Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

‘Pembe metrobüs’ mü, daha çok güvenlik mi?

Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencileri, 55 kilometrelik mesafeyi kapsayan Beylikdüzü- Kadıköy arasındaki Metrobüs hattında 44 durakta 227 kadınla yüz yüze görüşerek bir anket çalışması gerçekleştirdi.
Ankete katılan her 10 kadından dokuzu metrobüsteki güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu, her beş kadından ikisinin ise daha önce suça maruz kaldığını açıkladı.
Görüşme yapılan kadınlar, yolculuk esnasında en çok cinsel taciz korkusu yaşadığını belirtirken, metrobüs duraklarında ışıklandırma sistemlerinin yetersiz olduğundan şikâyetçi.



Kadınlar ayrıca duraklardaki güvenlik görevlilerinin de yalnızca kabinlerinde oturduğunu, alana dahil olmadığını ifade etti.
Her beş kişiden ikisinin suça maruz kalması ciddi bir oran. Bu sorunun çözümü için kadınlara özel ayrı metrobüs önerenler var. Daha önce de 'Pembe Metrobüs' isteği gündeme gelmişti.
'Pembe Metrobüs' genelde yaşam tarzı özelinde siyasi tartışmalara neden oluyor. Ve bu tartışmaların sonu hiç gelmiyor. Oysa kadınlara özel ayrı toplu taşıma aracı hem maddi hem de teknik olarak zor bir çözüm. Belli duraklara koysan, diğer duraklar da niye yok denir vs.
Bence her durağa, her merdivene, toplu taşımada kullanılan her alana kamera konulmalı ve yeterli aydınlatma sağlanmalı.
Metrobüslerdeki güvenlik görevlileri ise genelde ya gişede bilet kontrol yapıyorlar ya da kabinlerde oturuyorlar. Güvenliğe faydaları yok!
Ayrıca metrobüslerde yolcuların arasında sivil polislerin denetim yapması da yararlı olur.
Şehir merkezleri saçma sapan aydınlatmalarla ışık kirliliği yaratılıyorken, metrobüs duraklarının kuytu köşelerini aydınlatılmaması ise belediyelerin ve yerel yöneticilerin ihmalkârlığıdır.

***


TAKSİ SORUNUNU ÇÖZEN KAZANIR!
Bu yılın ilk 6 ayında İstanbul'da taksilere ilişkin (İBB) 153 İhbar Hattı'na tam 33 bin 878 şikâyet bulunulmuş.
Şikâyet konularında başı şu olaylar çekiyor:
- Yol ve yolcu seçme.
- Trafik kuralı ihlali.
- Fazla ücret alınması. Yolcuya kaba davranılması.
- Yolcuyu uzak yoldan götürmek.
- Kısa mesafe diye yolcu almama.
- Taksimetre açılmaması.
- Araç içinde sigara içilmesi...



Yıllardır taksi sorununu tartışıyoruz ve çözüm üretemiyoruz.
Şikâyetler arasında 652 darp ve taciz şikâyeti de var!
Temel sorun İstanbul'da hizmet veren taksi sayısının sadece 18 bin 773 olması.
Bu sayının iki katı taksiye ve eğitimli medeni şoföre ihtiyaç var.
Türkiye'de en çok üreten, en çok vergi veren İstanbul halkı bu taksi rezaletini hak etmiyor!
Yaklaşan belediye seçimlerinde taksi sorununu kesin bitirecek projeyi sunan, halkın desteğini kazanır!

***


MİKANOS YAPIYOR, PRENS ADALARI ÇÖKÜYOR!
Her bayramda olduğu gibi başta Büyükada ve Heybeliada'da büyük izdiham yaşandı... İzdihamın ana nedeni bayramda ulaşımın ücretsiz olması.
Sosyal medyaya gerçekten kötü görüntüler düştü. Ormanlık alana atılan çöpler, kavgalar, izdihamlar, bisiklet kazaları vs.
Adalarda devamlı yaşayanlar "Her bayramda bu eziyeti çekmek zorunda mıyız? Bayramda ücretsiz toplu taşıma olmasın ve Adalara giriş ücretli olsun" diye isyan etmeleri haberlere konu oldu.
Eskiden bir süre Büyükada da yaşamış biri olarak bayramlarda adalara uğramadığımı ve hafta sonları merkeze inmediğimi itiraf ediyorum. Adalılar da genelde bunu yapıyor.



Ancak adalara gelenlerden ayakbastı parası almak hem insan haklarına hem de seyahat özgürlüğüne aykırı.
Bazı adalılar, adaları kendi toprakları sanıyorlar.
Yok, böyle bir saçmalık!
Öte yandan adalardaki bayramlarda ve yaz sezonunda yaşanan yoğunluktan kaynaklı sorunlar için önlem alınmalı.
Ada belediyelerine ek bütçe ayrılmalı. Daha çok polise ve belediye işçisine ihtiyaç var.
Altyapı ve izdiham sorunları çözülse Prens Adaları, dünya çapında bir çekim merkezi de olabilir.
Mikanos Adası günde bazen beş devasa cruise gemisini ağırlarken, Prens Adaları da senede iki kez bayram kalabalığına çözüm üretemiyorsa ortada idari bir sorun var demektir!

***


ÖZEL İSTİHBARATTA FARK YARATIYOR
Sabah Gazetesi'nde Abdurrahman Şimşek yine gündem yaratan bir habere imza attı:
MİT'in saha ajanları, MOSSAD tarafından uzaktan çevrim içi yönlendirme tekniği kullanılarak Türkiye'de yaşayan yabancılara yönelik istihbarat haber alma, GPS cihazı ile araç takibi, Wi-Fi cihazların belirlenerek şifrelerinin kırılması ve ikametgâh adreslerinin tespit edildiğini belirledi.
Yakalanan yedi kişi, sorgularında MOSSAD'a çalıştıklarını itiraf etti. Toplamda dokuz hücreyle bağlantılı 56 şahsın MOSSAD'a çalıştığı değerlendiriliyor.



Bu film gibi haberin detaylarını okuyun derim.
Çetin Emeç Özel Ödüllü gazeteci Şimşek'in özel haberlerini casus romanı okur gibi takip ediyorum.
Şimşek aynı zamanda gazetemizin Haber Koordinatörü ama o sahada olmayı tercih ediyor. İyi de yapıyor.
Şimşek'in haberleri gazete sayfalarında da güzel işleniyor.
Özetle istihbarat haberlerinde Sabah gazetesi rakiplerine fark atıyor.
Şimşek'in Ferhat Ünlü ve Nazif Karaman'la birlikte yazdığı 'Diplomatik Vahşet - Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları' kitabı büyük ilgi görmüştü. Bu kitabın devamı gelir diye düşünüyordum.
Bu noktada Şimşek'i eleştireceğim.
İstihbarat ve casusluk alanında bu bilgi birikiminden daha çok kitap, belgesel, senaryo çıkmalı.
Casusluk ve istihbarat alanında gazetecilik faaliyeti yürütmek hem zor hem de riskli. Bu alanda elde edilen tecrübe ve bilgi de yurt dışında altın değerinde! Şimşek gibi gazeteciler Avrupa'da aynı zamanda 'best-seller' yazar oluyor.
Özetle sevgili Şimşek eğer yoğun mesainden vakit bulabiliyorsan senden kitaplar da bekliyoruz.

***


Altyazı
Kaybedeceği bir şey yokmuş gibi davranan birine güvenemezsin. (Köstebek)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar