Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Millet İttifakı’nda kriz mi var?

24 Haziran 2018 seçimleri öncesindeydi. CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifak görüşmelerinde ipler kopma aşamasına gelmişti.

Cihan Paçacı, Meral Akşener’in bilgisi dahilinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı. Sabah görüşme kararı aldılar.

Paçacı ile Kılıçdaroğlu, bürokratlıkları döneminden tanışıyorlardı. Birbirlerine ilk isimleri ile hitap edebilecek kadar hukukları vardı. Cihan Paçacı, ittifakın kurulmasının tarihi öneme haiz olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, alınacak her kararı itirazsız kabul edeceğini söyledi. Paçacı, CHP Genel Merkezi’nden çıkmadan Akşener’i arayıp bilgi verdi. İki lider görüşüp müzakereyi yürüten isimleri değiştirip ittifakı kurmayı başardılar.

Cihan Paçacı siyasetin akil isimlerinden biridir. Millet İttifakı’nı bozmaya çalışanlardan biri değil, tam aksine korumaya çalışan bir isimdir.

ERKEN UYARI

O nedenle CHP’ye yönelik uyarılarını Millet İttifakı yıkılsın diye değil, tam aksine Millet İttifakı ileride zarar görmesin diye yapılmış bir çıkış olarak görmek gerekiyor. İleride yaşanabilecek yol kazalarını önceden sezen tecrübeli bir politikacının ittifakının hukukunu koruma adına yaptığı bir ikaz olarak değerlendirmek gerekir.

Cihan Paçacı’nın, gazeteci Muharrem Sarıkaya’ya söylediği, “Kemal Bey son dönem tekil konuşuyor” sözlerini bir erken uyarı olarak görmek gerekiyor.

KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMASI

Paçacı’nın mesajı adresine ulaşmış olmalı ki Kılıçdaroğlu, gazeteci Fikret Bilâ’nın sorusu üzerine, “Ben Millet İttifakı olarak ortaklaştığımız konularda çoğul konuşuyorum. Ama henüz ortaklaşmadığımız konularda, ittifak adına konuşmayı etik bulmadığım için tekil şahıs olarak konuşuyorum. Bu benim Millet İttifakı’na gösterdiğim hassasiyetten kaynaklanıyor” diye açıklama yaptı.

Paçacı’nın,“Gençlere, esnafa, çiftçiye, KHK’lılara vaatlerde bulunuyor. Bu vaatler bizim açımızdan da olmaz şeyler, karşı çıktığımız durumlar değil. Ama biz ortak bir hükümet için ittifak halindeysek, en azından öncesinde bunları ortaklaşa kararlaştırmalı ve ortak bir dille birlikte açıklamalıyız. Madem birlikte bir hükümet kuracağız, bunları bize sordunuz mu? Öncesinde bir program yapmadan bu tür açıklamalar doğru değil. Bir taahhüt varsa, bunu CHP veya İYİ Parti yapacaksa, ortaklarıyla görüşmeli, karşılıklı görüş alındıktan sonra açıklanmalı...” sözlerinde bir yanlışlık yok.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Bir süredir dikkat çekmeye çalışıyorum. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığına karar verdikten sonra söylemini değiştirdi. Ben yapacağım, ben çözeceğim demeye başladı. Kendisini ön plana çıkardı. Ama burada unutulmaması gereken bir nokta var. Kılıçdaroğlu’nun bunları yapabilmesi için cumhurbaşkanı seçilmesi gerekiyor. Peki sadece yüzde 25’i aşmayan CHP’nin oylarıyla mı seçilecek? Yok. İttifakın adayı olarak seçilmeyi bekliyorsa o zaman neleri vaat edip etmeyeceğine ittifak ortakları olarak karar verilmesi gerekiyor.

AKŞENER-KILIÇDAROĞLU DİYALOĞU

Cihan Paçacı’nın “Ortak bir mekanizma oluşturalım” önerisini de Millet İttifakı’nın sağlıklı yürümesi için yapılmış bir uyarı olarak gördüm. İttifakın bozulmasına yönelik bir hamle olarak değerlendirmedim.

AKŞENER-KILIÇDAROĞLU GÖRÜŞMESİ

Bu arada Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında bir sorun yaşanmadığını göstermek için hafta sonu yedikleri yemek servis edildi. Doğru. Ama zaten iki lider kamuoyunun haberi olmadan zaman zaman bir araya gelip görüşüyorlar. Kimi zaman da telefonla konuşuyorlar. Bu aşamada Millet İttifakı’nda kriz var denilebilecek bir durum söz konusu değil. Ama bu cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Kılıçdaroğlu ile Akşener’in aynı düşündüğü anlamına gelmiyor.

HESAPLAR FARKLI

CHP’de Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yaptırmak gibi bir çaba var. İYİ Parti’de ise seçimi kazanacak biri aday olmalı eğilimi söz konusu. Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı aday yapmak istemiyor. Meral Akşener ise eğer seçimi kazanabileceksek İmamoğlu ve Yavaş neden olmasın havasında.

İYİ Parti’de ise kadınlardan ve muhafazakâr kesimden oy alacağı için Akşener formülü gündemde.

Görüldüğü gibi söz konusu Cumhurbaşkanlığı seçimi olunca Kılıçdaroğlu ve Akşener’in önünde çözümü zor bir sorun duruyor.

Çünkü olası bir mağlubiyette hesabı iki lider verecek...

AYLİN NAZLIAKA’NIN YALAN SİYASETİ

AYLİN Nazlıaka’nın CHP’li bir milletvekilinin odasındaki Atatürk posterinin indirildiği iddiası partiyi karıştırmıştı. Atatürk’ün partisinin bir milletvekilinin Atatürk posterini indirmesi hatta çöpe atması kabul edilebilir bir durum değildi.

Atatürk resminin çöpe atıldığı iddiasını araştırmak üzere Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla bir heyet oluşturuldu.

Nazlıaka, isim vermedi ama iki milletvekilinin ismi ön plana çıkmıştı. Biri CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz diğeri ise Zeynep Altıok Akatlı’ydı. Necati Yılmaz, yüzleşmek istedi ama Aylin Nazlıaka bunu kabul etmedi. Sonunda Aylin Nazlıaka kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi.

İFTİRA OYBİRLİĞİYLE TESPİT EDİLDİ

Şimdi CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nun oybirliğiyle aldığı kararı paylaşmak istiyorum.

“Disipline sevk edilen Aylin Nazlıaka’nın, bir milletvekilinin odasında bulunan Atatürk resmini indirdiği iddiasının gerçek olmadığını ve iddianın iftira kapsamında bulunduğunu oybirliği ile tespit etmiştir.”

Aylin Nazlıaka’nın, iddiasının “İftira kapsamında olduğu”na oybirliğiyle karar veren Yüksek Disiplin Kurulu, ihraç kararı aldı. Yalan söylediği ve iftira attığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından tescil edilen Aylin Nazlıaka CHP’den ihraç edildi.

Sonra ne olduysa Kılıçdaroğlu, Aylin Nazlıaka’nın partiye dönüşü için olağanüstü bir çaba sarf etti. Birkaç kez Parti Meclisi’ne getirdi ama kabul edilmedi. Kılıçdaroğlu’nun ısrarları sonuç verdi, Aylin Nazlıaka önce CHP’ye döndü sonra  Kadın Kolları Başkanlığı’na getirildi.

Peki Nazlıaka’nın iftira attığı iki milletvekili ne oldu? Yalan ve iftira atan Nazlıaka kazandı, haksız suçlamalara maruz kalan Ankara Milletvekili Necati Yılmaz ve Sivas katliamında yaşamını yitiren şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı milletvekili yapılmadı.

Aylin Nazlıaka yalan serisini ise sürdürmeye devam ediyor. Nazlıaka, Çanakkale ziyareti sırasında gece yarısı otele giriş yaptıkları sırada “Reisi size yedirmeyeceğiz” diyen bir şahsın aracı üzerilerine sürdüğü iddiasını ortaya attı.

“Reisi size yedirtmeyeceğiz” diyecek kadar fanatik AK Partili olduğu iddia edilen ve CHP’lileri öldürmek için üzerilerine araç sürecek kadar gözünü kararttığı ifade edilen şoför Vedat Aygören, “40 yıllık CHP’liyim. Böyle bir iftira görmedim” dedi.

Zaten CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ümit Ural’ın şikâyet dilekçesinde de böyle bir iddia yer almıyor. Aylin Nazlıaka, iki şoförün sürtüşmesi sırasında orada değil. Ayrıca CHP Çanakkale Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, Nazlıaka’yı doğrulamadı. “Partili kadınların üzerine direksiyon kırılmadı” dedi.

Aylin Nazlıaka ise yalanlarına devam ediyor. Nazlıaka bugün 98. yaşını kutlayan CHP gibi köklü bir partinin kadın kolları başkanı değil, adeta Brezilya dizilerindeki yalan rüzgârı gibi esiyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar