Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

KARA MİZAH KARARLARIMIZA IŞIK TUTAR MI?

İnsanı üzecek; ölüm, hastalık, savaş, cinayet, doğal afetler gibi olaylar bazen öyle absürt şekilde gelişir ki bir yandan acılık, burukluk yaşarken diğer taraftan içinde barındırdığı mizaha güleriz.  Böyle durumlarda, “acı acı gülmek” tabirini kullanırız. Gözyaşıyla gülme yan yana durur. Kara mizahta kahkaha olmaz. Eğer acılı ve saçma olay bizim başımızdan geçmişse “Gülüyorum ama içim kan ağlıyor” deriz.
Fıkra tarzında yazılan kara mizahı okurken güleriz onun bir fıkra olduğunu biliriz. Bir kara komedi filmi izlediğimizde acıklı ama komik olaylara güleriz. Çünkü onun bir film olduğunu biliriz. Olaylar acıklı da olsa bizi etkilemeyeceğinden, kendimizi güvenli alanda hissettiğimizden gülmekte bir sakınca görmeyiz.
Bazen kara mizah; bir fıkra, bir film değil, hayatın bir gerçeği olarak ortaya çıkar. Ama olay öyle bir şekilde gerçekleşmiş ki bizi acı acı güldürür. Trajediyle komedi iç içe geçmiştir.
İşte gerçek bir kara mizah örneği:
Demokratik Kongo Cumhriyeti başkenti Kinşasa’dan Bandundu kasabasına giden uçak kaza yapar ve kazada iki pilotla toplam 22 kişi hayatını kaybeder.
Uçak yenidir, teknik anlamda hiçbir kusuru yoktur. İngiliz ve Belçikalı iki pilot deneyimli ve kalifiye elamanlardır.  Hava durumu normal, görüş mesafesi mükemmeldir. Yani uçağın düşmesi için hiçbir sebep yoktur. İncelemede herhangi bir kusur da bulunamamıştır.
Yaralı olarak kurtulan bir kişinin anlatımıyla olay açıklığa kavuşur.
Yolculardan bir kişi yasak olmasına rağmen uçağa spor çantasındaki yavru timsahla binmiş. Uçağın arka kısmında bulunan timsah yavrusu çantadan çıkınca bunu gören tüm yolcular ön tarafa doğru yığılmış. Bu nedenle, iniş halinde olan uçak dengesini kaybederek piste çakılmış.
Aslında uçak kazasına sebep olan, oldukça küçük ve ciddi bir tehlike oluşturamayacak bir timsah yavrusudur. Ama korkuyla panik; aklı, düşünmeyi ve soğuk kanlı davranmayı ortadan kaldırdığı için bu elim kazaya yol açmış.
Korkularımız bize gösterilen timsahlardır ya da bizim korkuyla ilgili önyargılarımızdır. Korktuğumuz zaman aklı selim, sağ duyulu düşünemeyiz. Korkularımız bizi sürü toplumuna dönüştürür. Bu durumu bilen siyasetçiler bizi korkularımızla yönetirler. Bir anda sürü haline geliriz. Esasında mantığımıza vurmadan, akıl yürütmeden, sorgulamadan korkunun rüzgarına kapılırsak asıl felaketi o zaman yaşarız. Franklin D. Roosevelt “Korkulacak tek şey korkunun kendisidir” diyerek korktuğumuz şeyleri sorgulamamızı ikaz eder.
Başlığımıza dönersek kara mizah, kararlarımıza ışık tutabilir. Acılarımızın, felaketlerin içindeki yanlışlıklarımızı görmemize yardım edebilir eğer korkumuzu değil aklımızı kullanırsak.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar