Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Polis, ABD’deki gibi mi yapmalı?

Artvin'in Borçka ilçesinde bir kişi, evli olduğu kişiden şikayetçi olmak için gittiği polis merkezinde tartıştığı polisi tabancayla ayağından vurarak yaraladı.
Daha kötüsü de olabilirdi. Daha önce böyle vakalarda iyi niyetine kurban giden polislerimiz de oldu.
Borçka'daki olayın videosu polis okullarında ders niyetine gösterilecek cinsten. Polis ile maganda vatandaş karşılıklı silah çekiyorlar.



KEVGİRE DÖNERDİ
Polis "Bekle, yapma" diyor, sonra kaçıyor arabanın arkasına saklanıyor. Maganda ise sanki pikniğe çıkmış gibi kendinden emin bir şekilde yürüyor ve polisi vuruyor.
Üzülerek söylüyorum; görüntüleri ABD'deki polisler izlese çok şaşırırlardı.
Bu olay ABD'de yaşansa, saldırgan "Dur" ihtarına uymadığı anda, silah çekmesine bile fırsat bulamadan kevgire çevrilirdi!
Elbette ABD'deki polisler de ellerindeki büyük gücü bazen abartarak kullanıp masum insanları öldürüyorlar. Bizdeki gibi polis merkezi önünde polis vurmak da bu kadar kolay olmamalı.
Uygulamada bir orta yol bulunmalı. Silahını haklı nedenlerle kullandığı halde soruşturma açılan polislerimizde oluyor. Polisimiz merhametli, önce ikna yolunu seçiyor ama normalde önce kendini sonra da vatandaşı korumalılar.



KANUN DEĞİŞMELİ
Ülkemizde bireysel silahlanma ve ruhsatsız silah kullanma artıyor. Bazen silahlı çatışmalar AVM'lerde yüzlerce insanın arasında bile gerçekleşiyor.
Kolluk kuvvetlerinin ve adli makamların elini kolunu bağlayan 2004 yılında Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde çıkarılan Ceza Muhakemesi Kanunu gözden geçirilmeli!
Polisin, gerektiği anlarda silah kullanmasını zorlaştıran kurallar değiştirilmeli.

***


KİLOMETRE DÜŞÜRENLER YANDI!
Araç kilometresini düşüren satıcı, nitelikli dolandırıcılık suçundan hapis yatmalı diye yazıyordum.
Sonunda beklediğim karar çıktı.



Bursa'da 200 bin kilometredeki aracını 68 bin kilometreye düşürüp internetten satan bir kişiye Yargıtay 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan 10 yıl hapis cezası verdi.
Aslında suça yardımcı olan; kilometre düşüren tamirhaneler, servisler de kapatılmalı. Kilometre düşüren ustalar da meslekten men edilmeli ya da büyük para cezaları uygulanmalı.
Eskiden kilometre düşürmek tamircilerin rutin işiydi! Bu ibretlik kararı alanları kutluyorum.

***


HEMEN, ŞİMDİ İSRAF YASASI!
Ülkemizde üretilen meyve sebzenin en az yüzde 25-30'u daha sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor. İsrafın yüzde 39'unun üreticilerden olması ürünlerin iyi toplanıp, saklanmadığını gösteriyor.
En kötüsü ise gıda israfının yüzde 42'sinin evlerde gerçekleşiyor olması.
İşi yemek yapıp satmak olan yemek sektöründeki israfın yüzde 14 düzeyinde olmasına ne demeli?
Türkiye, milli gelirinin yaklaşık yüzde 15'ini israf ediyor.
Bunun rakamsal karşılığı 1 trilyon 81 milyar liraya denk düşüyor.



Bu parayla birçok hastane, okul, otoyol, köprü vs. yapılır. En önemlisi halkımız fakirleşmez.
Temenniyle olmuyor bu işler. Vatandaşı bilinçlendirecek ve israfı önleyecek yasalar çıkmalı.
Örneğin İspanya'da 1 Ocak 2023'de yürürlüğe girecek yasaya göre; küçük dükkânlar hariç, gıda zincirinin tüm unsurlarının belirli bir plana sahip olması zorunlu olacak.
Barlar ve restoranlarda müşterilerin artan yiyecekleri evlerine götürmeleri için ücretsiz küçük çanta bulundurulması zorunlu olacak.
Süpermarketler son kullanma tarihi yaklaşan yiyecekleri önce indirimli satacaklar.
Satamadıklarını ise bozulmadan önce bağışlamak zorunda kalacaklar. Artık yiyecek atan marketlere ağır cezalar kesilecek.
Çöpe atmak yerine bağış yapmayı teşvik etmek için perakendecilere vergi indirimleri de sunulacak. Yasa çok detaylı. Türkiye'de bir de fiyat yükselsin diye ürünü çöpe atan hainler var! Bizde de acilen israfı önlemeye yönelik yasa çıkarılmalı.
1 trilyon 81 milyar lirayı bulan israfın yarısını kurtarsak ülke seviye atlar!

***


SONUMUZ BÖYLE Mİ OLACAK?
Saatlerce cep telefonu kullanmaktan gözleri bozulmayan kaldı mı? 2050 yılında dünyadaki insanların yüzde 52'sinin miyop olacağı tahmin ediyor. Sadece göz olsa iyi, insanlarda duruş bozuklukları da başladı.
Özel bir telekomünikasyon şirketinin yaptığı bir çalışma kapsamında günümüzden bin yıl sonra insanların nasıl görüneceği hayal edildi.
Ve fotoğrafta gördüğünüz Mindy adı verilen bir model oluşturuldu.



Eğer insanoğlu 3000'li yılları görürse ve cep telefonu ve türevi cihazlara bağımlılığımız devam ederse insanların kambur bir sırtı, geniş bir boynu, pençeli elleri ve ikinci bir göz kapağının olacağı tahmin ediliyor.
Geniş boyun, akıllı telefon kullanırken sürekli aşağıya doğru bakmamız sonucu ortaya çıkacakmış.
Ayrıca daha kalın bir kafatası ve ışığa aşırı maruz kalmayı önlemek için ikinci bir göz kapağı oluşabilirmiş.
Elbette 'Mindy' fazla distopik bir model.
Benim tahminime göre vücuda yerleştirilen çip teknolojisi geliştikçe akıllı telefonlar vücuda monte edilebilir. Giyilebilir teknoloji de hızla gelişiyor.
'Mindy' gibi olma ihtimalini düşük görüyorum.

***


EN SEVİLEN REÇEL
Yeni yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de en çok vişne reçeli (yüzde 27,7) seviliyor.
İkinci sırada yüzde 18,6 ile çilek, üçüncü sırada yüzde 12 ile incir, dördüncü sırada ise yüzde 10,9 ile şeftali reçeli yer alıyor.



Araştırmada dikkatimi çeken ise reçeli Türk halkının yüzde 89'unun satın almak yerine evde yapmayı tercih etmesi.
Eskiden birçok evde konserve, salça, tarhana, erişte yapılır, turşu kurulurdu. Yeni nesil ise hazır ürünü tercih ediyor.
Bu ürünleri evde hazırlamak aile bütçesine de katkı sağlıyor.
Yazın 7-8 liraya alınmış domatesten yapılan konserve, kışın atıyorum, 40 liraya alınan domatesten hem lezzetli hem de sağlıklı.

***


Altyazı
"Mesele şu ki, nostalji inkar demektir. Şimdiki acı veren zamanın inkarı." (Midnight in Paris)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar