Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

FETÖ’cü Garson ve muhalefetin sessizliği

Son günlerde "fondaş" muhalefet medyası CHP'yi kurtarma derdine düştüğü için, ülkenin güvenliği açısından önemli bir meseleyi bile haber yapmıyor. Birkaç gün önce Sabah'ın birinci sayfaya taşıdığı "MİT, Garson'u çözdü, 320 bin kişi deşifre oldu" haberinden söz ediyorum... Muhalif medya o haberi hiç görmedi, görenler de en alt sıralarda yer verdi.
Tıpkı bir seçim vaadi olarak "KHK'lılar serbest kalacak" diyen ve bunda ısrar eden CHP ve İyi Parti gibi... Hâlâ bu konularda, "değişim" isteyenler de "statükoya" sahip çıkanlar da tek kelime etmiş değil.
Doğal olarak PKK-HDP ilişkisini ve FETÖ'ye selam yollamaları sorgulamayanlar, dönüp MİT'in "Garson" kod adlı FETÖ'yü çözmesine de bakmıyor. Çünkü Garson'dan elde edilen dokümanlar en başta FETÖ'ye ve ona selam yollayanlara zarar verecek.
Garson'la ilgili ilk haber 22 Nisan 2018'de "FETÖ'nün gizli arşivi ve seçim" başlığıyla bu köşede yayınlandı. O yazımda Garson'un önemini şöyle vurgulamıştım:
"Bu yılın başlarında 'Garson' kod adlı, FETÖ'nün mahrem yapılanmasının en tepe isimlerinden biri yakalandı. Üzerinden taşınabilir bir bilgisayar belleği çıktı.
İşin uzmanları bir süre uğraştı ama hiçbir sonuç alınamadı. Bellek bomboş görünüyordu.
Güçlü bir şifreleme sistemiyle korunduğu için de çözmek imkânsızdı."
Sonra bir kısmı çözüldü ve o hâliyle "FETÖ'nün mahrem yapılanmasında" görev almış önemli isimler ve FETÖ'nün yeni çalışma stratejisi "renklendirme" yöntemi, yani partilere, devlet kurumlarına, tarikat ve cemaatlere sızma stratejisi ele geçirildi.
Ama o belleğin önemli bir kısmı, yani yüzde 70'i çözülmemişti. İşte o kısımlar nihayet 6 yıl sonra MİT tarafından deşifre edildi ve ortaya 2000-2016 yılları arasında FETÖ'cülerin tuttuğu 16 yıllık dev bir istihbarat arşivi çıktı. Böylece 320 bin kişiyi kapsayan yeni bir liste elde edildi
Tablo dehşet verici; hangi devlet kurumuyla, hangi siyasi partiyle veya hangi tarikatla ilişkili kimler ve neler çıkacak göreceğiz. Büyük bir operasyon başladı ve devam edecek.
Ortada böyle dehşet verici bir tablo var ve muhalefet bununla değil, küçük koltuk hesaplarıyla kamuoyunu meşgul ediyor ve o koltuk savaşlarının tartışılmasını istiyor.
Başarıyor da... Tıpkı üç yıl boyunca "Adayımızı açıklarsak yıpranır" deyip tartıştırdıkları gibi... Yüzde 47.8'i bir araya getiren muhalefetin bu aklını küçümsememek gerekiyor.

***


KILIÇDAROĞLU 'TEFLON' GİBİ
Muhalefetin aklının mimarı da 13 yıldır CHP'nin başında olan ve 12 seçim yenilgisine rağmen hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden Kemal Kılıçdaroğlu.
İyi Parti'yi, HDP'yi ve sosyalist solu bir araya getiren, İmamoğlu ve Yavaş'ı yanında tutan, hem Atatürkçü, hem sosyal demokrat, hem "Piro", hem ülkücü hem de mücahit olan Kılıçdaroğlu, şimdi İmamoğlu ile "koltuk" savaşına tutuşunca birileri "gerçek yüzünü" görmeye başladı. Aslında bir savaş mı yoksa yine bir strateji mi göreceğiz ama Cumhuriyet yazarı Nilgün Cerrahoğlu, onu üzerine hiçbir şey yapışmayan "teflon"a benzetiyor ve şöyle diyordu:
"Daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu, Muharrem İnce örneklerinde gördüğümüz gibi zira kamuoyunu kale almıyor ve hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Muhasebe, yüzleşme ve ders çıkarma gibi netameli konulara girmiyor.
Kılıçdaroğlu'nun anlattıklarına inandığını düşünürsem zekâsından kuşku duyarım.
Anlattıklarını inanmadan söylediğini düşünmek daha fena. Bu defa da bizim zekâmızla dalga geçiyor demektir.
Hangisi beter bilemedim."
Doğrusu ben de böyle tarif edilen bir aktörü hem övmek, hem oy vermek hem de aşağılamak daha beter bir duygu mu bilemedim.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar