Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

SİNOP HAPİSHANESİ VE BİR TESELLİ AĞACI HİKÂYESİ

Mezarlıklar, hastaneler ve hapishaneler insanlar için önemli ibret yerleridir. İnsanın zaman zaman bu yerleri ziyaret ederek, hayatı çekilmez hale getirdiğini düşündüğümüz nice dertlerin aslında ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu öğrenmesi gerekiyor. O zaman bize acı veren şeyleri daha büyük acılarla kıyas ederek büyük bir rahatlama duyuyoruz.

Hapishaneler bize özgürlüğün ne büyük nimet olduğunu hatırlatıyor. İnsanın günlük hayat içinde fark etmiyoruz ancak özgürlükten yoksun olmanın dayanılmaz ağırlığını hapishane ortamını gezince daha net anlıyoruz.

4/11/2015 tarihinde Sinop cezaevini gezme imkânı buldum. Acıların mayalandığı, değişik insan hikâyelerinin kesiştiği bu mekânlar, insanı buruk bir hüzünle düşünmeye sevk ediyor.

Hapishane ortamını dolaşırken ümidin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ediyoruz.  Hani Martin Luter King “Dünyada yapılan her şey ümitle yapılır” demiş ya. Ümit, Pandora kutusu efsanesinde Pandora tarafından istemeden dünyaya salınan tüm kötülük ve acılara karşı bize tanrının sunduğu en önemli ödül olarak bilinir.

Hapishane bahçesini gezerken orada bulunan bir dut ağacının hikâyesiyle ümitle yaşamanın önemini bir kez daha anlıyoruz. Dut ağacının yanında bulunan levhadan okuyoruz:

“…Dut ağacı bu! Dikmek için müdüriyete yazı yazmam lazım. “Maruzat” deriz biz ona. Yazı gider müdürün önüne, müdür bakar, “Hüseyin Pehlivan yazı yazmış!” cezaevinde birçokları da “yazar” dedi bana, öyle. Müdür beni çağırıp, “Yazı yazmışsın, söyle bakalım ne istiyorsun?” dedi. “Dut ağacı büyüyecek, dut verecek, herkes bunun dutundan yiyecek, sana dua edecek öyle mi?” dedi bana.

Ben, “Müdür Bey öyle değil, aslında hem öyle hem de başka anlamı var” dedim. “Başka ne anlamı var?” dedi. Ben de, “Bu dut ağacı büyüdüğü zaman 20 sene, 30 sene, 50 sene sonra neyse kaç yıl olursa olsun. Müebbet cezaya çarptırılmış, müebbet cezayı da bitirmiş, çıkmış buradan diyecekler. Bu şekilde teselli kaynağı olacak onlar için. Ben bunu düşünüyorum. Daha ümidimi yitirmedim. Bir gün çıkacağım buradan, hiç ümidimi yitirmedim” dedim.

Müdür öylece durdu ve “ Peki, dış bahçenin bir yerine dik” dedi.

Hüseyin Pehlivan “teselli ağacını” dikti ve ümit ettiği gibi Sinop Han’ından tahliye oldu.

Hüseyin Pehlivan (1933) kan davası hükümlüsü olarak Sinop Cezaevine düşmüş 1966 yılına kadar orada kalmış 1969 da Niğde Cezaevinden tahliye olmuş, Sinop’ta “Amerikan Radarında iş bularak orda çalışmış oradan emekli olmuş. Çeşitli medya kuruluşları onunla röportaj yapmış, hayatı hakkında yazı dizisi hazırlanmıştır.

Şartlar ne olursa olsun, ümit hiç kaybedilmemelidir. En zor anlarda bile siz de Hüseyin Pehlivan’ın teselli ağacını hatırlayıp bir teselli ağacı da siz dikebilirsini

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar