Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Mutluluğun formülü!

Bu hayattaki en büyük amaçlarımızdan biri mutlu olmak. Yaşadığınız çevre, çalıştığımız iş, maddi ve manevi olanaklar, genetik özellikler, sağlık vs. mutluluğu etkileyen birçok neden var.
Uzun soluklu ya da anlık da olsa mutlu olmayı sağlayacak kesin bir formül de yok.
Peki, ünlü filozoflar mutluluk hakkında ne diyorlar? Belki onların sözleri yol gösterici olabilir.
Örneğin M.Ö. 6. veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucu- su Gautama Buddha "Sonu mutluluğa varan bir yol yoktur: Yol mutluluğun kendisidir" demiş.
Buddha haklı; zenginlik, aşk gibi nihai hedeflere ulaşıldığında bile insan sonradan mutsuz olmuyor mu?
Sokrates de "Mutluluk daha fazlası için uğraşarak değil; daha azdan keyif duyma kapasitesine ulaşma ile elde edilir" diyor.



SORUNLAR BİTMEZ
Sokrates de haklı. Daha fazlasını elde etmek stres, hırs vs. gibi yıpratıcı duyguları ortaya çıkarıyor.
Daha çoğuna sahip olmak ise geçmişteki küçük mutluluklar kadar bile değerli olmuyor! Platon ise "Mutlu olmak için yalnızca kendisine ihtiyaç duyan adam, mutlu bir yaşam için en kısa ve pratik yolu bulmuş demektir" diyerek en kestirme yolu göstermiş ama günümüzde bu çok zor.
"Mutluluğu; isteklerimi tatmin etmek yerine, onları sınırlayarak buldum" diyen J. S. Mill, daha 19. yüzyılda minimalist felsefeyle mutluluğu birleştirmiş gibi gözüküyor. O da haklı istek ve arzuların sonu gelmez!
Lao Tzu ya göre ise "Mutsuzsan geçmişte yaşıyorsundur. Endişeliysen gelecekte yaşıyorsundur. Huzurluysan şu anda yaşıyorsun demektir." Bu söze var mı itirazı olan?
Tzu M.Ö. 600'de olayı çözmüş.
19. yüzyılda yaşayan ünlü düşünür Kierkegaard da "Hayat, çözülmesi gereken bir problem değil; yaşanması gereken bir gerçekliktir" der. O da haklı. Son nefesimize kadar hayat bize problemler sunmuyor mu?
Bilgisayar oyunlarındaki gibi hayatımızda seviye atladıkça yeni sorunlarla karşılaşmıyor muyuz? Problemlerin sonu yok.
Özetle mutluluğun tek bir formülü yok. Kişiden kişiye değişiyor. M.Ö. yıllarda bile söylenenlerin şu an gerçekliğini koruyor olması ise şaşırtıcı. İlkçağda da, milenyum çağında da insanoğlu özünde hep aynı.
Mutlu olmak için hep başarılı olmaya da gerek yok diyeceğim ama bu yazının sonu gelmez.
Umarım mutlu olursunuz.

***


İLK SANAL TARAFTAR
Galatasaray kulübü, sosyal medyada taraftarlarla etkileşim sağlayan Leo isimli sanal bir taraftar yarattı.
Galatasaraylı kimliğiyle tasarlanan Leo; müzik, şarkı sözü, video ve çizim alanlarında çalışan bir "influencer" olacak.
Galatasaray taraftarları Leo'yu takip ederek ve ona etkileşim vererek kulübe maddi olarak da katkı sağlamış olacak.
Twitter, YouTube, Spotify ve Instagram hesaplarına sahip olan Leo, Galatasaray'la ilgili gelişmelerden sonra paylaşımlarda bulunacak.



Bazıları bu haber için kulüp boş işlerle uğraşıyor diyor. Ben tam tersini düşünüyorum.
Sinema ve reklam dünyasında sanal karakterler yaratılmaya başlandı. Hatta ölmüş film yıldızlarının bile mirasçılarından dijital hakları satın alınıyor.
Tabii Leo'nun nasıl yönetileceği de önemli. Eğer yapmacık, yüzeysel bir taraftar olacaksa ilgi çekmez.
Leo, orantılı bir fanatizme sahip olursa iş yapar.

***


YERLİ KURALI DÖRT OLMALI
Hırvatistan zaferinin kahramanı İsmail Yüksek, girdiği 25 ikili mücadeleden 16'sını kazanarak Hırvat orta sahasını perişan etti.
71 kez topla buluşan İsmail, 44 pasın 39'unda başarı sağladı.



Yüzde 89 pas isabetiyle oynayan milli oyuncu, sekiz top çalarak, maçı yedi top kapma ile tamamlayan Hırvatistan takımını tek başına geride bıraktı.
İsmail için Casemiro'nun genç hali diyebiliriz. Böyle devam ederse Fenerbahçe'nin yabancı altı numaraya ihtiyacı kalmaz.
Bu fotoğraf da İsmail'in gelişimini özetliyor. Çok çalışınca oluyor!
Eğer Süper Lig'de ilk 11'de üç yerli oynatma kuralı olmasaydı şu an İsmail'den bahsetmiyor olacaktık.
Gençlere güvenelim, yerli kuralı 4 olmalı artık!

***


AYDA KAÇ 'SPAM' ÇAĞRI ALIYORSUNUZ?
Telefondan spam çağrılar veya spam aramalara maruz kalmayan yok gibi. Ne kadar engellesek de başka numaralardan ulaşmayı başarıyorlar.
Bir ses güvenlik şirketi, dünyada tam 98 milyar telefon aramasını analiz ederek ortalama bir cep telefonu kullanıcısının her ay 14 spam çağrı aldığını ortaya çıkardı.



Ayda 100 spam çağrı alan da vardır ama kişi başına 14 spam çağrı çok yüksek.
Artık sahte çağrılar ve aramalar için yapay zekâ da kullanılmaya başlanmış.
Bu sahte arama ve çağrılar genelde dolandırıcı ya da pazarlamacılardan geliyor.
GSM ve telefon şirketleri artık bu soruna bir çare bulmalılar.
Spam çağrıları engelleyecek ve her telefonda kullanılabilecek bir uygulama geliştirilmeli.
Kısa vadeli bireysel çözüm ise spam çağrısı aldı- ğınız her numarayı engellemek.

***


ARTIK 'HAPPY HOUR' İSTENMİYOR
Wall Street Journal gazetesinin analizine göre pandemi sonrası, çalışanlar mesai saatleri dışında sosyalleşmeyi daha az istiyor.
Birçok kişi saatin 17.01 olmasıyla apar topar evlerine dönmeyi bekliyormuş.
Böylece çalışanların happy hour, mesai sonrası iş yemekleri ve iş toplantılarına bile ilgisi azalmış.
Eğer happy hour mesai saatleri içinde olursa katılım oluyormuş.
İşte buna güldüm!



Bazı işverenler mesaiye kalınması için pasta, pizza ve içecek sipariş edip çalışanlarını motive etmeye çalışıyor lakin pandemi her şeyi değiştirdi!
İşini çok seven, idealist çalışanlar bile artık ofiste kalmak istemiyor.
Çünkü pandemi başka bir hayatın olduğunu gösterdi.
Eğer ucunda güzel bir kariyer ve iyi bir maaş yoksa çalışanlar eskisi gibi kendilerini çalıştıkları yere adamıyorlar!
Mesleğinde çok iyi olup da emekliliğe ayrılanların da sayısı artıyor. Artık durumu iyi olanlar, paradan çok kendilerine ayıracakları zamana değer veriyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar