Metin Çınar

Metin Çınar

Mail: cinarmetin06@hotmail.com

NEDEN KUCAKTA?

İki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varırlar. Genç ve güzel bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktadır. Dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına geçirir. Öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesini de çıkarmamıştır. Dervişler dere kenarından bir kilometre kadar uzaklaştıklarında, diğer derviş daha fazla dayanamaz ve arkadaşına hışımla döner ve;

-Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta o kadın seni baştan bile çıkarabilirdi de. Öteki derviş

-Dostum ben o kadını bir kilometre geride bıraktım. Sen? Sen ise hala onu taşıyorsun.

YİĞİDİ ÖLDÜRME, HAKKINI DA YEME

CHP bir dönem bu ülke, mütedeyyin başörtülü kadınlara eziyet çektirdi. Başörtüsüyle üniversitelere alınmasına engel olundu, başörtüsüyle hastanelere girişlere engellendi, hatta asker çocuklarına başörtülü anneleri bile fazla görüldü, nizamiyeden içeri yemin törenlerini izlemeleri için bile alınmadı. Rektör yardımcılığı yapan Prof. Fatma Nur Serter’lerin ikna odalarında başörtülü öğrencilere yaptıkları psikolojik baskı ve devamında okullarından ilişiklerinin kesilmesi unutulmadı. Hala kulaklarımızda rahmetli Ecevit’in milletvekili seçilip TBMM Genel Kurul Salonu’na yemin etmek için gelen Kavakçıya “bu bayana haddini bildirin” demesi. Bunlar bu yüz yılda bu ülkede yaşanmış gerçeklerdi. Hepsi geride kaldı, kalmıştı! Ta ki, Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü serbestliğini hukuki güvenceye almak için kanun teklifi vereceğim” demesine kadar. Güzel ve şık bir çıkış, olumlu bir teklifti. Yine on bir sene önce yaptığı bir çıkış, sorunu barışcıl, temel hak ve özgürlükler adına üniversitelere başörtülü öğrencilerin alınması ricasını YÖK Başkanına açtığı bir telefonla gerçekleştirmesi gibi.

YÖK BAŞKANI PROF. YUSUF ZİYA ÖZCAN’A İNSANİ DEĞERLER ÖDÜLÜ

Doğru oturalım, doğru konuşalım. Yiğidi öldürmeyelim, hakkını yemeyelim ve de teslim edelim. Başörtü problemini Kılıçdaroğlu çözdü.

2010 Yılında Kılıçdaroğlu bir kaset olayı neticesi Deniz Baykal’ın istifasıyla boşalttığı CHP Genel Başkanlığı koltuğuna kongre üyelerinin oylarıyla seçilmişti. Antalya Kemer’de üç günlük süren bir toplantıda CHP Milletvekili olan Fatma Nur Serter kürsüden genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiri bombardımanına tutarak “zaten başörtüsü olayını Kılıçdaroğlu bizlere rağmen çözdü” diyerek hiddetle ve sinirli bir halle tepkisini dile getirmişti. Ben de aynı gün bu olayı Yeni Ufuk Gazetesi’ndeki köşeme taşıyıp, bunun olağanüstü bir bilgi olduğunu vurgulamıştım. “16 Nisan 2011 Yeni Ufuk Gazetesi “FATMA NUR’UN SUÇU NE?” başlıklı yazımla yayınlanmıştı. Yine bu olaya ait İnsani Değerler Derneği yetkili kurulları YÖK Başkanı Prof. Dr.Yusuf Ziya Özcan’a  “üniversitelerde ayrımcılığa ve özgürlükleri kısıtlayıcı uygulamalara karşı cesur duruşu ve insani değerler konusundaki yüksek duyarlılığa çok önemli katkıları” dolayısıyla “İnsani Değerler Ödülü” ((2011) vermişti. Ödül töreninde YÖK Başkanı Özcan’ın başörtü serbestiyetini “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun telefon edip başkan bu başörtülü çocuklarımızı lütfen okullarına alınız, bu yüzyılda bize yakışan bir durum değil” demesiyle adımın atıldığını anlatmıştı.

HEM CİNS (LGBT) EVLİLİĞİ ZATEN YASAK

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlun’dan gelen bu teklife karşılık “yasa yetmez, anayasayı değiştirelim” diyerek bir tık üst seviyeye çıkartarak güya Kılıçdaroğlu’na gol atmıştı! Oysaki olay hiç de öyle değildi. Başörtüsünün yanına birde güçlü aile çıkışıyla zaten mevcutta yasak olan LGBT evliliğine yasak koymak gibi bir “ikili anayasa madde paketi” getirmeyi açıkladı. Referandum dedi, HDP ile aynı masa etrafında bu konu üzerinde müzakereler yapıldı derken Kılıçdaroğlu’nun temel hak ve hürriyetlerin halkoylamasına götürülmesinin sakıncalı olduğu itirazına Erdoğan’da gelmiş oldu.

YILLAR ÖNCE BIRAKILANI KUCAĞINDA NEDEN TAŞIYORDUN?

Sonuç mu? On bir sene önce barışcıl bir girişimle çözülen kangren olmuş bir başörtü meselesini maalesef onlarca anayasa maddesi değiştirmiş, yüzlerce kanun ve kararnameler çıkarmış olan Ak Parti bugün siyasi bir hamleyle muhalefetin elinden alarak, top yekün köşeye sıkıştırmak istemiştir. Samimiyet testini herkes net bir şekilde görebilmektedir. Kılıçdaroğlu’nun hukuki güvenceye kavuşturup, siyasete rant kapısı olmaktan çıkartma çıkışı olmasaydı, Ak Parti ve Erdoğan’ın böyle bir çalışması olabilir miydi? Bugün size sormazlar mı, Kılıçdaroğlu’nun on bir sene önce bıraktığını, sen neden hala kucağında taşıyordun?

Metin ÇINAR

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar