüğü...
Kendi psikolojinizin darmaduman olmasını bile engelleyemezsiniz.
BİLDİKLERİ TEK SİYASET: TWEET SALLAMAK
VAR böyle siyasetçiler.
*
Oturuyorlar, sabah akşam tweet sallıyorlar.
Üstelik bir ergen üslubuyla yapıyorlar bunu.
*
Polemik çıkarıyorlar. Sataşıyorlar. Üslupsuz tartışmalara giriyorlar. Hiçbir mizah duyguları olmadığı halde mizah yapmaya kalkışıyorlar.
*
Azıcık emek isteyen işlerin hiçbirinde yoklar.
*
Sahaya çıkmak yok. Vatandaşa dokunmak yok. Umut yaratacak projelere imza atmak yok. Partiye yarar getirecek bir çabanın içinde bulunmak yok. Kahveye gitmek yok. Pazara gitmek yok. Fabrikaya gitmek yok.
*
Tweet sallıyorlar, taraftarlarından alkış alıyorlar ve aldıkları bu alkışa bakıp çok iyi siyaset yaptıklarını düşünüyorlar.
*
Hatta bazen paylaşımları nedeniyle partilerinin imajını örseliyorlar, partilerinin genel siyasetiyle ters düşüyorlar, partilerini zor durumda bırakıyorlar.
*
İktidarda da var böyleleri...
Muhalefette de var.
*
Bu tip siyasetçilere Twitter kullanmayı yasaklasan...
İşsizlikten bunalıma girerler.
O derece yani.
TRT SPİKERİNİN İŞİNE SON VERMEK
TRT spikeri, “ümmet” kavramıyla ilgili bilgisizce sözler etti.
*
Ne yapıldı?
Anında işine son verildi.
*
İşine son vermek yerine...
“Ekranda bilgisizce sözler etmekten kaçınmak” konulu bir seminere katılması sağlansaydı çok daha münasip olurdu.
BÖYLE ŞEYLER VARDI, NE OLDU ONLARA?
DEİSTLER: Bir ara neredeyse bütün çocuklar ha deist oldu ha deist olacak havası estiriliyordu. Ne oldu, nasıl olduysa... Artık deizm diyen kalmadı.
*
Z KUŞAĞI: Sanki zamane çocukları uzaydan gelmiş, bunlarla iletişim kurmak büyük meseleymiş gibi bir hava estiriliyordu. Artık bunu söyleyen yok.
YOBAZLIK SADECE BAZILARINA ÖZGÜ BİR ŞEY DEĞİLDİR
ÖDÜL töreninde gerçeği çarpıtan sanatçıya itiraz eden sanatçı, kaygı duyuyor.
*
Diyor ki:
*
“Bir daha bana iş vermezler. Kendi geleceğimi tehlikeye attım. Ama olsun.”
*
Bu nasıl yobaz bir mahalle.
Gerçeği çarpıtan sanatçıya...
“İyi ama işin gerçeği öyle değil” diye haykıran sanatçı, başına geleceklerden endişe duyuyor.
*
Yobaz baskısı dendiğinde aklınıza sadece dini yanlış yorumlayanların baskısı gelmesin.
*
Aydın, ışıklı, janjanlı kesimlerde de yobazca baskılar vardır.
Hatta bu baskı, çok daha bilinçli olduğu için...
Diğerine göre daha fenadır, daha acımasızdır, daha sinsidir, daha mide bulandırıcıdır.
Yorum Yazın