Abdulkadir Selvi

Abdulkadir Selvi

Mail: dfdkgjdlgk@hotmail.com

Pijamalarıyla birliğine koşan komutan mı enkazdan çıkan helikopter pilotu mu kışlasından geç çıktı?

17 ton yardım malzemesi ile sabahın erken saatlerinde dev gibi bir nakliye uçağı olan A-400’le Etimesgut Askeri Havaalanı’ndan hareket ettik. İlk işim, “Savaş nedeniyle Ukrayna’da kalan bu uçak mıydı?” diye sormak oldu.

“Yok. Bu değildi ama benzeriydi” dediler. İlk istikamet Adana İncirlik Hava Üssü oldu. Amerika’nın İncirlik’teki üssü hakkında çok yazdım, çok konuştum. Ama oraya girmek deprem felaketi nedeniyle olacakmış.

İncirlik’te Amerika’nın savaş uçakları yoktu ama helikopterleri vardı. Savaş uçaklarını bakım gerekçesiyle başka yere kaydırmışlar. Ama ilk günlerde Amerikalılara ait helikopterler, arama kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaştırılmasında yardımcı olmuş.

MADENCİLER EFSANE OLMUŞ

İncirlik’e indiğimizde bir görevli, “Depremin ilk günü hava çok soğuktu. Soğuk yüzümüzü kesiyordu. Madenciler geldi. O soğuğa rağmen burada bir an önce bölgeye gitmek için yerlerinden kıpırdamadılar. Hayran kaldım” diye anlattı. Hatay’ın içinde bir enkazın başında sohbet ettiğim arama kurtarma ekibinden birisi, “Çok tehlikeli bir enkaz vardı. Üzerimize yıkılır diye giremedik. Ama madenciler geldi. Güvenli bir yol açıp enkaza girdiler ve oradan canlı insanları çıkardılar” dedi. “Kömür için değil, ömür için geldik” demişti madenciler. Bölgede efsane olmuşlar. Hepsini saygıyla selamlıyorum. Gönüllülere bir paragraf değil, koca bir sayfa ayırmak isterdim. Hani Z kuşağı şöyle, Z kuşağı böyle diyorlar ya, o gençlerin deprem bölgesinde yaptıkları hizmetleri görseniz göğsünüz kabarır.

PİJAMALARIMLA GELDİM

Adana’dan helikopterle İskenderun’daki askeri birliğe geçtik. Yardımlar için lojistik merkez olarak kullanılıyor. Ama muazzam iş yapıyorlar. Hangi ruhla çalışıyorlar diye soracak olursanız, birlik komutanı, “Depreme evimde yakalandım. Evden çıkınca ilk işimiz; eşim çocuğu aldı, arabayla memlekete gitti, ben ise ayağımda terlik, üstümde pijama ile birliğime koştum” diye anlattı. Gerisini siz hesap edin.

ENKAZDAN ÇIKAN HELİKOPTER PİLOTU

Hani diyorlar ya “Asker niye geç çıktı?” diye. Pijamasıyla birliğinin başına koşan komutan geç mi çıktı? Hatay Havalimanında askeri helikopterlerin pilotlarıyla tanıştım. Bir pilot, depremin ilk anlarında enkazdan çıkarılmış. Eşini güvenli bir yere gönderdikten sonra şimdi helikopteriyle yardım taşıyor. Bu pilot mu kışlasından geç çıktı? “Asker kışlasından geç çıktı” derken insanda biraz vicdan olur.

YARDIMLAR DEVAM ETMELİ

İskenderun’daki Şehit Teğmen Ahmet Tor Kışlası lojistik merkezine dönüştürülmüş, yardım malzemeleri burada tasnif ediliyor. Örneğin bol miktarda soba gelmiş. Onlar Kahramanmaraş ve Malatya’ya gönderiliyor. Sonra helikopterlerle, TIR’larla depremzedelere ulaştırılıyor. İlk yardım TIR’ı 7 Şubat günü saat 2’de gelmiş. O günden bu yana binlerce TIR yardım gelmiş. Yardım faaliyetlerinde görev alanların bir ricası var. “Arama kurtarma faaliyetleri bitti diye yardımlarınızı kesmeyin” diyorlar. Çünkü önümüzde uzun bir süreç var ve bu insanların yardıma ihtiyacı devam ediyor. Kıyafet değil ama iç çamaşırı, hijyen setleri ve gıdaya olan ihtiyaç sürüyor. Ramazan orucu geliyor. Bu kez Ramazan kolilerini, fitre ve zekâtlarımızı deprem bölgesine ayıralım.

İskenderun’dan helikopterle Hatay Serinyol’daki 8. Komando Tuğay Komutanlığı’na geçtik. Tam Hatay’ın girişinde yer alıyor. Depremde şehitler vermiş, bazı binaları ağır hasarlı olan bir askeri birlik. Bir yandan yıkım faaliyetleri sürüyor, diğer yandan ise yardımları koordine ediyorlar. Yardım taşıyan helikopterlerin biri inip diğeri kalkıyor, TIR’ların biri giriyor, diğeri çıkıyor. Askeri birlikler bir yandan da depremzedeler için sıcak yemek çıkarıyorlar.

6 SAATTE GEÇTİĞİM YOL

Depremden sonra geldiğimde Hatay’a 5 saatte ulaşabilmiştim. Ama çıkışımız daha zor olmuştu. 50 kilometrelik yolu 6 saatte alabilmiştik. Hatay’a giriş ve çıkış rahatlamış. Trafik ışıkları çalışmaya başlamış. Havaalanının kullanılmasıyla birlikte karayolunun yükü azalmış. Elektrik verilmeye başlanmış. Hatay uzun bir süre karanlığa gömülmüştü. Su gelmiş. Suyu Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ekipleri getirmiş. İskenderun’da, Hatay’da kiminle konuşsam Konya Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerini anlatıyor. Tebrikler Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay. Kardeşlik zor günde belli olur. Gönülleri kazanmışsın.

KONTEYNER KENTLER KURULUYOR

Hatay’da bir yandan enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor, diğer yandan konteyner kent kurmak için hummalı bir faaliyet yürütülüyor. Çadır kentler büyük ölçüde tamamlanmış. Mehmetçiğin kurduğu çadır kente geçtik. Hatayspor’un tesislerine kurulmuş. Antrenman sahası çadır kent olmuş. Mehmetçik okulunda çocuklara ders veriliyor. Üç öğün sıcak yemek çıkıyor. Hatayspor’un tesisleri olunca Volkan Demirel’in kulağını çınlattık. Hatay’ın sesi oldu. Büyüksün Volkan. Hataylıların gönlünde unutulmaz bir yer edinmişsin.

Çadır kentte çocuklara yönelik aktiviteler yapılıyor. Travmayı atlatmaları açısından önemli. Çocuklar kaynaşmaya başlamışlar. Minyatür kalelerde maç yapıyorlar. Zeynep kaledeydi ve oldukça da iddialıydı.

Pijamalarıyla birliğine koşan komutan mı enkazdan çıkan helikopter pilotu mu kışlasından geç çıktı

HATAY YIKILMIŞ

HATAY’ın merkezine geçtik. Defne’deydik. İlk iki depremde yıkılmayan binalar da yıkılmış. Antakya ve Defne’de yıkılmayan bina kalmamış. İlk günlerde gördüğüm hasarlı binalar da yerle bir olmuş. Asker ve polis devriye geziyor. İlk günlerdeki yağma olayları duyulmuyor. Kışlası Ankara Yenikent’te olan DAK Timi, Hatay’a ilk gelen arama kurtarma ekiplerinden. Hâlâ enkazların başında görev yapıyorlar. Arama kurtarma köpekleriyle diğer ekiplere de destek vermişler. Böyle bir afet yoktur. Hatay boşalmış. Köylerde evi olanlar köylere gitmiş ama diğerleri şehir dışına çıkmış. İlk günlerde gözü yaşlı insanlar, “Antakya bitti” diyordu. Aynı şeyi bu kez Defne’de duydum. Ama farklı bir şey daha öğrendim. Hataylı işinsanları ticari hayatın canlanması için harekete geçmeye başlamış. Bu iyi bir haber oldu benim için.

HATAY KÜLLERİNDEN DOĞACAK

Güzel insanların şehridir Hatay. Tarihte 7 kez yıkılmış ama her defasında küllerinden yeniden doğmuş bir şehir. Hatay’dan yüreğimde bir sızıyla ayrıldım, gönlümü bırakıp geldim. Ama Hataylılara olan inancım bir kez daha güçlendi. Hatay yeniden ayaklarının üstünde doğrulacak ve yine bizim özlediğimiz Hatay olacak. Buna olan inancım tam.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar