Amerikalı filozof Sidney Morgenbesser (1921-2004) bir gün metrodan inip merdivenlerden caddeye çıkarken piposunu yakmış. Polis anında müdahale etmiş. Caddeye çıkıncaya kadar pipoyu yakma diye ikazda bulunmuş. Sonra aralarında diyalog şöyle gelişmiş:
Morgenbesser, “Metroda değilim. Caddeye çıkmaya birkaç adım var. Bu durumda kime ne zararım olur?”
Polis, “Birkaç adım için sana izin verirsem herkese aynı izni vermem gerekir.”
Morgenbesser, “Sen kendini ne sanıyorsun? Kant’ mı?”
Polis bunu bir küfür sanarak profesöre kelepçe takmış ve polis merkezine götürmüş. Profesör daha sonra arkadaşlarının yardımıyla kurtulmuş.
Profesör polise, “Sen kendini ne sanıyorsun, Kant mı?” deyince, Polisin “Sana izin verirsem herkese aynı izni vermem gerekir” sözünü Immanuel Kant’ın “Evrensel bir kanun haline gelmesini istediğin kurallara önce kendin uy” sözüne gönderme yapmıştır. Polise “Kant’ın bu ilkesine mi özeniyorsun” demek istemiştir. Ancak polisin böyle bir felsefi dünyası olmadığı için doğrudan bu sözü küfür olarak algılamıştır.
**
Günümüzde diyelim kişi müzikle ilgileniyor, makam bilmeyen insanları cahil olarak görüyor. Kişi felsefeyle ilgileniyor felsefecileri ve sözlerini bilmeyeni cahil olarak görüyor. Oysa herkesin belli bir mesleği ve ilgi alanı var ve o alanda bilgi ve tecrübeye sahiptir. Eğer kişiler muhataplarının mesleğini ve ilgi alanını dikkate almadan kendi meslekleriyle başkalarını değerlendirirse hem sürekli iletişim kazaları olur hem de her meslek sahibi diğer meslek sahiplerini cahil olarak görür.
Buradan çıkaracağımız iki sonuç var. Birincisi, kendi mesleğimiz ve ilgi alanımız başkalarını değerlendirirken tek ölçü değildir. İkincisi, toplum içinde birileriyle muhatap olurken muhatabın durumuna uygun bir iletişim dili kullanmalıyız.























































Yorum Yazın