Dr. İmbat Muğlu

Dr. İmbat Muğlu

Mail: djfd@hotmail.com

SURİYE AŞİRETLERİ TÜRKİYE’NİN YANINDA

Türkiye son yıllarda hem yurt içinde hem de sınır ötesinde terör örgütlerine karşı yaptığı büyük operasyonlar ile tarihe damga vurmuştur. Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Türkiye’nin sınır güvenliği tehlikeye girmişti. Suriye iç savaşının etkisi ile Türkiye’ye çeşitli yollarla sızan teröristler yurt içinde bir çok kanlı eylem düzenledi. Bu saldırılarda yüzlerce masum vatandaşımız ŞEHİT olmuştur. Art arda gelen bu saldırıların ardından düğmeye basıldı ve Şanlı Ordumuz Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattı. Türkiye, 24 Ağustos 2016 sabahında Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye’ye girdi. Türkiye, dünya kamuoyuna Fırat’ın batısının kendisi için kırmızı çizgi olduğunu defalarca hatırlatmasına rağmen bir çok uluslar arası aktör terör örgütlerine desteğini kesmemiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özgür Suriye Ordusu ile birlikte 24 Ağustos 2016'da başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı ile bölge terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD/YPG'den temizlenmiş oldu. Harekat 30 Mart 2016’da sona erdi. Bebek katili PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’nin Suriye rejimin bölgeden çekilmesiyle birlikte yerleştiği Afrin ve civar yerleşim alanlarında giderek güçlenmesi Türkiye’yi rahatsız etmiştir. Terör örgütlerinin sınır hattımızda bir terör koridoru oluşturma planları Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Terör koridoru diye bir şey kabul edilemez. Afrin temizlenecek’ açıklamasının ardından . 20 Ocak 2018’de  Zeytin Dalı Harekâtı başlatılmıştır. Zeytin Dalı Harekâtı da başarıyla sonuçlanmış ve bölgede güvenlik sağlanmıştır. Bu başarıyla beraber Türkiye, Suriye’nin geleceği konusunda karar alıcı bir pozisyona gelmiş, diplomatik ilişkilerin önemli bir aktörü olmuştur. Afrin’den sonra Türkiye, uzun süredir sinyallerini verdiği Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu 9 Ekim 2019’da başlattı. Rakka’nın kuzeyindeki Tel Abyad ile Halep’in kuzeyindeki Rasulayn beldeleri üzerinden başlayan operasyon ile bölge  PKK/PYD/YPG terör örgütünden kurtarıldı. 27 Şubat 2020'de TSK ve SMO  Suriye'nin İdlib iline yönelik Bahar Kalkanı Harekâtı’nı başlattı. Türkiye sınırlarının güvenliğini için başlatılan operasyon aynı zamanda olası İdlib göçünü önlemek yapılmıştır.Türkiye’nin sınır ötesinde yaptığı operasyonların temel amacı Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak, sınır hattımızda bulunan terör unsurlarını temizlemek, sınırlarımızı güvence altına almak ve ülkede bulunan Suriyeli kardeşlerimizi güvenli bir şekilde dönüşünü sağlamaktı. Türkiye’nin bu gayelerle Suriye’nin bir çok bölgesine barış ve huzur getirmiştir. Yıllarca mevcut Esad Rejimi tarafından baskı altında tutulan sonrasında terör örgütüne peşkeş çekilen bölgeler Türkiye’nin başarılı operasyonları neticesinde özgürlüğüne kavuşmuştur. Lakin bu huzur ve barıştan dolayı rahatsız olan terör örgütleri, Esed rejimi ve bir çok devlet var. Huzur ortamında sivilleri hedef alan terör örgütleri PKK/YPG/DEAŞ bölgeyi istikrarsızlaştırma çabaları, Rusya-İran destekli Esed rejiminin sivillere yönelik artan saldırıları ve İran’ın  sistematik olarak dayattığı Şiileştirme politikasına karşı Türkiye’nin yanında olduklarını dünyaya duyurmak için Suriye’nin önde gelen kabilelerden Elbu Şaban Kabilesi’ne bağlı 26 aşiretin ileri gelenleri ile bir araya geldik. Elbu Şaban Kabilesi’ne bağlı aşiretler Esed rejimine, bölücü ve mezhebi terör örgütlerine karşı birlikte hareket etme kararı aldılar. Suriye topraklarında bundan sonra adı,menşei ne olursa olsun hiçbir terör örgütünü istemediklerini dile getirdiler.Ayrıca Suriye’nin barışı ve huzuru için her daim Suriyeli kardeşlerimizin yanında olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Türk Milletine minnettar olduklarını onlarca kez söylediler. 2011  yılında başlayan iç savaştan günümüze kadar olan süreçte Suriye’deki kabile ve aşiretler önemli roller oynamıştır. Halk ayaklanmasının merkezinde yer alan aşiret yapıları savaşın seyrini etkilemekle kalmamış, bölgesel ve küresel aktörler arasında yaşanan mücadelede aşiretlerin önemi artmış ve taraflar aşiretlerle diyalog ve iş birliği arayışı içinde olmuştur. Suriye’deki olası bir siyasi çözüm ve yeniden yapılandırma sürecinde aşiretlerin ciddi ve kilit bir rol oynayacağı muhakkaktır. Bu bağlamda kabile ve aşiretleri tanımak, bilmek, anlamak ve tutumlarının arkasındaki dinamikleri öğrenmek gerekmektedir.Suriye topraklarını özgürleştirerek; barış ve huzur getirmek için aşiretlere büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Onun için tüm muhaliflerin tek çatı altında birlik olması gerekmektedir. 

Dr.İmbat MUĞLU

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar