Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

KENDİMİZİN İYİ BİR ARKADAŞI MIYIZ?

Pisagor’un bir sözü var. “Sadık bir arkadaş bulamıyorsanız kendi arkadaşınız olun.” Peki kendimizin iyi bir arkadaşı mıyız? Sevdiğimiz insana iltifat ederken, hediye verirken acaba bunu kendimizden esirgiyor muyuz?

Geri bildirimin ne kadar önemli olduğunu geçen yazımda anlatmış, bir deneyden bahsetmiştim.

National Geographic'te yayınlanan Brain Games programı ekibi bu konuda etkileyici bir deney yapıyorlar.

Sokakta bir basketbol sahasında kişileri faul çizgisinden şut atmaya teşvik ediyorlar. İlk sahnede göreceğiniz kişi ilk denemelerinde 10'da 0 atıyor. Yani hiç isabet bulamıyor. Bunun üzerine göz bandı takılarak denemesi isteniyor. Göz bandı takıldığında, arkadaki grup attığı şutlardan sonra girmiş gibi tezahürat yapıyorlar.

Bunun üzerine göz bandı çıkarıp yeniden atış yapmaya başladığında 10'da 4 atıyor! Harika bir gelişme, değil mi?

Belki tesadüf diyeceksiniz. Bunun üzerine ekip, hali hazırda iyi şut atan basketbolu bilen birisinde bunun etkisini merak ediyor. Ancak bu sefer "olumsuz" etkinin nasıl bir tesiri olacağını merak ediyorlar.

Kişi ilk 10 atışında 9'unda basketi buluyor. Sonra göz bandı veriliyor. Göz bandı takılıyken kalabalık moralini bozacak şekilde tepkiler veriyor. Sunucu da atmayacağını düşündüğünü belirtiyor. Tabii ki göz bandı varken sokamıyor. Kalabalık dalga geçer gibi morali bozuyor.

Göz bandı çıkarıldıktan sonra kişiden yeniden şut atması isteniyor. İlkini sokuyor ancak sonra kaçırmaya başlıyor ve kalabalık iyice moralini bozuyor.” (İnternetten alıntı)

Geri bildirim sadece dışardan gelmez, çoğu zaman kendi kendimize de geri bildirimde bulunuruz. Bir şey başaramadığımızda kendi kendimize “sen bu işi beceremiyorsun”, bir arkadaşla aramız açıldığında kendi kendimize “Sen sevilmiyorsun” diyorsak, yani kendi kendimize olumsuz bildirimlerde bulunuyorsak kendimizin iyi değil kötü bir arkadaşıyız demektir.

Başkalarına duyduğumuz saygı gibi kendimize de duyuyorsak buna özsaygı, başkalarına duyduğumuz güven gibi kendimize duyduğumuz güvene özgüven, başkalarına gösterdiğimiz sevgi gibi kendimize gösterdiğimiz sevgiye özsevgi diyoruz. Tıpkı bunun gibi başkalarına yaptığımız geribildirimler gibi kendimize yaptığımız bildirimlere de özgeribildirim diyebiliriz.

Peki, kendimizin iyi bir arkadaşı olarak kendi kendimize geribildirimi nasıl yapmalıyız? İyi bir şey yaptığında bir arkadaşımıza nasıl iltifat ediyorsak kendi kendimize de edebilmeliyiz. Kendimize “Aferin, başarılısın,

tebrik ederim

” diyebilmeliyiz. Hatta başarılı çalışmalar sonucu geribildirim olarak kendimizi ödüllendirebilmeliyiz. Kendimize hediye almalıyız. En basitinden kendimize bir kahve ısmarlamak, tiyatro veya sinemaya gitmek gibi.

İyi bir şey yaptığımızda geribildirim olarak kendi kendimize iltifat edebiliriz. Peki ya, başarısız işler yapmışsak geri bildirim olarak neler yapabiliriz? Başarısızlığın sadece o deneyime ait olduğunu ve bunun geçici bir durum olduğunu kendimize telkin edebiliriz.

Bu deneyimin hayatın diğer alanlarına ilişkin olmadığını ve hayatımızın çok küçük bir alanına tekabül ettiğini oysa hayatımızda onun kat kat fazlası olumlu işler yaptığımızı geri bildirim olarak kendimize söyleyebiliriz. Başarısızlığımızın önemli bir sebebi olarak, elimizde olmayan ve öngörülemeyen dış nedenlerin etkisiyle gerçekleştiğini, hayatta her şeyin sadece kendi yetenek ve gayretlerimize bağlı olmadığını kendimize geri bildirim şeklinde söyleyebiliriz. Böylelikle uygun, moral bozmayan ve yapıcı geribildirimlerle kendimizi motive edebiliriz.

Peki siz hayatınızda kendi kendinize geribildirim yaparken kötü bir arkadaş gibi moral mi bozuyorsunuz yoksa moral mi veriyorsunuz? Moral bozuyorsanız kendinizin kötü bir arkadaşısınız moral veriyorsanız kendinize iyi bir arkadaşsınız.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar