Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

İmamoğlu bastırıyor, Kılıçdaroğlu ise direniyor

EKREM İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nu çekilmeye zorlamak için her geçen gün baskısını artırıyor.

İlk buluşmasında partide bir değişim gerektiğini söylemiş, değişime liderlik yapacağını belirtmişti. Kılıçdaroğlu’na ise, “Çekilin, doğal lider olun” demişti. Son olarak kendisine yakın bir gazeteciye verdiği mülakatta değişimin adını koydu. Gerekirse liderin de değişmesi gerektiğini söyledi. Böylece hedefini daha da açık etti. Zaten seçim sabahından itibaren hedefi, Kılıçdaroğlu’nun çekilmesiydi.

Ama Ekrem İmamoğlu hiç umutlanmasın, Kılıçdaroğlu’nun çekilmek gibi bir düşüncesi yok. Değişim için kurultay sürecini başlatmayı, MYK’da ve danışmanlarında değişiklik yapmayı yeterli buluyor. Kendisi haricinde herkesi değiştiriyor. Ayrıca bu değişiklikleri daha çok kalmak için yapıyor. Seçimlerin üzerinden 24 saat geçmeden, “İstifa etmiyorum. 10 yıl daha CHP’nin başındayım” demişti.

KILIÇDAROĞLU ÇEKİLMEYİ DÜŞÜNMÜYOR

Kılıçdaroğlu’nun A planında da B planında da hatta C planında da çekilmek gibi bir madde yer almıyor. Alfabenin 29 harfini de saysanız Kılıçdaroğlu’nun defterinde ben çekileyim, partiyi Ekrem İmamoğlu’na bırakayım diye bir madde yok.

Hep söylüyorum, İmamoğlu eğer CHP’ye genel başkan olacaksa cesur olacak, kurultayda yarışıp Kılıçdaroğlu’nu yenmeyi göze almalı.

İSMET PAŞA’DAN TARİHİ DERS

27 Mayıs darbesinden sonra askerin baskısıyla İsmet İnönü başkanlığında koalisyon hükümetleri kurulmuştu. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in başkanlığında Çankaya Köşkü’nde huzur toplantıları yapılıyordu. Demirel yeni AP Genel Başkanı olmuştu. Katıldığı ilk toplantıda İnönü hükümetini eleştiriyor, İnönü’nün çekilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun üzerine İsmet Paşa, “Hükümetin düşürülmesinin yolu belli. Onun yeri burası değil, Meclis” diyor. Demirel, toplantıdan çıkınca İhsan Sabri Çağlayangil’le Çankaya Köşkü’nün bahçesinde yürür. Çağlayangil’e dönüp, “İsmet Paşa haklı” der. İsmet Paşa aynı zamanda engin tecrübesiyle çiçeği burnundaki siyasetçi Demirel’e hükümeti düşürecek olan yolu göstermiştir.

ADRES CHP KURULTAYI

CHP’deki tablo şöyle; İmamoğlu bastırıyor, Kılıçdaroğlu ise direniyor. İmamoğlu medya baskısı ile Kılıçdaroğlu’nu çekilmeye zorluyor ama onun yeri medya değil, CHP kurultayıdır.

Eğer Ekrem İmamoğlu gemileri yakıp CHP Genel Başkanlığı’na aday olmazsa şimdiden buraya yazıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu, ekim ayındaki kurultayı kazanır, İmamoğlu da İstanbul’a aday gösterilecek miyim diye bekler.

ABDÜLLATİF ŞENER AK PARTİ’DEN NEDEN AYRILMIŞTI

CHP’de seçim yenilgisinin ardından bir de Abdüllatif Şener travması yaşanıyor. Abdüllatif Şener, CHP milletvekili olduğu sırada ilk turda Kılıçdaroğlu’na değil, Sinan Oğan’a oy verdiğini açıklamıştı. İkinci turda “Geçersiz oy verdim” açıklaması ise oy kullandığı sandıktan geçersiz oy çıkmayınca yalanlanmış oldu.

Kendisini CHP’lilere, siyasi ahlak abidesi ilkeli bir siyasetçi olarak pazarladığı için CHP’liler neye uğradıklarını şaşırdılar. Ama Abdüllatif Şener’i kazdıkça altından daha neler çıkıyor. Ümit Özdağ, Abdüllatif Şener’in, “CHP’den aday olsam da Zafer Partisi’ne oy veririm” dediğini açıkladı.

Son seçimde CHP’ye değil Zafer Partisi’ne oy verdiğini iddia etti.

HALAYLI YANIT

Abdüllatif Şener ise buna halay görüntülerini yayınlayarak yanıt verdi. “Sizin eleştirileriniz benim halayıma...” dedi.

Bir politikacı kendini itibarsızlaştırmak için bir plan yapsa bu kadar başarılı olamazdı. Sen Abdüllatif Şener ol; Maliye Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı, AK Parti kuruculuğu yap, sonunda adın Fırıldak Kubi ve Dansöz Nabi ile aynı sıraya yazılsın.

Abdüllatif Şener, AK Parti’den ayrıldıktan sonra en ağır hakaretleri yıllarca beraber yol yürüdüğü Erdoğan’a yaptı. Cumhurbaşkanına hakaretten hakkında dava açıldı. Abdüllatif Şener, hesabının, “Ayyıldız Timi” isimli bir grup tarafından ele geçirildiğini savundu ama avukatı mahkemedeki savunmasında buna hiç değinmedi. Milletvekili seçildiği zaman dava ertelenmişti. Şimdi yeniden başlayacak.

ERDOĞAN’I ELEŞTİRMİŞTİ

Abdüllatif Şener, AK Parti’den ayrılma sürecini siyasi ahlak ambalajına sardı ama bir anekdot aktarırsam yeterli olur.

Deniz Baykal, cumhurbaşkanı adaylığı için Abdüllatif Şener’i önermiş, ancak Erdoğan, “Adayımız, Abdullah Gül kardeşimiz” diyerek Gül’ü aday göstermişti.

Eşi başörtülü olduğu için Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığına karşı ‘Cumhuriyet Mitingleri’nin yapıldığı, ‘27 Nisan e-muhtırası’nın verildiği, ‘367 Kararı’nın çıktığı bir dönemdi. İş AK Parti’yi aşmış, demokrasi mücadelesine dönüşmüştü.

ZAMANLAMAYA DİKKAT

Muhtıraya, 367 Kararı’na karşı dik durmak gerekiyordu. Erdoğan siyasette var olup olmama mücadelesini veriyordu. Abdüllatif Şener ise Meclis kulisinde bir grup gazeteciye Erdoğan’ı eleştiriyordu. “Biz Erbakan’dan hep arabayı götürüp asker kışlasının duvarına vurduğu için ayrıldık. Bu da onu yaptı. O zaman biz Erbakan’dan niye ayrıldık?” diyordu.

AK Parti kulislerinde Abdüllatif Şener’in, “Asker Erdoğan’ı götürür beni başbakan yapar” diye bir beklentiye girdiği için AK Parti ile yollarını ayırdığı konuşulmuştu. Gerçek nedir bilemem ama bir siyasetçi için hiç iyi bir sicil değil.

KILIÇDAROĞLU’NUN HATALARI

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a muhalif olan ne kadar AK Partili varsa onlarla işbirliği yaptı.

Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu’na 35 milletvekilliği verdi.

Onlar da Meclis’e girince ilk iş olarak CHP ile yollarını ayırdılar.

Abdüllatif Şener’i Konya’da milletvekili seçtirdi. Şener, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na oy vermedi.

Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı yapmaya çalıştı. Gül, şimdi Kılıçdaroğlu’na uzak duruyor. Gönlü daha çok Ekrem İmamoğlu’ndan yana.

Kemal Bey, Erdoğan’a muhalif diye kim varsa tutup yanına alırsan böyle olur.

Davasına, liderine, partisine ihanet eden, sana da eder.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar