Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Erdoğan Nobel’i hak etmiyor mu?

Geçtiğimiz günlerde ABD medyasında bile Ukrayna savaşının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı istisnai bir role kavuşturduğu yönünde yazılar çıktı.
Erdoğan, yedi aylık savaşta Moskova ile Kiev arasında iki somut anlaşmanın düzenlenmesinde doğrudan kredi sahibi oldu.
Temmuzda İstanbul'da imzalanan BM destekli bir anlaşma ile Rusya'nın 24 Şubat işgalinden bu yana ilk kez Karadeniz'deki Ukrayna tahıl sevkiyatı yeniden başladı. Ve dünyada kıtlığın önüne geçildi. Bu sevkiyat olmasaydı gıda fiyatları daha yükselecekti!
Şimdi enerji kriziyle boğuşan Avrupa, barış için Erdoğan'ın arabuluculuk kabiliyetine ve Ukrayna ile Rusya arasında kurduğu kusursuz denge politikasına güveniyor.
Geçtiğimiz ay eski ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Dov S. Zakheim'in Erdoğan'ın Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmeyi hak ettiğini söylemesi zamanlama açısından önemliydi.
Erdoğan, tam da Ukrayna tahılı ve göç politikaları için alkışlanırken, geçtiğimiz çarşamba Rusya ve Ukrayna'nın yaklaşık 200 mahkumu değiş tokuş etmesinde de başrolü üstlendi.



Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe de bir ay önce Erdoğan'ın Nobel kriterlerinin çoğunu karşıladığını örnekleriyle anlatmıştı.
■ Örneğin 1906 yılında ABD Başkanı Thedore Roosevelt, Rus-Japon Savaşı'nın bitmesi için yaptığı arabuluculuk sayesinde...
■ 1922'de Norveç'li Fridtjof Nansen, Rusya'da kıtlıkla mücadele eden kişilerle Anadolu ve Trakya'daki mültecilere yaptığı yardım çalışmaları için...
■ 1936'da Arjantin'den Carlos Saavedra Lamas, Paraguay ile Bolivya arasındaki Chaco Savaşı'nı sona erdiren arabuluculuk ve 1938'de Nansen Uluslararası Mülteciler Ofisi'nin mültecilere yapılan yardım çalışmaları sayesinde...
■ 1950'de ABD'den Ralph Bunche, Filistin'deki Arap-İsrail çatışmasını çözmek için yaptığı çalışmalar için...
■ 1980'de Arjantin'de Adolfo Perez Esquivel, darbe sonrası yönetime karşı verdiği mücadele için...
Nobel kazanmışlardı...

KRİTERLERİ KARŞILIYOR
Bugüne kadar Nobel kazananlar da 'kıtlıkla mücadele', 'mültecilere yardım', 'savaşların sona ermesi için arabuluculuk', 'darbelere karşı mücadele' gibi konularda aktif rol oynayan kişilerdi. Şimdilerde darbelerle karşı mücadelede dünyada ilk akla gelen siyasetçi de 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne karşı koyan Erdoğan.
Gökçe'nin de belirttiği gibi Erdoğan tek kriterde değil, yukarıda yazılı birçok kriterde başarılı çalışmalarda bulundu, bulunmaya devam ediyor. Ve Nobel Barış Ödülü'nü fazlasıyla hak ediyor.

***


NEDEN LÜKSEMBURG'U YENEMEDİK?
Uluslar Ligi karşılaşmasında Türkiye A Milli Futbol Takımı, Lüksemburg ile 3-3 berabere kaldı. U19 Milliler ise 4-4 berabere kaldı.
Yani 84 milyon nüfuslu Türkiye, 645 bin nüfuslu Lüksemburg'u hem A Milli hem de U19 düzeyinde yenmedi.
Spor araştırmacısı ve yazar Alp Ulagay, U19'ların aldığı sonuçla ilgili şöyle bir tweet attı: "Merak edip iki ülkenin bu yaş grubundaki erkek nüfuslarına baktım. Türkiye'de 2004 ve 2005 doğumlu toplam erkek nüfusu 1.330.000.



Lüksemburg'da kaç? 7000! 7000 bin erkekten Türkiye'yle berabere kalan takımı çıkarmışlar." Anadolu'nun her köşesine yapılan modern futbol statlarına harcanan parayla her mahalleye futbol sahası yapılır, kalan parayla da tüm amatör alt yapı takımlarındaki antrenörlere ömür boyu maaş ödenirdi!
Ama yeni statların dolmayan tribünlerinde ilk 11'de sekiz yabancının olduğu maçlarda Afrikalı gençleri izliyoruz!
Ne yazık ki, birçok mahallede çocukların futbol oynayacağı alan yok. Geleceğin yıldızlarını yetiştirecek antrenörler ise velilerden topladıkları paralarla geçinmeye çalışıyorlar.
Süper Lig'deki takım yöneticiler ise üç yerli oyuncu bile oynatmamak için TFF'ye baskı kurar!

***


SAĞLAM KAHVALTIYA GEREK YOK MU?
Aberdeen ve Surrey Üniversitesi'nden bilim insanları, kahvaltının büyüklüğü ve bunun akşam yemeğinde açlığı nasıl etkilediği arasındaki ilişkiyi inceledi.
İki gruba iki farklı diyet verildi. Birinci diyette büyük kahvaltı ve küçük akşam yemeği uygulanırken, ikinci diyette tam tersi uygulandı. Her iki grubun da öğle yemekleri aynıydı.
Ve iki yemek düzeni arasında vücut ağırlığında veya herhangi bir biyolojik enerji kullanımı ölçümünde fark bulanmadı.



FORMÜL ÇOK BASİT
Yani kahvaltının sağlam yapılmasının kilo vermeye sanıldığı kadar yardımcı olmadığı ortaya çıktı.
Bazıları son dönemin gözdesi 'Aralıklı Oruç Diyeti'ni kahvaltı ve akşam yemeği olmak üzere 2 öğünden oluşan beslenme şeklini öneriyor. Uyku saatinin de dahil olduğu toplamda 16 saat yemek yememeyi tavsiye ediyorlar.
Bence karışık formüllere gerek yok.
Gün içinde alınan kalori hareket halinde yaktığınızdan fazla olmamalı. Yani yediğinizden çok yakacaksınız!
Eğer az hareket ediyorsanız, az yiyeceksiniz!

***


GÖZLÜKLERE DİKKAT!
Michigan ve Zhejiang üniversitelerinde bilgisayar başında gözlük takan kullanıcıların gözlüğündeki yansıma nedeniyle gizli bilgilerinin yanlışlıkla sızma olasılığını gösteren bir araştırma yapıldı.
The Register'ın haberine göre Uzmanlar 720p web kamerası ile yaklaşık 10 milimetre yüksekliğindeki ekran metnini yüzde 75'in üzerinde doğrulukla yeniden oluşturup tanımlayabildi. Bu da 28 punto yazı tipi boyutuna eşit.



Dizüstü bilgisayar kameraları geliştikçe daha küçük metinlerin de okunabilir olacağı belirtiliyor
Bu hafife alınacak bir konu değil. Diyelim ki ihale yapılıyor ve rakiplerinizin önlerinde ihale stratejilerini yazan notlar var.
Ya da siyasetçiler bazı konular üzerinde pazarlık yapıyor ve yine tuttukları notlar var. Bu notları deşifre eden tarafın pazarlık gücü artar. Uzmanların çözüm önerisi ise basit; telekonferans uygulamaları geliştiricileri, gözlüklerdeki görüntüleri bulanıklaştırmak için filtreler oluşturmalı!
Bugüne kadar yapmadıkları kabahat!

***


Altyazı
"Kendime yalan söylemeye başladığımdan beri, kimseye inanmıyorum!" (Çingeneler Zamanı)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar