Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

İki ittifak fotoğrafı

Başkan Erdoğan, Soçi'de Putin'le buluşuyor, enerji ve tahıl koridoru üzerinden yeni ilişkiler kuruyor, dönüp Türkiye'de ekonomiyi savrulmalara karşı dirençli yapacak "Orta Vadeli Program"ı açıklıyor. Yetmiyor, aynı zaman dilimi içinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye ve Irak'ta taşları yerinden oynatacak yeni siyasal gelişmelere dikkat çekerek önce Irak'a sonra da İran'a gidiyor. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Japonya'dan Rusya'ya uzanan yeni enerji hamlelerine imza atıyor.
Sadece son bir haftada olanlardan söz ediyorum. Çevremizi kuşatan sancılı sürece rağmen hükümet de, yerel seçimlere yönelen Cumhur İttifakı da uyumlu bir fotoğraf veriyor.
Peki aydınların "Türkiye'ye demokrasi getirecek" diyerek övdükleri altılı, yedili muhalefet partileri ne yapıyor ve nasıl bir fotoğraf veriyor?
Seçimin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hâlâ birbirlerini suçlamakla meşguller.

KURULTAY ERTELENİR Mİ?
Bu konuda sınır tanımayan isim ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu... Kendi siyaset mühendisliğine toz kondurmuyor, ya AK Parti'ye oy veren seçmenleri ya da dönüp CHP içindeki ve çevresindeki "ulusalcıları" suçluyor.
"Kararsız muhafazakârlar, 'ulusalcılar iktidara gelirse yeniden eski günlere dönebiliriz korkusu'yla oylarını dönüp tekrar Erdoğan'a verdiler."
CHP siyasi geleneğinde zaten böyle üstenci faşist bir tavır vardı. Kılıçdaroğlu "Yargılayacağız, hesap soracağız" diyerek ve her seçim sonrası iktidarı "gayrimeşru" ilan ederek bu tavrı daha da kışkırttı. Bir anlamda ektiğini biçti.
Son 3 aylık sürece bakınca CHP'nin buradan bırakın yenilenerek çıkmayı, toparlanma ihtimali bile yok. Çünkü ortada siyaset yok. Kurultaydan bir şeyler bekleyen seçmenleri de uyaralım: Sakın şaşırmayın, kurultay bile ertelenebilir.

İYİ PARTİ, STEPNE Mİ?
CHP'de durumlar böyle de ittifakın ikinci büyük partisi İyi Parti'de çok mu farklı? İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sürekli fikir değiştiriyor.
Bu kez daha açık bir çıkış yaptı ve İyi Parti içindeki ısrarı da dikkate alarak her ilde kendi adaylarını çıkartacaklarını söyledi:
"Hepsini alıyoruz. Belki bizimki seçilir. Öyle adaylar çıkaracağız ki..."
Hâlâ kafası net değil ki, konuşmanın bir yerinde, "Ankara ve İstanbul dâhil mi?" sorusuna, "Ankara dâhil" diyor, İstanbul'u es geçiyor. Yine bir açık kapı bırakıyor.
Bu da İyi Parti içinde asıl sorunun "pazarlıkla" birkaç belediye kazanmak değil parti olup olamama meselesi olduğunu gösteriyor. Daha önce de yazdım, Akşener İyi Parti'yi kurduğu andan itibaren hep büyük hedefler koydu ama hiçbirini başaramadı. Daha önemlisi partisi parti olamadı. Merkez sağ parti mi, MHP'nin yerini almak isteyen milliyetçi bir parti mi belli değil.
Bu yüzden İyi Parti içinde seçim sonrası en çok tartışılan ve cevabı aranan soru şu oldu:
"İyi Parti, parti mi olacak yoksa CHP'nin stepnesi mi?"
Tıpkı klasik CHP'liler gibi Akşener ve bir kısım arkadaşı "evdeki bulgurdan" olmamak için hâlâ CHP'ye stepne olma rolünden kurtulmuş değil. Akşener, İP üstünde siyasi "cambazlık" yaparak süreci yönetmeye çalışıyor. Kapıyı bir açıyor bir kapatıyor. Bu ikircikli tavrı da İyi Parti tabanını bezdirdiği gibi partinin büyümesini de engelliyor. Bir anlamda CHP'ye benzeyerek ülkeyi muhalefetsizliğe mahkûm ediyor.
İyi Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker'in isyanı tam da bunu anlatıyor:
"Altılı Masa seçimi kazanmış olsaydı biz daha bakanları oluşturamazdık.
Allah memleketi korumuş." Önümüzdeki yerel seçimler, İyi Parti'nin parti olup olmayacağının işareti olacak.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar