Salih Tuna

Salih Tuna

Mail: fsfdsf@hotmail.com

Pistin ortasında oynuyorum

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin eski başkanı Menderes Türel görevdeyken anlatmıştı.
Mealen aktarayım:
Yaşı biraz geçkin bir beyefendi, "Tebrik ederim Başkan" demiş, "sahili harika yapmışsınız!.."
Menderes Bey teşekkür etmeye kalmadan, "Ama size asla oy vermeyeceğim..." diye ilave etmiş.
Antalya'nın AK Partili eski belediye başkanı haliyle merak etmiş:
"Neden peki?"
"Tamam, sahil çok güzel olmuş ama, benim kızım burada bikinisiyle özgürce yürüyebilecek mi?"
"Beyefendi biz şimdiye değin kimin yaşam tarzına ne zaman müdahale etmişiz?"
"Sizi biliyorum, karışmazsınız ama ya sizden sonra gelecek AKP'li belediye başkanları?"
(...............)
AK Partili Menderes Türel geçen seçimde gitti, yerine CHP'li Muhittin Böcek geldi.
Gelgelelim, "modern endişe" baki kaldı; lök gibi duruyor!
Çünkü bundan gayet güzel iş görüyorlar. Söz konusu endişeyi her daim diri tutmak için de sinekten bile yağ çıkartmaya çalışıyorlar.
Atatürk Havalimanı üzerinden kopartmaya çalıştıkları fırtına mesela.
Niyetlerinin dımdızlak ortaya çıkmaması için malumunuz Atatürk'ü maske olarak kullanıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunlara dün çok güzel cevap verdi: "Bunların derdi Atatürk'ün ismine sahip çıkmak değil. Eğer gerçekten böyle hassasiyetleri olsaydı, kendilerine 'Mustafa Kemal'in itleri' diyenlerden hesap sorarlardı..."
Şu hale bakar mısınız:
FETÖ yayın organları Samanyolu TV ve Zaman gazetesinin gülü mesabesindeki frankofil bir profesör de, "Atatürk Havaalanı'nın pistlerini kırmak Türkiye'ye ihanettir, hesabı er veya geç sorulacaktır..." dedi, iyi mi?
Sizin anlayacağınız, dün bunlara karşı çıkıyormuş gibi yapan eşhas da bunlarla işbirliği içinde, "modern endişeye" benzin döküyor!
Ama beyhude! Kepazelikleri yanlarına kâr kalıyor sadece.
Dün, "İktidara geldiklerinde bizi kıtır kıtır kesecekler" diyorlardı. Barları, plajları kapatacaklar, otobüslerde harem selamlık uygulayacaklar diye algı oluşturuyorlardı.
En orijinali de sevgili Kılıçdaroğlu'na aitti. "Bunlar lokantaları kapatacaklar!" demişti.
Sonra hepsi birden Erdoğan'a "Diktatör" demeye başladılar. ABD taşeronu örgüt 15 Temmuz'da "Diktatör" dediklerinin katline ferman verdi. Bunların liderleri tankların arasından sıvışırken, kendileri de bankamatiklere koşuştu.
Hep algı peşindeler.
"Bunlar şeriatı getirecekler, müziği yasaklayacaklar!" diyorlardı.
AK Parti'nin en çok oy aldığı illerin biri de Trabzon. Uzun aradan sonra Trabzonspor şampiyon oldu. Kutlamaları herkes gördü. Başörtülüsü başörtüsüzü, genci yaşlısı tekno müzik eşliğinde coşuyor:
"Şu anda kulüpte keyfim yerinde / Arasan da seni duymuyorum / Sanma çekilirim bir kenara / Pistin ortasında oynuyorum..."
Şeriat gelecekti, kemençe de gitti. Şaka bir yana da, Sait Uçar'ın ilacı "yaylalar" yok. Maçkalı Hasan'ın dağları, tayları, bulutları yok. "Fidan boylu yar" bile yok. Varsa yoksa herkesin dilinde "kulüp" var!
Kutlamalarda "ağıt" olması yakışık almaz, biliyorum. Trend diye de bir şey var, biliyorum.
Lakin, Trabzon gibi "muhafazakâr" ağırlıklı bir şehrin, "bir gece kulübünün pistinin ortasında" oynadığını söyleyerek coşması da ne bileyim!..
Bana tuhaf geliyor!
Rahmetli Erkan Ocaklı'nın "Nenen çarık giyerdi bunlari unuttun mi?" türküleriyle büyüdük, belki de ondandır.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar