Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

HDP’nin ‘masa operasyonu’

Altılı masa keyfinden aday belirlemeyi uzatmıyor. Başından beri bilinçli bir oyalama taktiği izleniyor. O taktik sayesinde de gerçek sorunlar gölgeleniyor. Tabii buna paralel masada bir de gerçek aday kavgası var ve hâlâ nokta konmuş değil.
Akşener-İmamoğlu ikilisi geri adım atmış gibi görünse de arka planda kavga devam ediyor.
Şimdi bu kavgaya masanın yedinci ayağı HDP de müdahil oldu. Masaya alınmadığı halde bugüne kadar nedense aday göstermeyen HDP, birden devreye girdi ve Pervin Buldan, meydan okurcasına "Biz de aday çıkaracağız" dedi.
Aday çıkarırlar mı göreceğiz ama masaya alınmayacaklarını, açık pazarlık yapamayacaklarını onlar da biliyor. Çünkü HDP'nin Kandil'den, Kandil'in de Washington'dan bağımsız davranma ihtimali yok. Masa da bunu farkında ve üstlenemiyor. Tabii tek bağlantı yolu da bu kanal değil.
Sahi Washington altılı masayı sadece izlemekle mi yetiniyor? Biden ve zehir akıtan adamları, büyükelçileri, küresel lobileri boş mu oturuyor?
Mesela Kandil'deki adamları boş oturmuyor. PKK elebaşı Duran Kalkan korku içinde bakın neler anlatıyor:
"Bu seçim çalışmalarını kesinlikle böyle bir mücadele olarak ele almak lazım. Bu siyasi, askeri durumla kesinlikle birleştirmek gerekli... Bunlardan kopuk, bunların dışında bir seçim kesinlikle yoktur, olamaz."
Pervasızlığa bakar mısınız? Kendi yürüttükleri terör saldırılarını bile "seçim" çalışmalarından ayrı tutmuyor. Bu yüzden telaşla uyarıyor:
"Küçük şeyler mesele yapılmamalı. Tarihe gömmek için ne gerekiyorsa yapmak lazım."
Gördüğünüz gibi PKK baronu, tam altılı masanın ve foncu medyanın ortak, "Erdoğan'ı devirmek" hissiyatını seslendiriyor. Onlar da bunu, PKK-HDP ilişkisini dert etmeyerek ve görmezden gelerek cevapsız bırakmıyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN İPİ ÇEKİLİYOR!
İşte HDP'nin "Biz de adayımızı çıkaracağız" çıkışına bu pencereden bakmak geriyor. Bu çıkış tesadüfi değil.
Dertleri de pazarlık yapmak veya birilerinin dediği gibi masada Kemal Kılıçdaroğlu'nun elini güçlendirmek değil, tam tersine icazet verilmeyen Kılıçdaroğlu'nun hesabını bozmaktır. Daha doğrusu, güç kaybeden Akşener-İmamoğlu ikilisine yine bir fırsat sunmaktır.
Siz bakmayın, HDP'lilerin Akşener'le, Akşener'in de HDP'yle kavgasına... O ilişkideki kilit isim, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'dur ve küresel güç merkezleri hâlâ onun adaylığının peşinde.
Bütün gerilimlere, Kılıçdaroğlu'nun "Dilimde tüy bitti" isyanlarına rağmen İmamoğlu'nun önceki gün ablasıyla hem de İP'in İstanbul İl Kongresi'nde boy göstermesinin başka bir anlamı var mı? Hâlâ "Ben auta çıkmadım" havasında.
Seçim sürecini yurtdışından izleyen ve HDP çizgisini de iyi tanıyan Kürt yazar ve araştırmacı Murat Ciwan, HDP'nin "Aday çıkaracağız" çıkışını şöyle yorumluyor:
"Eğer, HDP'nin kendi adayını çıkarma kararı seçim öncesi bir pazarlık içinse, seçimi ikinci tura bırakabilir ama aynı zamanda Akşener'in kendi adayını -İmamoğlu'nu- 6'lıya dayatmada elini güçlendirir, Kılıçdaroğlu'nun ipi çekilmiş olur."
Altılı masa son viraja sert bir iç kavgayla giriyor. Adaylık ilan edilene kadar da bu kavga sürecek görünüyor. Bakalım bu kavgayı onca hizmetine rağmen üzeri çizilen Kılıçdaroğlu mu yoksa büyükelçilerin gözdesi İmamoğlu mu kazanacak?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar