Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

Milli CHP’lilerin isyanı

CHP'nin kendi ilkelerinin tam tersi bir noktaya savrulması yeni değil. Temeli bir önceki dönemde atıldı. "Her evden bir oy HDP"ye denilerek başlayan ve tezkereye karşı çıkmayla devam eden bu süreci, yeni yönetim çok daha pervasız ve ölçüsüz bir noktaya taşıdı.
İşin bir ayağında oy hesabı varsa diğer ayağında da CHP'nin DEM'leşmesi gerçeği var.
İş öyle bir noktaya vardı ki, cumhuriyeti kuran parti çevremizi ateş çemberine çeviren kuşatmaları bile görmez oldu. Bölgede ABD, Çin veya Rusya nasıl bir hesap peşinde, enerji koridorları konusunda hangi ülke nerede pozisyon alıyor, "Kâğıtçılar, Taşçılar ve Makasçılar" diye tasnif edilen küresel sermaye güçleri nasıl bir hesaplaşma içinde, bu sorunların hiçbiri CHP'nin gündeminde değil. Daha vahimi, sınırımızda Türkiye'yi açıkça tehdit eden ABD-PKK işbirliğini de görmezden geliyor.
CHP'nin son 10 yıllık gündemine bakın, bir kere bile olsun, ABD'nin PKK'ya (YPG) bütçe ayırması, milyonlarca dolar göndermesi, binlerce TIR dolusu silah vermesi tartışılmadı, tepki verilmedi. ABD Kongresi'ndeki milletvekilleri bile bu konuda daha hassas davranıp ilgilileri sorguya çekti. YPG'nin aslında PKK olduğunu kongrede itiraf ettirdiler.
CHP yönetimi, sanki ABD, PKK'yı uzaylılara karşı silahlandırıyor tavrı içinde. Öyle olduğu için de bugün PKK'nın terör saldırısına karşı Meclis'in ortak bildirisine imza atmıyor, milletle zıtlaşan bir noktaya savruluyor.
Kuşkusuz bu siyasi körleşme, terör karşıtı, yurtsever CHP'lileri de rahatsız ediyor. Bu konuda öncü rol üstlenen iki CHP'li aktörün hakkını teslim etmek gerekiyor: Akif Hamzaçebi ve Gürsel Erol.
Eski CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi'nin açıklaması "ama'sız"dı:
"CHP Grubu bu bildirileri daima imzalamıştır. 'Ama' ve 'Bir bakalım, bilgi alalım' türünden cümleler bu bildiriye destek beyanında bulunmamanın gerekçeleri olamaz.
Bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'ta şehit ettiği kahraman askerlerimiz nedeniyle TBMM'deki siyasi parti gruplarının ortak iradesini yansıtan bu bildiri acilen yayınlanmalıdır."
İkinci güçlü tepki Elazığ Milletvekili Gürsel Erol'dan geldi. Bölge milletvekili ve Atatürk'ün yanında yer alan Diyap Ağa'nın torunu olan Erol, siyasi hayatının her döneminde terör karşı çıkmış, ülkenin birliğinden yana olmuş bir siyasetçi. Bu çıkışlarıyla CHP içinde "milli ve cumhuriyetçi" damarın sesi olan Erol, bu kez de susmadı ve tepkisini sıcağı sıcağına dile getirdi:
"Terörle mücadelenin bir parti meselesi olmadığını, devlet meselesi olduğunu her fırsatta gündeme getirdim. Ülkemizin üniter yapısını ve devletimizin varlığını korumak için gözünü kırpmadan şehit olmayı göze alan TSK personeli ana kuzularının şehit olmalarını siyasi propaganda haline getirmek asla doğru değildir."
Şu sözleri de CHP yönetimine anlamlı bir uyarıydı:
"Meclis'te ortak açıklanan bu bildiriye halkımızın beklentisini ve duygularını bilerek Elazığ milletvekili olarak ben imza atıyorum. Unutulmamalıdır ki ülke de devlet de hepimizin."

***


AK PARTİ'NİN MUĞLA SÜRPRİZİ
Önümüzdeki yerel seçim sonuçları, genel siyasetin yeniden şekillenmesinin de önünü açacak. Bu yüzden her parti için yerel seçimler -ister ittifakla ister tek başına girsin- var olup olmama seçimine dönüşecek. AK Parti ve MHP bu nedenle sadece geçen seçimde CHP'nin kazandığı 11 büyükşehirde değil, özellikle CHP'nin kalesi sayılan İzmir gibi birçok ilde de sürprizlere hazırlanıyor. Sürpriz yaşanacak o illerin başında da Muğla geliyor.
Kulislerde AK Parti'nin Muğla'da eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Aydın Ayaydın'ı aday göstereceği ve iyi bir Bodrumlu olan hocanın Muğla'da ezber bozacağı konuşuluyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar