Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Sorun eğlenecek semtlerin az olması!

Pandemi yasakları yüzünden bunalan insanlar normalleşmeyle birlikte gecelere aktı! Yaz sıcağı, mekanlarda alkolün pahalı olması, gece 12'den sonra müziğin kesilmesi vs. gibi nedenlerden dolayı insanlar genelde parklarda ya da mekanların olduğu sokaklarda eğleniyor ve bazı taşkınlıklar yaşanıyor.
İnsan gibi içseler, hunharca gürültü çıkarmasalar, geride çöplerini bırakmasalar sorun olmayacak ama bunlar gerçekleşmesini bekleyeceğimiz en son şeyler. İngiltere'de Euro 2020 final günü yaşananları gördük. Her yerde sorumsuz insanlar var.
Eğlenen insanların yarattığı gürültü ve çevre kirliliğinden en çok şikayet edenlerin ise Beşiktaş, Şişli ve Kadıköy'ün gözde semtlerinde yaşayan, hayat tarzı ve özgürlükler konusunda çok hassas olan insanlar olması da ayrı bir tartışma konusu!



"İşte size özgürlüğün tadını çıkarın" demek de doğru değil! Kimse gecenin ikisinde-üçünde evinin önünde kalabalık bir kitlenin bağıra çağıra içmesinden, kapısına çiş yapmasından ve etrafı kirletmesinden hoşlanmaz.
Sorunun temeli İstanbul'un bir şehir planının olmaması ve çarpık kentleşme. Gelişmiş ülkelerde eğlence mekanları belli bölgelerde olur ve şehir planlaması ona göre yapılır. ABD'de, Avrupa'da da insanlar fazla içince sapıtıyor ama taşkınlık yaptıkları yerler normal yerleşim alanlarından uzakta ya da izole olduğu için sorun yaşanmıyor.
İstiklal Caddesi bu tarz izole merkezlere güzel bir örnekti. Burada binaların üst katları işyeri ya da büro olur, aileler yaşamaz. Ama İstiklal Caddesi eski özelliğini kaybedince eğlence arayanlar Kadıköy, Beşiktaş ve Şişli'deki bazı semtlere göç etti. Örneğin Beşiktaş'ta Şair Nedim, Ihlamur Dere ve Nüzhetiye caddeleri, Cihangir, Nişantaşı, Moda'da ailelerin yaşadığı binaların altlarındaki dükkanların çoğu kafe, bar oldu. Altta mekanlarda, sokaklarda insanlar naralar atıp eğlenirken, üstte insanlar uyumaya çalışıyor. Kadıköy'deki Barlar Sokağı'nda da durum aynı.



Mekan sahiplerine sorarsan "Alkol ruhsatını Beşiktaş, Şişli, Kadıköy'de daha kolay alıyorum" diyor! Ee gençler de eğlenmek, dağıtmak istiyor...
Sorun eğlenilecek yerlerin Cihangir, Moda, Beşiktaş-Çarşı gibi bazı semtlerle sınırlı kalması. Beylikdüzü, Esenyurt, Bayrampaşa, Maltepe, Pendik'deki insanlar bu üç ilçeye akınca eğlence mekanlarının önlerinde kalabalıklar oluşuyor, izdiham yaşanıyor. Özellikle Beşiktaş ve Kadıköy bu yükü kaldırmıyor artık!
Eğlence mekanları İstanbul'un geneline yayılırsa ve bu yerler yerleşim yerlerinden izole alanlar olursa sabaha kadar müzik çalınsa da, gençler dağıtsa da sorun olmaz!



BAYRAMDAN SONRA NE OLUR?
Kurban Bayramı tatilinin 9 güne çıkmasıyla birlikte 10 milyon kişinin seyahat edeceği ve bu hareketlilikten ulaşım, turizm, eğlence- yemek sektörünün 10 milyar kazanacağı tahmin ediliyor. Nerede hareket, orada bereket!
Umarım işletmeler pandemide kapalı kalmalarının acısını fahiş fiyatlarla vatandaştan çıkarmazlar!
Bu hareketlilik virüste vaka sayısını artıracak elbette. Delta virüsü diğerlerine benzemiyor daha hızlı yayılıyor, aman dikkat!



MANCİNİ'NİN SIRRI
EURO 2020, teknik direktörün sahadaki futbolcudan bile önemli olduğunu gösterdi! İtalya'nın forvet hattındaki bazı oyuncuları, Real Madrid, Barcelona, Paris Saint-Germain gibi devler üstüne para verseniz oynatmazlar! İtalyan kulüpleri de milli takımdaki çoğu oyuncuyu yedekte bekletiyordu.
Ama Roberto Mancini oyundan zevk alan, dostluğun ön planda olduğu savaşçı bir takım yarattı ve pragmatik oyun anlayışıyla kupaya kazandı.
İtalyan gazetesi La Repubblica, "Milan, Locatelli'yi anlamadı; Inter, Bonucci'yi hemen feda etti; Juve, Immobile'ye hiç şans tanımadı" örneklerini verdi. Milli takım oyuncularına ilk başta kimsenin güvenmediğini yazan gazete, "Mancini'nin onlara itibar etmesi delilik gibi görüldü" hatırlatması yaptı.
Gazete, Mancini'nin stratejisinin lig takımları tarafından da uygulanmasını tavsiye etti ve "Şampiyon oyuncuları yurt dışında arama stratejisi zafer getirmedi. Bu, kulüplere bir ders olsun" dedi.
Bizim kulüplere de ders olsun!



DANİLO ŞEF HER YERDE!
'Çok Gezenti' programının sunucusu Burak Akkul şöyle bir tweet paylaştı: "Reklamdan gördüğümüz kadarıyla Danilo Şef karısına haber vermeden vişne toplamaya Afyon'a, çikolata almaya Belçika'ya gidebiliyor. Ben en uzak caddenin sonundaki aras kargoya gitmiştim... Uyanmış... bi parladı!"
Danilo'nun enerjik, esprili ve yakışıklı İtalyan şef imajı, ülkemizde iyi iş yapıyor. Artık onu reklamlarda görmekten sıkıldık.
Ekranda önemli olan iyi yemek yapmak değil, imajın olsun yeter! Yemek programlarına çıkanların ortak yönü de kariyerlerinden sıkılıp organik tarıma, yemeğe merak sarmaları zaten. Bazıları yemek yapmayı, bıçak tutmayı bile bilmiyor!
Peki, bir Türk şefini İtalya'da TV programına çıkarırlar mı?



BİR KÜBALI SORUYOR...
Küba'daki hükümet karşıtı gösteriler gündem olmaya devam ediyor. Küba'da koronavirüs salgını sonrasında ilaç kıtlığı ve temel ihtiyaç maddelerine ulaşmakta ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bazıları sorunun temelinde ABD'nin uzun yıllardır uyguladığı ekonomik ambargo olduğunu söylüyor. Bu öyle bir ambargo ki, Küba'yı sadece ABD'den değil dünyadan soyutluyor. Buna rağmen Küba birçok ülkenin yapamadığını yapıp halkına eğitim, sağlık başta olmak üzere birçok sosyal hizmeti ücretsiz sunuyordu!
Bazı ekonomistler ambargonun önemli olmadığını sorunun komünist sistemden kaynakladığını söylüyorlar.
Bu uzmanlar, Oliver Stone'un belgeselinde bir Kübalı'nın sorduğu şu soruyu da yanıtlasa keşke: "Bazı insanlar ablukanın önemli olmadığını söylüyor, onlara göre ekonomik sorunlarımıza sadece hükümetimiz veya sosyalizm neden oluyor. Eğer bu doğruysa neden ambargoyu kaldırmıyorlar?"
Haklı bir soru. Evet, neden ambargoyu kaldırmaktan korkuyorlar? Zaten dünyanın geri kalanı kapitalizm ya da devlet kapitalizmi ile yönetiliyor! Ambargo kaldırılsın, Küba'nın ne yapacağını görelim.



Altyazı
"İnsan kendi yolunu kendi çizer. Kimse sana eliyle vermez. Kendin almak zorundasın." (The Departed)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar