Metin Çınar

Metin Çınar

Mail: cinarmetin06@hotmail.com

İNSAN NİTELİĞİ VE NİCELİĞİMİZ

Sokrates soruyor; Toplumlarda cahil insanların sayısı mı, yoksa bilge insanların sayısı mı çok olur? Bir gün talebesi Sokrates'e sorar:

- "Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir?

-Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde, elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur, yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı?

-Hem çok mümkündür ki, daha çok insanın daha az insandan yanılma ihtimali daha azdır. Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz.

"-Bunun üzerine Sokrates soru-cevap yöntemini kullanarak o talebeye önce sorar:

- "Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur?

"Talebe:

- "Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken, cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur.

"Sokrates:

- "Peki o halde bize yine söyler misin toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur, yoksa bilge insanların sayısı mı çok olur? "

Talebe:

- "Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur."

Sokrates:

- "Peki bize yine söyler misin, bir gemide yüz yolcu bulunsa, geminin nerde, nasıl ve hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir, yoksa o yüz yolcu mu?"

Talebe:

- "Eğer yolcular içinde Denizcilik bilgisi iyi olan yoksa pek tabi en iyi bilen kaptandır. Yoksa, gemi batmasa bile savrulur, durur. "

Sokrates:

- "Peki o halde diyebilir miyiz ki, herkes her konuda karar veremez. Herkes bildiği yerde konuşmalı, her iş ehline verilmeli."

Talebe:

- "Pek tabi olması gereken budur."

Sokrates:

- "Peki o halde, bize yine söyler misin, kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden, sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi? Hem sen de kabul ettin ki, bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur"(Yukarıdaki alıntı 2400 yıl önce Sokrates, öğrencisi Platon’un 10 kitaplık meşhur Cumhuriyet (Republic) isimli eserinden)

İKTİDARA DESTEK VERMEK DİNİ VECİBE DEĞİLDİR

İslam’ın ahlaki erdemleri, en başta da adalet fikri, Bardakoğlu hocamızın deyişiyle “fıkıh kuralları arasında buharlaşınca” işimize gelen her siyasete fetva yazılabiliyor. Mısır’da İhvan-ı Müslimin’in darbeyle devrilmesine Mısır Başmüftüsü fetva verdi, Selefi İslamcılar da darbeyi destekledi. Aslında siyaset itikat meselesi değildir. Sıffin’de birbirini öldüren 70 bin Müslümana itikadi açıdan hiçbir şey diyemeyiz. Kavga siyasi idi. Çağımızda siyasi konular modern anayasa hukuku ve demokrasi ile çözüme bağlanabilecek konulardır, itikat meselesi değildir. İktidara destek vermeyi “dini vecibe” imiş gibi gösterenler, çeşitli vakıflar, dernekler yoluyla maddi destekler alıyorlar; yolsuzluklar ve adaletsizlikler karşısında susuyorlar Bu, asırlar içinden gelen itaat kültürünün tezahüründen başka bir şey değil. (T.Akyol-Karar 17 Mayıs 2023)

YENİLMEYE MAHKUM GALİBİYET

Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Greek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır, ama yanında koskoca ordudan artakalan üç beş sefildir. Pirus’un bu zaferin ardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. Pirus Zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus Zaferi denir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar