Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nu engelleyebilecek mi?

Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının önünü kesmek için her yolu deniyor ama başarılı olabilecek mi emin değilim.

Çünkü Ekrem İmamoğlu, yarın cumhurbaşkanı adayı olacakmış gibi çalışıyor.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’yla Volkswagen Arena’daki etkinlikle tam bir cumhurbaşkanı adaylığı provası yaptı.

Volkswagen, Arena’daki ses ve ışık gösterisi için ciddi bir bütçe ayrılmış. İmamoğlu da o güne özel olarak hazırlanmış. İmamoğlu seçim kampanyasını başlatıyor. Sultanbeyli’yi ziyareti sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatıyla değil, cumhurbaşkanı adayı havasında konuştu.

İktidarı hedef aldı. “Artık yönetemiyorlar” dedi. “Ülkemizin bu idareden bir an önce kurtulması lazım” diye konuştu.

Bunları niçin aktarıyorum? İmamoğlu, cumhurbaşkanını halkın seçeceğini biliyor. O nedenle cumhurbaşkanı adayının belirleneceği masaya isminin halkın en çok desteklediği aday olarak girmesini istiyor. O nedenle halk tabanını genişletmeye çalışıyor. Karadeniz ziyaretiyle milliyetçi ve muhafazakârların, Diyarbakır gezisi ile Kürtlerin desteğini kazanmayı amaçlıyor.

İKİSİ ARASINDAKİ FARK

Kılıçdaroğlu sürekli olarak zikzak çiziyor. Bir yanda HDP’nin desteğini sağlamak için Irak ve Suriye tezkeresine hayır diyor, diğer yandan Yozgat’ta Kandil’i yerle yeksan etmekten söz ediyor.

Bir yandan ülkenin tüm sorunlarını çözeceğini söylüyor, diğer yandan herkesi tehdit ediyor.

Ekrem İmamoğlu öyle yapmıyor. İlk zamanlardaki pırıltısını kaybetmesine, birinciliği Mansur Yavaş’a kaptırmasına rağmen halk tabanını güçlü tutmaya çalışıyor.

BİLEK GÜREŞİ

Böyle giderse Kılıçdaroğlu’nun, İmamoğlu’nun önünü kesmesi çok kolay gözükmüyor. Cumhurbaşkanı adayının belirleneceği ana kadar Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki rekabet sürecek.

İmamoğlu, Meral ve Pervin Ablalarına güveniyor ama Kılıçdaroğlu’nun elindeki imkânlar da az değil.

Bakalım bilek güreşini hangisi kazanacak...

ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAK

BİR süredir AK Parti’nin rakibi ne CHP ne İYİ Parti ne HDP. AK Parti’nin rakibi “Ekonomi Partisi” diye yazıyorum. AK Parti, 3 Kasım seçimlerinde milletimiz tarafından 2001 ekonomik ve siyasi krizine çare olarak getirildi. 19 yılını doldurduğu iktidarı sürecinde ekonomik kriz yaşatmadı. Milletin refahını artırdı. Ama son dönemde pandeminin de etkisiyle ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Dar gelirli vatandaşlarımız ekonomik sıkıntıyı daha derinden hissediyor. Erdoğan, Türkiye’yi 2001 krizinin ağır koşullarının içinden çıkarmış, 2008 yılındaki global krizin ülkemizi teğet geçmesini sağlamış, milli geliri yükseltmiş bir lider. Zaten kamuoyu araştırmalarında halkımız yine çare olarak Erdoğan’ı görüyor. Muhalefet liderlerinin kaldırdığı bir çöp yok ki millet Kılıçdaroğlu gelince ekonomiyi düzeltecek desin.

ERDOĞAN YÜREĞİNDE HİSSEDER

Ekonomiyle ilgili sorunları çözmek en çok Erdoğan’ın yapabileceği bir şey. Çünkü geçmişte yaptı. Ayrıca Erdoğan’ın insani yönü çok güçlü. O şimdiye kadar “Kimsesizlerin kimsesi olmuş” bir lider. Yoksul sofralarına bağdaş kurup onlarla aynı ekmeği paylaşmış birisi. Dahası Erdoğan ekonomiyi rakamlardan ibaret görmeyen bir lider. Fakir fukaranın yaşadığı geçim sıkıntısını yüreğinde hisseden birisi. O nedenle Erdoğan, ekonomik sorunlar çözülürken önceliğini insanların alım gücünün yükseltilmesine veriyor. “Ekonomik zorlukları vatandaşa yansıtmamak için çalışıyoruz” dedi. Hane halkının geçim seviyesini yükseltmek için bir çalışma yürütülüyor.

ASGARİ ÜCRET

Asgari ücretin artırılması da bunun başında geliyor. Ama asgari ücretle ilgili olarak yanlış bir tartışma yürütüldüğünü görüyorum. Rakamlar havada uçuşuyor. Öyle yüksek rakamlar söyleniyor ki asgari ücret ne kadar yükseltilirse yükseltilsin kimseyi tatmin etmeyecek. Beklentinin bu kadar yükseltilmesi doğru değil. Asgari ücretin yükseltilmesi yönünde çalışma yapılıyor. Asgari ücret net olarak 2 bin 825 TL. Önümüzdeki yıl için asgari ücretin net olarak 3 bin 500 ya da 3 bin 600 lira olmasının üzerinde duruluyor.

Sadece asgari ücretin artırılması değil, hane halkının gelir seviyesini yükseltmek için bir dizi hazırlık yürütülüyor.

FACEBOOK TEMSİLCİSİ, MİLLETVEKİLLERİNİ ŞAŞIRTTI

Meclis Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman çok akıllı bir iş yapıyor.

Sosyal medyayı, sosyal medyacılardan dinliyor. Sosyal medyadan daha çok nasıl yararlanabiliriz diye çaba gösteriyor.

Dün Meclis Dijital Mecralar Komisyonunun konuğu, Facebook temsilcisiydi. Toplantıya Facebook’u temsilen katılan Azzam Alameddin’in ilginç bir özelliği ortaya çıktı.

Facebook Ortadoğu ve Kuzey Afrika sorumlusu olan Azzam Alameddin, konuşmasına Türkçe başlayınca milletvekilleri şaşırdı. Azzam Alameddin Ürdünlü olduğunu ama ODTÜ Uluslararası İlişkiler’i bitirdiğini söyledi. Oldukça da pozitif mesajlar verdi. ”Biz her zaman diyaloğa açığız. Size dostluk elimizi uzatıyoruz. Benim kalbim Türkiye’den yana. Ben Türkiye’nin yanındayım. Sizin endişeleriniz bizim endişemiz” dedi.

Bir ara Azzam Alameddin, Türk vatandaşı oldu mu acaba diye düşünmedim değil. Hani siyasete atılsa iş yapar. Çünkü bu yaklaşımı ile komisyon üyelerinin takdirini kazandı. Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman da sosyal medya platformlarının Türkiye’de sözde değil özde temsilcilik açmalarını istediklerini söyledi.

YOUTUBER’LAR DİNLENECEK

Dijital Mecralar Komisyonu önümüzdeki günlerde Twitter, Amazon ve YouTube temsilcilerini dinleyecek. Bazı komisyon üyeleri ise Enes Batur, Ruhi Çenet gibi ünlü YouTuber’ların da dinlenilmesini öneriyorlar. Hüseyin Yayman’la konuştum. O daha çok dijital mecraların Türkiye’nin tanıtımında kullanılmasından yanaydı. “Önümüzdeki yıldan itibaren dijital diplomasi atağını başlatacağız” dedi. İlk defa duyduğum bir kavram. Sosyal medya kötülüklerin yanı sıra büyük imkânları da önünüze seriyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar