Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

SÖZÜ BAĞLAMINDAN KOPARMAK

Bir sözü bağlamı dışında anlamak iletişimde ciddi bir sorundur. Bir söz, fikir, düşünce belli bir bağlam içinde anlamlı olurken bağlamı dışına çıkardığınızda anlamsız bir fikre, bir düşünceye dönüşebilir. 

Sözleri düşünceleri bağlamı içinde düşünemeyen ve anlayamayanlara bağlam özürlü diyoruz.

Bağlam, herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısıdır. Bir düşünce, fikir ve sözü doğru bağlamı içinde anlamak için olayın özelliklerine , kim tarafından, ne maksatla söylendiğine bakmak gerekir.

Günümüz hız çağıdır, fast food kültürü var. insanlar nasıl ayak üstü atıştırıp geçiyorsa, düşünceleri, fikirleri ve sözleri de  sloganik bir şekilde öğrenmeyi tercih ediyor. Günümüz insanı Mesneviyi okumak yerine Mevlana'dan bir kaç sözü okuyup Mevlana'yı anladığını düşünüyor. 

Günün insanı twetterde 140 karakterde  yazdığı bir cümle ile hayata dair formül üretiyor, ya da oradan öğrendiği basma kalıp sözlerle hayatı anladığını düşünüyor.

Bağlamından kopan sözler iletişimde nasıl bir soruna yol açıyor?

Örneğin “Söz gümüş ise sükut altındır” sözü sadece öfkeli durumlarda başvurulacak bir durum iken yani zamanında  o maksatla söylenmişken hayatın her alanına yaygınlaştırdığınızda söz yanlış bir davranışa dönüyor, suskun, edilgin bir toplum oluşmasına yol açıyor.

“Pire itte bit yiğitte bulunur” atasözü, bitin yaygın olduğu geçmiş zamanlarda kullanılan bir sözdür. İnsanlar bir sorunu aşamadıkları zaman onu normalleştirmeye başlıyor. Bir zamanlar farenin Hindistan'da Tanrı olarak bilinmesi gibi.  Geçmiş zamanda normal karşılanan bu söz günümüzde anlamını yitirmiştir. Bu gün atasözü diye bu söz  kullanılması bağlamından kopması demektir. 

Eğtimde sık sık kullanılan “Et tekrarı ahsen velev kane yüzseksen” (tekrar güzeldir yüzseksen kere bile olsa) sözü  kerametli bir söz gibi çok sık kullanırlar. Oysa yine Arapça bir deyim daha vardır. “Et tekrarı kabihun. Velev kane fasihun” (tekrar bıktırıcı, tiksindiricidir. Çok fasih, veciz, beliğ de olsa)  Tekrarın güzel olduğu Kuran-ı kerim in sık okunması için teşvik mahiyetinde söylenmiş bir sözdür. Sözün  asıl maksadından uzaklaşıp sürekli tekrar yaptığınızda hem bıktırıcı olur  hemde geride kalmaya yol açar.

Ben derste barışın önemini anlatmak için “Önemli olan yüz savaşı kazanmak değil, önemli olan savaşmadan barışı kazanmaktır” şeklindeki Çin Atasözünü söylüyorum. Öğrenci o zaman niye Doğu Türkistan’a zulüm yapıyorlar” diyor. Geçmiş dönemlerde Konfüçyüs kökenli bu sözün barış vurgulu bir söz olduğunu günümüz olaylarıyla bir ilgisinin olmadığını anlatmaya çalışıyorum.

Ben “İlim adamları, imamlar, hukukçular cübbe giyerler. Cübbelerin düğmesiz olması kimsenin önünde eğilmemeleri, cepsiz olması parayla satın alınmamalarını simgeler” diye söylüyorum. Öğrenci “Hocam bize verilen resmi elbiseler çok düğmeli ve her tarafında cep var.  o halde bize bu saydıkların meşru mu?” diyor.

Lafı bağlamından koparmak yani bağlam özürlülük olduğu gibi lafı dübüründen anlamak tabiri de aynı fasıl içinde yer alır.

Sözü bağlamından koparmak gazetecilikte sık kullanılır. Bilerek ve kasıtlı yapılır.

İkinci dünya savaşı sonrasında Amerika'ya giden Papa uçaktan inince gazeteci mikrofonu uzatır. "Efendim genelevine de uğrayacak mısın?" der. Papa, şaşkınlık ve tereddütle "Burada genelevi var mı?" diye karşılık verir. Ertesi gün gazetede manşet: "Papa'nın uçaktan iner inmez, ilk sözü: 'Burada genelevi var mı?' 

Sözü bağlamından koparılmış söze uygun bir fıkra ile bitirelim.

Bir bedevi, ramazan ayında gündüz meyve yerken görülmüş. “Sen ne yapıyorsun böyle” diye sorulduğunda cevabı şu olmuş: “Cenab-ı hakkın şöyle buyurduğunu işittim. “(ağaçlar) meyve verince meyvesinden yiyin! (Enâm:141) Ben bu meyveyi yiyerek iftar edemeden ölüvermekten korktum. Mazaallah, böyle bir durumda Allah’ın ermine karşı gelmiş olmam mı”

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar