Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

İmamoğlu, güçlü bir rüzgâr estirebildi mi

Ekrem İmamoğlu’nun en çok duymak istediği söz, “Aday ol” cümlesiydi.

Ama Ankara’ya en çok duyurmak istediği cümle, “İmamoğlu aday olsun” cümlesi olduğundan kuşkum yoktur. Çünkü Ekrem İmamoğlu, vücudunun tüm zerreleriyle cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor.

Karadeniz turuna da bunun için çıktı.

Ama bence yanlış yerden başladı. İstanbul’un ilçelerini gezse daha fazla ilgili görürdü. Fakat o İstanbul’u değil, Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu için memleketi olan Karadeniz’i seçti. Karadeniz’in peşinden sel olup akmasını bekledi. Böylece Karadeniz’den 6’lı masaya “Millet beni istiyor” mesajını vermeyi hedefledi.

İmamoğlu’nun hamlesi, cumhurbaşkanlığı adaylığında kimse beni denklem dışına itemez çıkarmasıydı. Millet beni istiyor mesajıydı. Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili sorulara, “Bu sadece siyasetin işi değil, 6’lı masanın işi değil, milletin işi” yanıtını vermesi bunu göstermiyor mu? İmamoğlu’nun, tabandan tavana mesaj vermesi doğru bir taktikti. Karadeniz’in dalgaları gibi güçlü olması gerekiyordu. Ama o mesaj güçlü bir şekilde verilemedi.

DEMİREL TAKTİĞİ

Ben yasaklı olduğu dönemde Demirel’i izledim. Demirel, üstü açık bir arabada elinde fötr şapkasıyla, Antalya’nın, İstanbul’un, Samsun’un, Bursa’nın caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında yüz binleri toplamıştı. Özal ve Evren, meydanların sesine daha fazla direnememiş ve yasakları referanduma götürmüştü.

ERDOĞAN’IN KARADENİZ TURU

17-25 Aralık sürecinde de Erdoğan’la birlikte Karadeniz’deydik. Yağmura rağmen Karadenizliler yollara dökülmüştü. Meydanlar Erdoğan diyordu. Karadeniz turunda sağladığı moralle, Erdoğan’la Trabzon Havalimanı’ndan Pakistan’a uçmuştuk. Dün gibi hatırlıyorum. Uçakta Erdoğan’a sahadaki izlenimlerini sormuştum. “Biz kazanacağız” demişti. Öyle oldu.

RÜZGÂR ESTİREMEDİ

Demirel’in meydan çıkarması ve Erdoğan’ın Karadeniz turuyla İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi kıyas dahi kabul etmez. Demirel ve Erdoğan, siyasi tsunami dalgaları oluşturmuşlardı. İmamoğlu ise küçük bir rüzgâr dahi estiremedi. Hatta yer yer hayal kırıklığına neden oldu. Bundan sonraki hamlesini iyi planlaması lazım.

CHP BAYRAKLARI YOKTU

İmamoğlu’nun gezisinde CHP’li yöneticiler vardı ama CHP bayrakları yoktu. İmamoğlu, CHP’den bağımsız bir kampanya yürüttü. Tek başına parti gibi hareket etti. İmamoğlu’nun gezisinde CHP bayraklarının olmamasının, CHP Genel Merkezi’nde rahatsızlık oluşturduğu söyleniyor. İmamoğlu’na yakın medyanın çabaları sizi yanıltmasın. İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yönetimini rahatsız etti. Ama bu aşamada müdahale etmemeyi tercih ettiler.

KILIÇDAROĞLU RAHATSIZ

CHP Genel Başkanı cumhurbaşkanı adayı olmak için tüm gemileri yakmışken, CHP’nin belediye başkanının cumhurbaşkanı adaylığı turuna çıkmasından memnun olur mu? Siyasetin doğasına aykırı bir durum. Aklımızla alay mı ediyorlar?

Kılıçdaroğlu’nun şimdiye kadar verdiği mesajların tümünü unutun. İmamoğlu ve Yavaş için, bir dönem daha belediye başkanlığına devam etmeleri gerektiği yönündeki açıklamalarını bir kenara bırakın.

Ankara’ya çağırdığı Ekrem İmamoğlu’ndan cumhurbaşkanı adayı olmadığını ilan etmesini istediğini de yok sayın.

KILIÇDAROĞLU’NU NE ENGELLER

Kılıçdaroğlu’nun CHP grubundaki “Ya bana katılın ya da şimdi yolumdan çekilin” restini, karanlık eylemini anlattığı videosundaki “Yola çıktım” vurgusunu nereye koyacağız?

Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adaylığında kararlı. Hem de hiç olmadığı kadar. Ama 6’lı masada ciddi bir direnişle karşılaşırsa, ABD ve İngiltere büyükelçileri devreye girerse ne yapar, orasını bilemiyorum.

ESAD’LA GÖRÜŞMEYİ KİM ENGELLİYOR

2022-2023 yılı Suriyeliler yılı olacak. Çünkü bu iş Türkiye’nin iç güvenlik sorununa dönüşüyor. Lübnan’da, Afganistan-İran sınırında çekilen görüntüler Türkiye diye servis ediliyor. Provokatörler işbaşında. Yabancı istihbarat servisleri ülkemizi karıştırmaya çalışıyor. Ama bu, bizim bir Suriyeliler sorunumuz olmadığı anlamına gelmiyor. Çünkü özellikle İstanbul’da Suriyelerin gettolar halinde yaşadığı bölgelerde sorunlar var. Bu konuda önlemler geliştiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 milyon Suriyelinin gönüllü olarak geri döneceğini açıklaması boş bir vaat değil. Tam aksine bir plana ve projeye dayanıyor. İdlib, Afrin, Azez, El Bab, Cerablus, Mare, Tel Abyad ve Resulayn başta olmak üzere Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelere 1-1.5 milyon Suriyelinin yerleştirilmesi planlanıyor. Buralarda yapılan briket evlere zaten 490 bin Suriyeli yerleştirildi. Bu bölgelerde 1-1.5 milyon kişilik kapasite olduğu belirtiliyor.

İSTANBUL’DAN BAŞLAYACAK

Suriyelilerin geri dönüşü İstanbul’dan başlayıp Ankara, Gaziantep, Konya, Adana ve Hatay’la devam edecek.

Türkiye Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı bölgelerinde askeri ve siyasi olarak güvenliği sağlıyor. Tabii bunun bir de finansmanı var. Onun içinde BM Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi uluslararası yardım kuruluşları, Katar’ın sağladığı mali destek ile Kızılay, AFAD, İHH gibi STK’ların oluşturacağı kaynaklardan yararlanılacak.

PUTİN ENGELİ

Peki, Esad’la görüşüp bu işi kökten çözelim diyenler var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihbarat servislerinin görüştüğünü açıkladı. Biraz yokladım. Bazı birimlerimiz doğrudan Esad’la temas kurmuş. Esad, Türkiye ile temasta çok istekliymiş. Ama sorun Türkiye’de değil. Esad’da da değil. Putin’deymiş. Putin, Esad’ın doğrudan Türkiye ile temas kurmasından rahatsızmış, Türkiye-Suriye ilişkilerinin Rusya üzerinden yürütülmesini istiyormuş. O nedenle Putin, Esad’ın doğrudan Türkiye ile temas kurmasını engelliyormuş.

Yani engel Putin...

RUS GENERALLERİN YERİ NASIL TESPİT EDİLİYOR

New York Times gazetesi, ABD’nin verdiği istihbarat desteği sayesinde Ukrayna’nın, Rus generalleri etkisiz hale getirdiğini yazdı. Benzer bir istihbarat kısa bir süre önce kulağıma gelmişti. Sadece Rus generaller değil, ABD, cephedeki birliklere komuta eden albayların yerini de belirleyip “gerçek zamanlı” olarak Ukrayna’ya bildiriyormuş. Sistem şöyle işliyormuş.

CEP TELEFONU SİNYALİNDEN

Rusya’nın eski haberleşme sistemini cephede aktif bir şekilde kullanamayınca Rus generaller, cep telefonlarını kullanıyormuş. ABD ise cep telefonlarının sinyalinden yerlerini belirleyip “eşzamanlı” olarak Ukrayna’ya bildiriyormuş. Alınan sinyallerden koordinatlar tespit edilip o noktaya eşzamanlı olarak operasyon düzenlenip Rus generaller etkisiz hale getiriliyormuş. New York Times’ın da yazdığı gibi 12 generalden önemli bir bölümü bu şekilde ortadan kaldırılmış.

Ha bu arada Rus generallerin telefonla konuşmayı çok sevmeleri Amerikalıların işlerini kolaylaştırıyormuş. Putin, geveze generallerini susturmazsa elinde general kalmayacak.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar